Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun gerçek doğum tarihi yılının 21.09.1996 olmasına rağmen her nasılsa nüfus kütüğüne 21.09.1999 olarak yazıldığını ileri sürerek doğum tarihinin düzeltilmesini istemiş mahkemece sağlık kurulu raporu içeriği ile davacı tarafın talebinin uyumlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, yaşının düzeltilmesi istenen ...'un Aydın İli İncirliova İlçesi ...'de kayıtlı bulunduğu 21.09.1999 günü Aydın'da doğup 24.09.1999 tarihinde nüfusa tescil edildiği, bu kişiye Aydın Devlet Hastanesi Sağlık Kurulunca verilen 16.10.2012 gün ve 36408 sayılı sağlık kurulu raporunda; çekilen grafilere göre kemik yaşının radyolojik olarak 18 yaş ile uyumlu olduğunun bildirildiği, dinlenen tanıkların küçük ...'nun 1996 yılında doğduğunu beyan ettikleri anlaşılmaktadır. Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesine göre açılan kayıt düzeltme davaları nitelikleri itibariyle kamu düzeniyle yakından ilgili bulunmaktadır....

    , Banaz 14/08/1955 doğumlu, TC Kimlik Numaralı T3'nın babası olarak nüfusa Tesciline, aynı yer BSN:27'de nüfusa kayıtlı Mehmet ve Esma kızı, Banaz 18/01/1962 doğumlu, TC Kimlik Numaralı Sebahattin Kaya'nın annesi olarak nüfusa Tesciline" karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davalılar ... ve ... çocuğu olarak nüfusa kayıtlı ... nüfus kaydının iptali ile davacılar çocuğu olarak tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın davacı ... yönünden babalık, davalı ... yönünden soybağının reddi olması nedeni ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde, davalılar ... ve ... oğlu olarak nüfusa kayıtlı ...'ın davacıların oğlu olduğunu bildirerek hatalı nüfus kaydının düzeltilmesini istemiş; mahkemece, anne kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin dava tefrik edilerek bu davada ise, davalı ... yönünden soybağının reddi, davacı ... yönünden ise babalık hükmü olması nedeni ile aile mahkemesinin görevinde olduğundan mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir....

      Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddeleri uyarınca, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiç bir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz, ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....

      Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de idari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Somut olayda, davacı murisine ait taşınmazın tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin nüfus kayıtları ile uyumlu hale getirilmesini istemiştir. Davacının murisinin nüfus kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Tapu maliki olarak görünen davacının murisinin artık nüfus siciline tescili mümkün olmadığından ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de nüfus kayıtlarına göre düzeltilemeyeceğinden tapu kayıtlarında intikal yaptırılabilmesi için mahkemece “dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında tapu maliki olarak görünen "......

        Nüfus kaydının düzeltilmesi davalarında amaç kişinin gerçek doğum tarihinin yıl, ay ve gün olarak belirlenip düzeltilmesidir. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 s. NHK' nun 15., 31. ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, nüfusa kayıt edilmeden kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanan kişinin (doğum tarihinin 10.10.1977 olarak düzeltilmesini) nüfusa tescili dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem niteliğindedir. Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının teyzesi ....in, Romanya'dan evli olması nedeniyle eşi ile birlikte Türkiye'ye göçmen olarak geldiğini, vatandaşlığa geçişi sırasında ana-baba adı ile doğum tarihinin yanlış yazılmış olduğunu bildirerek (Romanya Cumhuriyeti resmi kayıtlarında olduğu gibi) ... olan baba adının ....., ..... olan anne adının ....., 1927 olan doğum tarihinin ise; ..... olarak düzeltilmesini istemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dilekçesinde ... Cilt:118, Hane: 19' da nüfusa kayıtlı 01.02.1956 doğumlu kızı ...'in ölü olup nüfusa da bu şekilde kayıtlı olduğu halde ikinci kere yapılan ve halen sağ gözüken mükerrer kaydının iptal edilmesini istemiş, mahkemece ölen kişinin nüfus kütüğünden düşürülmesinin idari bir işlem olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı dava dilekçesinde nüfus kütüğünde sağ olarak kayıtlı bulunan kardeşleri ... ve ...'nın ölü olduğunun tespitini ve nüfus kaydına ölüm şerhlerinin verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Ölüm tarihinin tespiti istenenlerden ...'nın dosyada mevcut nüfus kayıt örneğine göre 15.01.1966 tarihinde doğup 08.10.1973 günü nüfusa tescil edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece bu kişinin 1965 yılı içerisinde öldüğünün tespitine karar verilmiştir....

            Mahkemece, davacının nüfusa hiç kaydedilmediği, daha önce nüfusa kaydedilen aynı addaki kardeşinin nüfus kaydını kullandığı, düzeltilmesi gereken bir yanlışlık olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Yargılama sırasında davacının duruşmadaki açıklamasına göre nüfusa kayıt edilmediği, bu güne dek kendisinden önce doğmuş ve nüfusa 20.12.1971 doğum tarihi ile 11.01.1972'de tescil edilen ölmesine karşın ölüm kaydı düşülmediğinden sağ gözüken aynı addaki kardeşinin kaydını kullandığı ileri sürülmektedir. Bu istek dikkate alındığında doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, davaya bakılıp yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olması yerinde değildir....

              Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında,....lçesi nüfusuna kayıtlı ... kızı ...r ile ... kızı ...r isimli iki kişinin daha var olduğu anlaşılmaktadır. ... kızı ...r ölü olup, diğer ...r'in sağ olup olmadığı nüfus kaydından anlaşılamamaktadır. Mahkemece tapu kayıt maliki ...r ile nüfusa kayıtlı diğer iki ... Üçer adlı şahısların bir ilgisinin olup olmadığı araştırılmamıştır. Nüfus kaydından sağ olup olmadığı anlaşılamayan ...r'in sağ ise çağrılıp dinlenmesi, ölü olan ...r'in taşınmazla ilgisinin olmadığını iddia eden davacının delillerinin toplanması gerekir. Davacı ... kızı olup, taşınmaz senetsizden tescil edildiğinden, davacı ile taşınmaz zilyedi ... arasında bir bağlantı kurulmuş değildir. Ayrıca, taşınmazın tapulama tutanağında adı geçen ...'ın davacının babası olduğu konusunda da dosyada herhangi bir delil mevcut değildir. Mahkemece bu konudaki deliller toplanmalı ve veraset ilamı getirtilerek gerekli inceleme yapılmalıdır....

                UYAP Entegrasyonu