"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfusta Soyadı Düzeltilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz'in 14.12.2017 gün ve 2017/6305 Esas, 2017/16886 Karar sayılı ilamı ile temyiz dilekçesinin reddine karar verilmişti. Davacı tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı dava dilekçesinde anne ve babasının 1992 yılında boşandıkları üzerine velayetinin annesi ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfusta Ad ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı dava dilekçesinde, nüfus kayıtlarında "..." olan adının "...", "..." olan soyadının "...." olarak düzeltilmesini istemiş; mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesine göre adın ve soyadın düzeltilmesi haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir. Somut olayda, dava iki ayrı talebi içermekte olup, birincisi davacının "..." olan adının "...", ikincisi ise "..." olan soyadının "..." olarak düzeltilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davacının soyadının değiştirilmesine ilişkin talebinin reddinde, davanın ispatlanamaması nedeniyle, bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
in nüfusta 11.11.1993 olan doğum tarihinin ay ve gün baki kalmak üzere 11.11.1990 olarak düzeltilmesini istemişlerdir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar dava dilekçesinde ve yargılama sırasındaki beyanlarında müşterek çocukları ...’in gerçek doğum tarihinin 11.11.1990 olmasına rağmen nüfus kütüğüne 11.11.1993 olarak yazıldığını, ileri sürerek bu yanlışlığın düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden yaşının düzeltilmesi istenen ...’ın aynı anne ve babadan doğma 11.11.1990 doğumlu ... ... adında bir kardeşinin olduğu görülmektedir. Mahkemece ...'in doğum tarihinin 11.11.1990 olarak düzeltilmesi sonucu ... ile kardeşi ... ikiz kardeş durumuna gelmektedir....
Davanın kabul edilmesi halinde çocuklar ... ve ...’un baba adı ve soyadı( nüfus hanesi) değişeceği gibi nüfusta babaları gözüken kişi ile olan soybağının iptali de gerekeceğinden, dava bu niteliği itibariyle bir nesep davasıdır. Soybağı hukuku ile ilgili davalar 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin görev ve yargılama usullerine dair kanunun 4. maddesinde gösterilen davalardan olup TMK.'nun 282 vd. maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgili olan bu davanın Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Aile Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 03.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfusta Ana-Baba Adının Düzeltilmesi/Değiştirilmesi İstemli KARAR Yargılama sırasında dava Cumhuriyet Savcısına usulüne uygun olarak ihbar edilmediğine göre, kararın Cumhuriyet Savcısına tebliği zorunludur. Cumhuriyet savcısına yapılacak tebligatın usulü 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 43'ncü ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 65’nci maddesinde gösterilmiştir. Buna göre "Cumhuriyet Savcılığına yapılacak tebligat, tebliğ olunacak varaka aslının kendisine gösterilmesi suretiyle olur. Bu tebliğ bir mehile başlangıç olacaksa, Cumhuriyet Savcısı, gösterildiği günü, varakanın aslına işaret ve imza eder." hükmünü içermektedir. Tebligatın gösterilen usule göre yapılması, geçerlilik koşuludur. Bu bakımdan Cumhuriyet Savcısına gösterilen usulde tebligatın yapılması zorunludur. Bu şekilde yapılmayan tebligat usulsüzdür....
Ancak; Soyadının düzeltilmesine karar verilen davacı ... nüfusta 5 cilt no'da kayıtlı olduğu halde, cilt numarasının kararda 65 olarak yazılması ve kararın verildiği yargılamanın son oturumuna katılan Cumhuriyet Savcısının ad ve soyadı ile sicil numarasının gerekçeli kararın başlık kısmında gösterilmemiş olması doğru değil ise de; bu yanılgıların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının birinci paragrafındaki "65"in metinden çıkartılarak yerine "5" ve gerekçeli kararın başlık kısmında hakimin kimliğinin yazıldığı satırdan sonra gelmek üzere bir başka satır olarak "Cumhuriyet Savcısı ... ..." ibaresinin yazılması suretiyle kararın düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 05.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nüfusta Baba Adı Düzeltilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mahkemece kararı temyiz eden Nüfus Müdürlüğüne, 7.11.2003 tarihinde tebliğ edilmiştir.7.11.2003 tarihli tebliğ mazbatasında, tebliğ memurunun adı ve soyadı bulunmamakta ise de imzası mevcuttur.Tebligatda nüfus müdürünün bizzat kendisine yapılmıştır.Tebliğ mazbatasında tebliğ memurunun adı ve soyadının bulunmaması usule aykırılık oluşturmakla birlikte, tebliğ muhatabının usulsüz tebliğe muttali olduğu, Cumhuriyet Savcılığına hitaben yazdığı 27.9.2004 tarihli yazıdan anlaşılmaktadır. Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise, muteber sayılır.Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi addolunur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfusta Ana-Baba Adının Düzeltilmesi/Değiştirilmesi İstemli Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR ... Cumhuriyet Başsavcılığı 30.03.2015 tarihli davanamesi ile ...'in nüfus kayıtlarındaki anne adının ... olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36.maddesine göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Bu kanun hükmü dikkate alınmadan nüfus idaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Nüfus Hizmetlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 72. maddesinde belirtildiği üzere; nüfusta kaydı bulunmayanların ölüme ilişkin resmi veya özel sağlık kurumları veya kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtlarına dayanılarak düzenlenmiş herhangi bir ölüm kaydı bulunmadığı takdirde nüfus kütüklerine tescilin yapılması kanunen mümkün değildir. Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde "çoğun içerisinde az da vardır" kuralı gereğince bu yönde bir "tespit kararı" verilmelidir. Somut olayda; davacının murisi "... karısı...'nin" nüfus kaydına ulaşılamadığına göre kimlik bilgilerinin de düzeltilmesi mümkün değildir....
KARAR Davacı dava dilekçesinde, çevresinde .... adı ile bilinip tanındığından .... olan adının .... olarak düzeltilmesini istemiş; mahkemece; davacının aranan şahıslardan olmadığı, nüfusta kayıtlı .... adının sosyal hayatta kullanılmaya uygun ve okunuşu ile söylenişinde bir zorluk bulunmadığı gibi kötü bir anlam taşımadığı, alay edildiğine ilişkin bir iddianın da ileri sürülmediği, davacının istediği .... adının soyadı ile aynı olduğu, davacının isteminin kabulü halinde adının ve soyadının bir bütün halinde söylenmesinde ileride resmi iş ve işlemlerde zorluk çıkartabileceği, .... .... olarak söylenen ad ve soyadının insanların anlama zorluğu çekebileceği, bu durumun davacıyı ileriye dönük olarak mağdur edeceği, davacının adını değiştirmekte haklı nedenlerinin olmadığı, Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesine göre davacının davasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesine göre, adın ve soyadın düzeltilmesi haklı...