Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, tapu kaydında hatalı yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Somut olayda, davacı 32, 33, 34 ve 44 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarındaki nüfus bilgilerinin nüfus kayıtları ile uyumlu hale getirilmesini istemiştir....

    Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, nüfus kayıtlarındaki anne ve baba isminin düzeltilmesi istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince, ana baba adının düzeltilmesi istenen davalı ... ve diğer davalıların yerleşim yeri adresinin "..." olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... Asliye Hukuk Mahkemesi, davada soybağının değiştirilmesi istemi de bulunduğu ve bu talebin aile mahkemesinin görevine girdiği gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. ......

      Kök muris “... oğlu, ... ...’nin” nüfus kayıtlarında, “... vatandaşlık numaralı 01.07.1933 doğumlu, 2009 yılında evli ölü ...”; “... vatandaşlık numaralı, 01.09.1939 doğumlu, sağ ...” ve “... vatandaşlık numaralı 01.01.1943 doğumlu, 03.06.1950 tarihinde ölü ...” kaydı bulunmaktadır. Görülüyor ki, kaydı düzeltilmesi istenen malik “... oğlu, ...” kadastro çalışmasından önce 7 yaşında ölmüştür. Tapu kayıtlarından da, “... vatandaşlık numaralı 01.07.1933 doğumlu, 2009 yılında evli ölü ...” mirasçıları adına pay kaydedildiği anlaşılmaktadır. Duruşmada dinlenen tanıklar, davacı “...’e” halk arasında “...” olarak seslenildiğini beyan etmişlerdir. Tapu kayıtlarındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davalarında amaç, tapu kayıt malikinin kimlik bilgilerinin nüfus kayıtları ile uyumlu hale getirilmesidir. Somut uyuşmazlıkta, tapu kayıt maliki “... oğlu, ...” ile ismi düzeltilmesi istenen davacı “... oğlu, ...’nin” aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek biçimde kanıtlanmıştır....

        Tapuda isim, soyisim, baba ismi ve benzeri gibi düzeltme davaları ile, tapu kayıtlarındaki malike ait nüfus bilgilerinde yanlışlık olduğu takdirde bu kayıtların düzeltilerek nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesi amaçlanmıştır. Dava konusu taşınmazlar tapuda A... oğlu M...... A....adına kayıtlı olup, davacı bu şahsın üst murisi A... oğlu M… …. olduğunu ve bu şekilde düzeltilmesini istemektedir. Dosya içindeki delillerden muris A... oğlu M… ….'nun nüfusa kayıtlı olmadığı ve Medeni Kanunu'nun kabulünden çok önceki tarihlerde öldüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda nüfus kaydı bulunmayan malik kaydında nüfusa uygun düzeltme yapılması söz konusu olamaz. Bu gibi durumlarda tapu malikinin davacının murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde, mahkemenin bu yönde bir tesbit kararı vermekle yetinmesi gerekir. Bu yönler üzerinde durulmadan düzeltme kararı verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir....

          nın nüfus kaydının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vd. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 26.03.2001 gün 2001/1 sayılı davanamesi ile, ...'nın ölmediği halde sahte beyan ile nüfusa 15.02.1993 tarihinde ölüm kaydının işlendiği, bundan sonra Aşkın'ın ... adı ile ... ve ... oğlu olarak nüfusa kaydedildiği bildirilerek, ...'nın kaydının iptali, ...'nın sağ olduğunun tespiti ile ölüm kaydının iptali istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 1-Dava dilekçesi içeriğine göre dava, nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. ...'nın kaydının iptali durumunda annesi ...'...

            Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece salt taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip ...'in ..... ve ... kızı olup olmadığı konusunda DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Kabule göre de; Mahkemece, ... ile ....'ın aynı kişi olduğunun tespit edildiği dikkate alınarak bir kişinin iki ayrı nüfus kaydı olamayacağından ...'ın kaydının iptaline, ...'in baba hanesine tescili ile evlilik hanesi arasında bağ kurulmasına karar verilmemesi, Doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              nin nüfus kaydında anne adlarının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: 1-Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanı ile davalılar ... ve ...'in nüfusunda ... olan anne kaydının iptali ile .... olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Nüfus kayıtlarındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemeler kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorundadır. Somut olayda, salt taraf beyanları ve tanık anlatımı ile yetinilmeyip, iddia ile ilgili olarak davalılar ile gerçekte anne olduğu ileri sürülen ......

                ın anne yönünden nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar, dava dilekçesinde, nüfus kaydında öz kardeşleri olarak görünen ...'ın gerçek annesinin ... olduğunu bildirerek, kardeşleri ...'ın ... olan anne kaydının ... olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, mevcut anne ...'nin 1977, anne olacak ...'ın ise 2013 yılında öldüğünü, bu durumda davayı ancak ...'ın açabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Nüfus kayıtlarındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemeler hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmaksızın doğru sicil oluşturmak zorundadır. Somut olayda ...'...

                  Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/2084 esas sayılı dosyası ile nüfus kayıtlarındaki yanlışlığın düzeltilmesi için dava açıldığı, açılan davanın kabul edildiği, davalı ...'in anne adının düzeltildiği ve bu kararın 29.03.2016' da kesinleştiği anlaşılmaktadır. Taraların evliliğine engel olacak derece hısım görülmelerine ilişkin nüfus kayıtlarının düzeltilmesi halinde evliliğin iptalini gerektirecek husus ortadan kalkmış olacağından dava konusuz kalacaktır. Açıklanan sebeple konusuz kalan dava hakkında karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. Ne var ki, bu durum ilk inceleme sırasında davalılarca bildirilmediğinden hüküm onanmıştır. Davalı ...'in karar düzeltme istemi bu sebeple yerinde görüldüğünden kabulüne, Dairemizin 21.01.2016 tarih, 2015/16001 esas, 2016/1111 karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının yukarıda gösterilen sebeple bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Davalı ...'...

                    Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamında nüfus kayıt düzeltme istemine ilişkinde Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi ve nüfus kayıtlarına yönelik tespit davaları kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği sonuçlara göre karar vermek zorundadır. Resmî sicil ve senet içeriklerinin aksinin ispatı, kanunda başkaca bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle bağlı olmaksızın her türlü delille kanıtlanabilir (Hukuk Genel Kurulu’nun 07.11.2012 tarihli ve 2012/18-548 E. ve 2012/763 K. sayılı kararı da aynı yöndedir). Eldeki dava; nüfus kaydının düzeltilmesi istemli olup, bu tür bir davada resmî sicil veya senedin aksinin nasıl ispatlanacağına dair özel yasalarda herhangi bir hüküm bulunmadığından mevcut iddia her türlü delil ile kanıtlanabilir....

                      UYAP Entegrasyonu