Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu bağlamda, davacının Latif ve Meren'in çocuğu olup olmadığı hususunda (her ne kadar baba olduğu söylenen Latif'in nüfus kaydı yoksa da; mezarının mevcut olup olmadığı belirlenip) ilgililerin DNA testi yaptırılıp iddianın kanıtlanması durumunda nüfusta kaydı olmayan baba Latif yönünden tespit, anne Meren yönünden ise tescile karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı dava dilekçesinde, nüfusta Nurşen Mermer ve ... olarak mükerrer kaydı bulunduğunu, bu iki kişinin aynı kişi olduğunun tespiti ile...TC nolu ... kaydının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: 25/04/2014 tarihli celsede davacı vekili, ... isimli birinin gerçekte olmadığını, ya...kaydının silinmesini ya da. .. ile ...lı'nın aynı kişi olduğunun tespiti suretiyle.... kaydının silinmesini talep ettiklerini belirtmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ...'in 06/09/1963 tarihinde hastanede doğduğu, 09/09/1963 tarihinde nüfusa tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda....'in aynı kişi olduğu mahkemece kabul edildiğine göre, mükerrer kayıt olan ...'...

      Kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 2010/9943 - 9531 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Mahkemece; "....Davacının 04/12/1958 tarihinde nüfusa tescil edildiği tespit edilmekle, bir kişinin doğumundan önce nüfusa bildirilmiş olmasına imkan bulunmadığından, kişinin doğum tarihi, ancak nüfusa tescil tarihi kadar ilerleyebilir. Nüfusa tescil tarihinden sonraki bir tarihte doğmuş olma iddiası dinlenemeyeceğinden Davanın REDDİNE, " şeklinde karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik incelemeyle ve araştırmayla karar verildiğini, delillerin doğru değerlendirilmediğini, davacının okula başlama tarihi ve tanık beyanlarının iddiayı doğruladığını belirterek , mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: Nüfus kayıtları, askerlik şb kayıtları, milli Eğitim Bakanlığı kayıtları ve Tüm dosya kapsamı....

        in nüfus kaydına da tesciline hükmedilmesi doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 1 nolu bendinin son satırındaki "kaydına da tesciline" sözcükleri metinden çıkarılarak onun yerine "kaydında anne ile çocuk arasında bağ kurulması için gerekli şerhin verilmesine" sözcükleri yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 20.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          in adlı bir kişinin bulunduğunun bildirildiği zabtı Akçaburç Köyü muhtarınında imzaladığı,5.4.1990 tarihli bildirgenin verildiği dönemde muhtar olan Muzaffer Güzeldal'da mahkemeye tanık olarak verdiği ifadesinde davacının 1955 doğumlu olduğu,köyde başkada ... olmadığının beyan edildiği davacının tarımsal faaliyetiyle ilgili diger Kurumsal kayıtların getirtilmediği görülmüştür. Dava, sonucu itibariyle farklı doğum tarihi ile sigortalı olarak tescil edilen kişinin davacı olup olmadığının tespiti istemini içermektedir. Mahkemece, bildirgede yazılı bilgiler belirtilmek suretiyle Nüfus Müdürlüğünde bu kişinin nüfusta kaydının olup olmadığı sorularak tarımsal faaliyetiyle ilgili ziraat odası, tapu sicil kaydı,Ziraat Bankası ve Tarım Müdürlüğü kaydı getirtilmek 1.7.1965 doğumlu ... ile 10.9.1955 Doğumlu ...'...

            Yargıtay kararları ile uygulamada yerleştiği şekilde, düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmeli; nüfus müdürlüğünden, tapu kaydında adı geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmeli, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulup bulunmadığı araştırılmalı, istem konusunda tanık dinlenmeli, tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Bu bağlamda tapu sicilinde murisin adı, soyadı veya baba adının düzeltilmesi isteniyor ise murisin mirasçılarını gösterir veraset belgesinin dosyaya ibrazı sağlanıp, diğer kayıt ve belgelerle birlikte incelenerek, nüfus kaydı ile karşılaştırılmalıdır....

            Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 162 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, davalı tarafın dayandığı 13.08.1963 tarih ve 58 sıra numaralı tapu kaydının dava konusu taşınmazı kapsadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davalı tarafın dayandığı tapu kaydının geldisi olan ve çekişmeli taşınmazı kapsadığı anlaşılan .... 288 tarih ve 123 sıra nolu tapu kaydının malikleri ... oğlu ...oğlu ... mirasçılarından sadece ... miras payının intikalini sağlayarak, miras payı olan nısıf tarlanın 1/12 payını 13.08.1963 tarih ve 58 sıra numaralı tapu kaydı ile davalı ...’a satmıştır. Davalının pay satın aldığı bu kayıt son tedavül kaydı olup, sonraki tarihte başkaca tedavülü bulunmamaktadır....

              Ergin olmayan çocuğa atanacak kayyım, atama kararının kendisine tebliğinden başlayarak bir yıl, (…) içinde soybağının reddi davasını açar. Kocanın açacağı soybağının reddi davasına ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır." ( TMK md.291 ) Dosya kapsamında bulunan nüfus kaydı kapsamında, davacının Mehmet ve Nermin kızı olduğu, nüfusta baba bir kız kardeşi görünen T3'ın Mehmet ve Halime kızı olarak kayıtlı olup 09.04.1973 doğum tarihli olduğu, tescil tarihinin gözükmediği görülmüş, getirtilen mernis doğum tutanağı kapsamında 08/09/1975 tarihinde baba Mehmet Kaynak tarafından nüfusa 29.07.1975 doğum tarihli olarak tescil ettirildiği, Kartal 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/294- 422 Esas Karar sayılı 10.09.1980 tarihli kararı ile baba Mehmet tarafından açılan yaş tashihi davası neticesinde Bilter Gülber'in doğum tarihinin 1973 olarak düzeltilmesine karar verildiği görülmüştür....

              Nüfusta kaydı bulunmayan bir kimse ile ilgili nüfus kayıtlarına düzeltme söz konusu olamayacağından, bu kişilerle ilgili sadece tespit davası açılabileceği Yargıtay uygulamaları ile kabul edilmiştir. Davacı vekili her ne kadar davacıların anneleri "..." ile nüfus kayıtları arasında bağ kurulmasını istemiş ise de, çoğun içinde az da vardır ilkesinden hareketle, düzeltme davası içinde tespit isteminin de bulunduğu dikkate alınarak; mahkemece, davacıların annelerinin "..." olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile talebin reddi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu