Arşivler Müdürlüğü kayıtlarındaki yanlış yazılan "... oğlu ..." kaydının ... oğlu İbrahim Ateş" olarak düzeltilmesini ve davacı eşi İ.... askerlik hizmetini yaptığının tespitini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, davalı kurum kayıtlarındaki baba adının (davacının babasının baba adının) soyadının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine ve yukarıda açıklanan nedenlere göre iş mahkemesi görevli olduğundan mahkemece, davaya iş mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı kararın verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, nüfus kaydında davacının kardeşi olarak görünen Kezban Uzun gerçekte davacının halası olduğundan nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, nüfus kaydında baba bir kardeşi olarak görünen Kezban Uzun'un aslında halası olduğunu bildirerek, Kezban Uzun'un nüfus kaydının düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Nüfus kayıtlarındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemeler hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorundadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki nüfus kayıt iptaline ilişkin davada Antalya 2. Aile ve 4. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca davaname ile açılan ... çocuklar ... ve ...'in nüfus kayıtlarındaki yanlışlığın düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, ... ve ...'in kendi çocukları olmamasına rağmen ... ... nüfusuna kaydedildiği çocukların asıl annesinin ... ... olduğu anlaşılmaktadır. 1587 Sayılı Nüfus Yasasının 46. maddesine göre kayıt düzeltilmesine ilişkin uyuşmazlığın T.M.Y. 282. vd. maddesine göre soybağı ile ilgili bulunmadığından davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Antalya 4....
Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava nüfus kayıtlarındaki anne ve baba isminin düzeltilmesi istemine ilişkindir. İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın 4721 sayılı Medenî Kanunun 282. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan soy bağının tespiti ve nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkin olduğu, bu talebin aile mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İskenderun 2. Aile Mahkemesince, söz konusu davanın nesep ve soy bağı kurulmasına ilişkin olmayıp, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunundan kaynaklanan nüfus kayıt düzeltim davası olduğu bu tür davalarda genel mahkemelerin görevli olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir....
Davalı nüfus müdürlüğü temsilcisi takdiri mahkemeye bırakmıştır. İlk derece mahkemesince; davanın reddine karar verilmiştir. Hükme karşı davacı tarafça, yargılama sırasında ileri sürülen nedenlerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dava, nüfus kayıtlarındaki doğum tarihinin düzeltilmesi talebine ilişkindir. Dosya kapsamına celbedilen belgelerden; davacının 07/06/1994 tarihinde 11/01/1993 doğumlu olanak nüfusa kaydedildiği, Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 08/04/2021 tarihli raporda, davacının, kemik yaşının 25- 40 yaş aralığı ile uyumlu olduğunun bildirildiği, davacının rapor tarihi itibariyle kaydi yaşının 28 yıl 2 ay 27 gün olduğu anlaşılmıştır....
Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davalarının konusunu oluşturur. (..., Gerçek Kişilerin Hukuki Durumu, İstanbul 1982, s.243). “Kayıt düzeltilmesi,” aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir. (Nüfus Yönetmeliği m.143). 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35. maddesine göre, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak, olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar, nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Buna karşılık, nüfus kütüklerindeki “doğru olmayan kayıtların” düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur (TKM m.38, Nüfus Kanunu m.11)....
Dava nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 1- Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece salt taraf ve tanık beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp, alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir. Kabule göre de; 2- Dosyada ki, bilgi ve belgelerden mahkemece baba olduğuna karar verilen .... nüfus kaydına göre 30.06.1962 tarihinde ölmüştür. Davacı ... ise 10.09.1965 doğumludur. Bir kimsenin ölümünden üç yıl sonra çocuk sahibi olması hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı gibi söz konusu tarihler itibariyle mümkün de değildir. Hakim nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken, bu kayıtların diğerleri ile çelişik olmamasına özen göstermeli, böyle bir sonucu doğuracak kararlar vermemelidir....
Hükme karşı davalı idare temsilcisi, tapu kayıtlarında düzeltme yapılması gerekirken nüfus müdürlüğü taraf gösterilmek suretiyle tespit ve tescil kararı verilmesinin yasaya aykırı olduğu, nüfus kayıtlarında herhangi bir yanlışlık bulunmadığı, davanın nüfus kaydının düzeltilmesi olarak görülerek tescil kararı verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Bunun sonucu olarakta geçerli olmayan nüfus kaydına göre yapılan kurum işlemi de hatalı olup düzeltilmesi gerekir. Bu nedenle davacının ilk kez sigortalı olarak çalışmaya başladığı 1981 yılında verilen işe giriş bildirgesindeki ve kurum kayıtlarındaki hatalı tarihin nüfus kaydında var olan 01.01.1961 Doğum tarihi kaydına göre düzeltilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 01.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
davalıya yükletilmesinin ağır bir hukuki hata olduğunu, davalılar murisi Ayşe Türit 1993 yılında vefat etmiş olmasına rağmen ne sağlığında kendisi tarafından ne de vefatından sonra davanın açıldığı 2021 yılına kadar nüfus kayıtlarındaki hatanın düzeltilmesi için mirasçıları olan davacılar tarafından hiçbir girişimde bulunulmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....