WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KAYIT DÜZELTİM İSTEMLİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı; miras bırakan babası ... oğlu...'un nüfus kaydında baba adının ... olduğu halde 317 sayılı ... adına tescilli 2/B parselinin beyanlar hanesinde babası....un baba adının ... olarak yazıldığını belirterek , anılan parsele ait tapu kaydının beyanlar hanesinin nüfus kaydına göre düzeltilmesi isteğinde bulunmuştur. Davalı kurum; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki ... oğlu... isminin ... oğlu ...olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Karar, davalı kurum tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi ...'nin raporu okundu, düşüncesi alındı .Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

    İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan “doğru olmayan kayıtlar”, ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak olan “kayıt düzeltme davası” ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Önemle vurgulanmalıdır ki; zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77). Şu durumda; nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi, tanık da dinlenebilecektir, Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının “gerçek durumu” yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiğinden söz edilmesi gereklidir. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararından) Somut olayda; davacının iddiası, davalılar ... (...) ve ... Nüfus İdaresine yanlış beyanda bulunarak ...'in davalı ... (...) adına tescil edildiğine ilişkindir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evliliğin İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması (TMK.md. 145/4) sebebiyle mutlak butlan evliliğin iptali isteğidir. Davalılar, evlenmeye engel teşkil edecek derece yakın hısım olmadıkları ve bu duruma yol açan nüfus sicilindeki kayıtların hatalı olduğunu savunmuştur. Mahkemece, 08.07.2010 tarihli oturumda “davalılara nüfus kayıtlarını düzeltmek için süre verilmesine, bu konuda dava açtıklarında mahkemeye bilgi verilmesine” denilmiş, 23.11.2010 tarihli celsede de verilen sürede nüfus kaydının düzeltilmesi davası açılmadığından, evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptaline karar verilmiştir....

        Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, anne baba kaydının iptali suretiyle nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davacıların talebi, davalının gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış şekilde kızı ve kardeşleri olarak nüfusa tescil edilmesine dayalı sicilin düzeltilmesi niteliğinde olduğundan nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin 10.11.2016 tarih, 2016/10286 E. ve 2016/12040 K. sayılı kararında açıklandığı üzere, “...Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay HGK’nun 30.01.2008 tarih 2008/2- 36- 47 Sayılı içtihadında da açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi sebebiyle mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfusta Yaş Düzeltim İstemli Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili; müvekkilinin gerçek doğum tarihinin 15/07/1980 olduğu halde, nüfus kayıtlarında 15/07/1974 doğumlu olarak göründüğünü, müvekkilin anne ve babasının 13/10/1976 tarihinde evlendiğini, 01/12/1963 doğumlu annenin evlilik tarihinde yaşının küçük olması nedeniyle evliliğe resmiyet kazandırmak amacıyla doğmayan bir çocuğun nüfusa kaydedildiğini, müvekkilin sözkonusu bu kaydı kullandığını ileri sürerek, nüfus kaydının düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir....

          ın ... ve ... çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyanı ile oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin ..., babasının da ... olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosyada bulunan nüfus kayıtlarının incelenmesinden; ... 15/10/1964 doğumlu olduğu, gerçek anne ve baba oldukları iddia edilen ...'ın 15/12/1957 tarihinde evlendikleri, dolayısıyla davacının doğum tarihinde adı geçenlerin evli bulundukları anlaşılmaktadır. Yukarıda gösterilen açıklamalar dikkate alındığında; davacıların talebi, bir bütün olarak gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....

            Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, nüfus sicilinde farklı hanelerde kayıtlı murisin aynı kişi olduğunun tespiti ile mükerrer kaydın iptali suretiyle nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Nüfus kayıt düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hâkim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre ve diğer kayıtlarla çelişki meydana getirmeyecek şekilde doğru sicili oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Öte yandan, nüfus kütükleri resmi sicillerdir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 7. maddesine göre resmi sicil ve senetler belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle bağlı değildir....

            Somut olayda davacı, nüfus kaydında çocuğu olarak görünen...adında bir çocuğu olmadığını, esasen böyle bir kişinin hayatta olmadığını, nüfus kayıtlarında nakil sırasında hata yapıldığını belirterek bu kişinin nüfus kaydının iptali ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesini talep etmiştir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Davacının talebinin çekişmesiz yargı kapsamında olmadığı, adı geçen Kanun maddeleri uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde görüleceği anlaşıldığından, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 14.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Davalı Nüfus Müdürlüğü tarafından 1905 yılında tescil edilen hane 27'deki Mansur ve Huri'nin nüfus kaydının iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı, bu kaydın kök kayıt olduğu, Güzelbahçe'de yersel yazımla tescil yapıldıktan sonra Mansur ve Huriye Yeşil'in Menderes 38 haneye gittikleri, kök kaydın iptali halinde anne,baba ve kardeş bağının kopacağı, iptal yerine bağ kurulması şeklinde karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar istinaf edilmiştir. Davalı Nüfus Müdürlüğü tarafından nüfus kayıtlarının mükerrer olmadığı, kök kayıt oldukları bildirilerek karar istinaf edildiğinden, ilk derece mahkemesince nüfus müdürlüğüne müzekkere yazılarak kayıtlar arasında idari yoldan bağ kurulup kurulamayacağının sorulması, kayıtların vukuatlarına esas belgelerin istenilmesi, kök kayıttaki anne, baba, kardeşler arasındaki bağın kopmasını neden olacak şekilde hüküm kurulamayacağı da gözetilerek karar verilmesi gerekir....

              ın nüfus kaydındaki ... ve ... olan ana ile baba adlarının iptali ile baba adının ..., anne adının ise ... olarak düzeltilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36.maddesinin 1/a bendine göre nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları düzeltmeyi isteyen şahıslar ile, ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde açılır. Yasanın bu hükmünden de anlaşılacağı gibi nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davasının Cumhuriyet Savcısı tarafından açılabilmesi için yasada öngörülen koşulların bulunması gerekir. Somut olayda, Cumhuriyet Savcılığınca yapılmakta olan soruşturma sırasında ...'ün ifadesinde ...'nın kendi kızı olduğu halde nüfusa ... ve ...'dan doğmuş gibi kayıt edildiğini; soruşturma üzerinde bir etkisi bulunmamasına rağmen Mustafakemalpaşa Cumhuriyet Başsavcılığınca davaname ile dava açıldığı anlaşılmıştır....

                UYAP Entegrasyonu