Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün 12/01/2010 tarihli bir başvuru üzerine vermiş olduğu B050NÜV0070003.120-15688-10-101.01 sayılı cevabi yazısında; “Nüfus Hizmetlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 72. maddesinde belirtildiği üzere; nüfusta kaydı bulunmayanların ölüme ilişkin resmi veya özel sağlık kurumları veya kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtlarına dayanılarak düzenlenmiş herhangi bir ölüm kaydı bulunmadığı takdirde nüfus kütüklerine tescilin yapılması kanunen mümkün olmadığı” bildirilmiştir. İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü yazısında belirtilen nedenlerle idari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak açılan bu tür davalarda düzeltme kararı verilemeyen hallerde tespit kararı verilmesi gerekli ve zorunludur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki tapu kaydı içeriğinden dava konusu taşınmaza davanın açılmasından önce 3.8.2006 tarihinde... adlı kişinin malik olduğu anlaşılmakla 2942 Sayılı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 14. maddesinin beşinci fıkrası hükmü uyarınca yeni malik...'nun davaya yöntemince dahil edilerek yargılamanın sürdürülüp buna göre tescil ve bedel tespiti yönünden hüküm kurulması gerekirken mahkemece yerinde olmayan gerekçeyle davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

      Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddeleri uyarınca, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiç bir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz, ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....

        Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir....

          Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir....

            Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir....

              nın nüfusta ... çocuğu olarak görünen kaydının iptali, annesi ... nüfusuna tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 02.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu 2837 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında 1/3 hissesinin ... kızı ... adına kayıtlı oluğunu, Hazinenin hak ve menfaatlerinin korunması için 3561 sayılı Yasa uyarınca kayyım atanmasına karar verilmesini istemiş; mahkemece, ... anne ve babasını gösterir nüfus kaydı ile dayanak tapu kayıtlarından, bu kişinin diğer tapu maliklerinin annesi ve eşi olduğu kişi ölü ise de , mirasçıların belirlenebilir olduğu, nüfusta kayıtlı kişinin, kendisine kayyım tayin edilmesi istenenin ilgili olduğu taşınmazın bulunduğu yerde nüfusa kayıtlı olduğu, belirlenen kişinin aynı kişi olmadığının davacı tarafından iddia ve ispat olunmadığını, açılan davanın şartları oluşmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava, 3561 sayılı Kanuna dayalı olarak açılan kayyım atanması istemine ilişkindir....

                  (TMK. md. 146) Ancak, dava dilekçesinde anlatılan maddi hadiselere ve yargılama sırasında ortaya çıkan fiili duruma göre; olayda aynı kişinin iki ayrı kişiyle evliliğinin sözkonusu olmadığı, ...'le evlenenin davacı ... değil, kardeşi Asiye olduğu ileri sürüldüğüne ve nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istendiğine göre, dava ilk açılmış şekliyle evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptali niteliğinde değil, iki ayrı kişinin evlenmesine ilişkin nüfus olaylarının, nüfus kayıtlarına “aynı kişinin ikinci kez evlenmesi” şeklinde hatalı olarak tescilinden kaynaklanan ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. ve devamı maddelerine dayanan “nüfus kaydının düzeltilmesi” mahiyetinde olduğu görülmektedir. Ne var ki davacı vekili, davayı ıslah etmiş ve dava ıslah edilmiş şekliyle “evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptali” olarak görülüp Türk Medeni Kanunun 152. maddesinde yer alan hak düşürücü süreden reddedilmiştir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfusta Yaş Düzeltim İstemli KARAR Mahkemece, 07.09.2016 tarihli ek karar ile davalı ... müdürlüğünün temyiz başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesi ile temyiz talebinin reddine ilişkin olarak verilen karar 21.09.2016 tarihinde V.H.K.İ ...'a tebliğ edilmiştir. 7021 Sayılı Tebligat Kanunun tüzel kişilere yapılacak tebligatın usulünü düzenleyen 12. Ve 13. maddelerine göre, tebligatın tüzel kişinin selahiyetli mümessillerine yapılması, tebligat yapılacak kimselerin herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğin tüzel kişinin o yerdeki memur ve müstahdemlerinden birine yapılması gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu