Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.Bu nedenle yapılacak inceleme ve araştırma sonucunda tüm şüphe ve teretdütler giderilmeli ve ... malikinin kaydı nüfus kaydına uygun şekilde düzeltilmelidir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Bu tür davalarda amaç, ... maliklerinin kimlik bilgilerinin nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir. Bunun için de kaydının düzeltilmesi istenilen kişinin öncelikle nüfusta kayıtlı olması gereklidir. Ancak, bazı durumlarda nüfusta kayıtlı olmayan kişilerin de kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmektedir. Somut olayda davacı; 630, 631, 632 ve 633 parsel sayılı taşınmazların ... kayıtlarında malik olarak görünen ...oğlu ...'ın dayısı,... kızı ...'...

    Bunun için de kaydının düzeltilmesi istenilen kişinin öncelikle nüfusta kayıtlı olması gereklidir. Ancak, bazı durumlarda nüfusta kayıtlı olmayan kişilerin de kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmektedir. Nüfusta kayıtlı olmayan kişiler adına kayıtlı taşınmazların idari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak açılan bu tür davalarda düzeltme kararı verilemeyen hallerde tespit kararı verilmesi gerekli ve zorunludur. Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Eldeki davada davacıların murisi olduğunu iddia ettikleri "... ..." ve "... ...'nin" nüfus kayıtları dosya içerisinde bulunmamaktadır....

      HD'nin 16/02/2017 tarih, 2017/8955- 1971 E ve K sayılı kararı ile yerleşik diğer içtihatları). 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 31. maddesinin 4. fıkrasında "Ölenin kaydı yok ise yapılacak soruşturma sonunda Türk vatandaşlığı ve ailesi tespit edildiği takdirde doğum tutanağı düzenlenerek aile kütüğüne önce doğum, sonra ölüm olayı işlenir" hükmü, Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin nüfusta kayıtlı olmayanların ölümü başlıklı 72. maddesinde ise; "Aile kütüğünde kaydı bulunmayan kişinin ölümüne ilişkin resmî/özel sağlık kurumları veya kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtlarına dayanılarak düzenlenen ölüm bildirim formlarında yer alan bilgilere göre ölen kişinin önce doğum olayı, sonra da ölüm olayı aile kütüğüne tescil edilir. Nüfusta kayıtlı olmayanların ölüm olaylarının tesciline ilişkin usul ve esaslar Genel Müdürlük tarafından belirlenir." hükmü öngörülmüştür....

      KARAR Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, nüfusa kaydedilmeyerek kendisinin doğumundan önce doğup daha sonra ölen kardeşinin ismi ve doğum tarihi ile yaşadığını bildirmesine ve ayrıca da davacı 15.11.1980 doğumlu olup 28.12.1980 tarihinde nüfusa tescil edilmesine, bir kişinin doğmadan nüfusa kaydı da sözkonusu olamayacağından, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 27,70 TL peşin harcın istek halinde davacıdan alınmasına 16.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Bahsedilen ilk davada ... ile gerçekte evli olup, evliliği 554 sayılı "Karı Koca Gibi Yaşayanların Birlikteliğinin Evlilik Olarak Tesciline Dair Kanunun 1. maddesi" uyarınca ... Köyü muhtarlığı'nın 04.06.1965 tarihli ilmuhaberi ile yanlışlıkla ... adına tescil edilen 04.06.1947 doğumlu ...'ın nüfusta kaydı bulunmasına rağmen evliliğin yokluğunun tespiti davasından sonra çevrede tanındığı ismi olan ... adıyla 01.05.1935 doğumlu olarak nüfusa 08.04.2013 tarihinde yeniden kaydı yapılmış, bu şekilde aynı kişi hakkında iki nüfus kaydı oluşturulmuştur. Yargılamaya konu bu davada ... olarak sonradan oluşturulan kimlik bilgilerine göre dava açan kişi gerçekte nüfusa 12.11.1947' de tescil edilmiş olan 04.11.1947 doğumlu ....'dır. Bu husus .... Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi'nin 2010/183 esas sayılı dava dosyası ile de tespit edilmiştir. Mahkemece davacı ...'...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, nüfus kayıtlarında "sağ" görünen kişinin "ölü" olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde; nüfusta müvekkillerinden .... kızı, diğer müvekkili ... kardeşi olarak kayıtlı bulunan 10.08.1966 doğumlu ...'nin, bir buçuk yaşında iken vefat ettiğini, ancak bu güne kadar ölümünün nüfusa bildirilmediğini, halen sağ göründüğünü, aynı köy nüfusunda kayıtlı .... T.C. numaralı ... ve .... kızı 23.01.1965 doğumlu .... Faiz'in, ölü ...'ye ait kaydı kullandığını; bu kişinin ...'ye ait kaydı kullanarak 1992 yılında müvekkilinin kocası .... tarafından Hollanda'ya götürüldüğünü, davalı ......

            Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, nüfusta hiç kaydı olmayan davacı ...'in davalı ...'in kızı olduğunun tespiti ve nüfusa kayıt istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacının nüfusta hiç kaydının bulunmadığı, davalı ...'in nüfusta kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; davacının talebi gözönünde bulundurulduğunda T.M.Y.'nın 282 vd. maddelerini ilgilendirmeyen ve 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 35 vd. maddelerinden kaynaklanan nüfus kayıt düzeltmesine ilişkin olduğu anlaşılan uyuşmazlığın, genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 16/01/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir....

                Yine, Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 72. maddesinde “Aile kütüğünde kaydı olmayan kişinin ölümüne ilişkin tutanaklar resmî veya özel sağlık kurumları veya kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtlarına dayanılarak düzenlenmişse nüfus müdürlüğünce kabul edilip işleme alınır. Ölüm tutanaklarında yer alan bilgilere göre aile kütüğünde kaydı bulunmayan kişiler, vatandaşlık durumu düzgün olmayan kişiler kütüğüne kayıt edilerek hakkında yaptırılacak soruşturma ile Türk vatandaşı olup olmadıkları araştırılır. Türk vatandaşı olduğu anlaşıldığı takdirde, ölüm tutanağına dayanılarak nüfus müdürlüğünce resen doğum tutanağı düzenlenir. Ölen kişi bu doğum tutanağına dayanılarak aile kütüğüne tescil edilir. Daha sonra ölüm tutanağı aile kütüğüne geçirilir, vatandaşlık durumu düzgün olmayan kişiler kütüğündeki kaydı, aile kütüğü ile bağ kurularak kapatılır” hükmüne yer verilmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkin olup, 17.8.2013 tarih ve 28738 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni Tapu Sicili Tüzüğü'nün yürürlüğü zamanında 10.04.2018 tarihinde açılmış; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; karar, istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, ismi düzeltilmek istenen kişinin nüfusta kaydı bulunmadığından mahkemece tespit kararı verilmekle yetinilmesi gerektiğine değinilerek anılan karara karşı kanun yararına bozma isteğinde bulunulmuştur. Hemen belirtilmelidir ki, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesine ilişkin davalarda amaç, tapu malikinin kimlik bilgilerinin nüfus kaydındaki bilgilere uygun hale getirilmesidir....

                    UYAP Entegrasyonu