Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Mersin 4.Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın soybağının reddi ile gerçek anne ile annelik hükmünün kurulmasına ilişkin olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Mersin 1.Aile Mahkemesince, davanın gerçeğe aykırı beyana dayanılarak oluşturulmuş nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda davacı, dava dışı ... ile gayriresmi evliliğinden beş çocuğu olduğunu, ancak nüfusta çocuklarının anne adı olarak dava dışı ... 'in resmi nikahlı eşi olan ...'in adının yazılı olduğunu ,oysa beş çocuğun annelerinin kendisi olduğunu belirterek çocukları ...,... 'in nüfusta ... olan anne adının ... olarak düzeltilmesini istemiştir....
Taşınmazların, kadastro tespiti yada tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı, doğum tarihleri gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik yada hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Somut olayda; Dava konusu taşınmaz 2004 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ... kızı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Mahkemece yapılan araştırma sonucu adına tespit yapılan bu kişinin nüfusta kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Tanık da olarak dinlenen ... kızı ...’in beyanı ile taşınmazın bu kişiye ait olmadığı sabit olmuştur. Ne var ki; yanlışlığın giderilmesi mülkiyet naklini gerektirdiğinden, tapu iptali ve tescil davası açılması yerine tapuda isim düzeltilmesi yoluyla kayıt malikinin değiştirilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Taşınmazların, kadastro tespiti yada tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı, doğum tarihleri gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik yada hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Somut olayda; Dava konusu taşınmaz 2005 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ... kızı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Mahkemece yapılan araştırma sonucu adına tespit yapılan bu kişinin nüfusta kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Tanık olarak da dinlenen ... kızı ...’ın beyanı ile taşınmazın bu kişiye ait olmadığı sabit olmuştur. Ne var ki; yanlışlığın giderilmesi mülkiyet naklini gerektirdiğinden, tapu iptali ve tescil davası açılması yerine tapuda isim düzeltilmesi yoluyla kayıt malikinin değiştirilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Taşınmazların, kadastro tespiti yada tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı, doğum tarihleri gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik yada hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Somut olayda; Dava konusu taşınmaz 2005 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ...kızı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Mahkemece yapılan araştırma sonucu adına tespit yapılan bu kişinin nüfusta kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Tanık olarak da dinlenen ...kızı ...’ın beyanı ile taşınmazın bu kişiye ait olmadığı sabit olmuştur. Ne var ki; yanlışlığın giderilmesi mülkiyet naklini gerektirdiğinden, tapu iptali ve tescil davası açılması yerine tapuda isim düzeltilmesi yoluyla kayıt malikinin değiştirilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
ı kendi nüfusuna kayıt ettirirken baba ismini "..." olarak yazdırdığını, müvekkilinin çevresinde lakabının "..." olduğunu, nüfusta adı geçen ... adlı kişinin bizzat müvekkili olduğunu, müşterek çocuk ...'ın halen müvekkilinin yanında onun bakım ve gözetiminde yaşadığını beyanla davanın kabulü ile müşterek çocuk ...'ın nüfus kayıtlarında "..." olarak yazılan baba adının "..." olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Ad ve soyadın değiştirilmesi istemi, 6100 sayılı HMK'nın 382/2-a-2 maddesinde çekişmesiz yargı işi olarak düzenlenmiştir. HMK'nın 383. maddesine göre çekişmesiz yargı işinde görevli mahkeme aksine bir düzenleme olmadığı surette sulh hukuk mahkemesidir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 27. maddesi uyarınca, haklı bir sebebe dayanmak kaydıyla, adın değiştirilmesi hâkimden istenebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada ... 8.Asliye Hukuk Mahkemesi ile ... 5.Aile Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacının çocuklarının nüfus kaydında anne adının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Aile Mahkemesince, anne adının düzeltilmesi talebinin soybağına ilişkin olmadığı, nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın nesebin düzeltilmesi istemine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Somut olayda davacı,kendisi ile diğer davalı ...'ın müşterek çocukları olan ...,...,... ve ...'ın resmi evlilik dışı dünyaya gelmesi nedeniyle nüfusta ...'...
Davacı dava dilekçesinde anne ve babasının evlilik dışı birlikteliğinden dünyaya geldiğini, nüfusa babaannesi ve dedesi üzerine kayıt edildiğini bildirerek nüfus kaydının düzeltilerek gerçek annesi olan ... üzerine kayıt edilmeyi istemiş, duruşma sırasında da dava dilekçesini açıklayarak nüfusta anne ve babası olarak görünen kişilerin hanesinden kaydının iptali ile gerçek babasının İskender ..., annesinin de ... olacak şekilde nüfusa kaydını talep etmiştir. Davada nüfusta ... ve ... ...'ın evlilik içinde doğum nedenine dayalı olarak nüfusa tescil edilen davacının gerçek babasının ... olmadığı da iddia edildiğinden dava soybağının reddi ve buna ilişkin olarak nüfusta kayıt düzeltilmesi istemine ilişkindir. Soybağının reddine ilişkin hükümlerin inceleneceği mahkemede Aile Mahkemesi olduğundan uyuşmazlığın Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
-K A R A R- Bartın Aile Mahkemesince TMK uyarınca Cumhuriyet Savcılığının soybağıyla ilgili dava açma yetkisinin bulunmadığı, istemin nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olduğu, nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına Asliye Hukuk Mahkemelerince bakılması gerektiği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. ....Asliye Hukuk Mahkemesi ise davanın soybağının tesbitine yönelik olduğu ve Aile Mahkemesinin görevine girdiği bildirilerek görevsizlik kararı verilmiştir. .. C.Başsavcılığınca gerçekte davalılardan... ve ...'ın çocuğu olan ...'ın bakılmak üzere diğer davalılar... ve ...'a verildikten sonra soybağının değiştirildiği belirtilerek baba hanesinden ...'ın, anne hanesinden ...'ın isimlerinin çıkartılarak yerine diğer davalıların isimlerinin yazılması ve nüfus kaydının düzeltilmesi talep edilmiştir....
Davacının murisi olduğunu iddia ettiği Abdullah Batman'ın nüfusta kaydının bulunmadığı, ölüm tarihinin de belli olmadığı anlaşılmaktadır. Nüfus Hizmetleri Kanunun gereği, bir kişinin ölüm tarihinin tespiti idari bir işlem olduğu gibi ancak nüfusta kayıtlı kişiler bakımından böyle bir tespit kararı verilebilir. Davacının talebi nüfusta kaydı olmayan Abdullah Batman'ın ölü olduğunun tespiti ile bu tespit kararı sonucu Abdullah Batman'ın idare tarafından nüfusa tescilini sağlamaya yöneliktir. Davacının 1964 tarihinde Abdullah ve Leyla kızı olarak nüfusa kaydedildiği, İzmir 4....
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kamu adına davaname ile açılan nüfus kaydının düzeltilmesi davasının, taraflarca takip edilmese bile işlemden kaldırılmasına karar verilemeyeceği ve bizzat davayı açan Cumhuriyet Başsavcılığınca takip edilip sonuçlandırılması gerektiği dikkate alınmadan, davanın açılmamış sayılmasına şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 08.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....