nın kayden maliki olduğu 2 ve 104 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında soyadının yer almadığını, ayrıca 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında sehven adının "Sayit", baba adının "Hacı Mehmet", olarak yazıldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarındaki malik kimlik bilgisinin nüfus kaydına uygun şekilde düzeltilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece; “.......taşınmazın kayıt maliki adına tesciline dair tüm dayanak belgelerin getirtilmesi, taşınmazın bulunduğu yerdeki nüfus müdürlüğünden “tapu kayıtlarında maliki olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfusta kayıtlı olup olmadığının” doğru bir şekilde sorulması, aynı kimlik bilgilerine sahip kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının gönderilmesi halinde bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığının sorulması, tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde...
Dava, tapu kaydında hatalı yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Somut olayda, davacı 1497 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarındaki nüfus bilgilerinin nüfus kayıtları ile uyumlu hale getirilmesini istemiştir. Nüfus müdürlüğünden yapılan araştırmada tapu kayıt malikleri “... kızı ... ve ... oğlu ...'e” ait nüfus kaydının bulunmadığı bildirilmiştir. Taşınmazın bulunduğu Mahalde zabıta aracılığı ile yapılan araştırmada kayıt maliki “... kızı ... ve ... oğlu ...” isimli şahısların olmadığı ancak ... kızı ... ile ... oğlu ...'in olduğu ve 7-8 yıl önce vefat ettikleri belirtilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, dava dilekçesinde, nüfus kaydında "..." olan soyadının "..." olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36/1-b maddesi uyarınca davacının soyadının düzeltilmesi halinde bu kişinin eşinin ve reşit olmayan çocuklarının soyadı değişikliklerinin kayıtlara işlenmesi ve düzeltilmesi nüfus idaresine verilmiş idari bir görevdir....
Böyle bir durumda 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36. maddesinin (a) bendinde öngörülen esaslar uyarınca yapılacak yargılama sonunda hakim, toplanan kanıtlara göre oluşacak sonuç doğrultusunda kararını verecektir. Burada hemen belirtmek gerekir ki 5490 Sayılı Yasanın 36. maddesinin (b) bendi ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesi (değiştirilmesi) davalarına bir sınırlama getirilmiş bulunmaktadır. Sözü edilen bu madde bendine göre "aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir; soyadı değişikliğinde Nüfus Müdürlüğü eş ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzeltir." Dosyada toplanan bilgi ve belgelerden, özellikle ilgili Nüfus Müdürlüğünden getirtilen nüfus kayıt örneğinden davacının babası ...'ın Boğazlıyan 2....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının vefat eden eşinin soyadının ''..." olmasına karşın davalı Sosyal Güvenlik Kurumundaki çeşitli kayıtlarında ''..." biçimde yazıldığını bildirerek Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarındaki soyisminin gerçeğe uygun biçimde ''..." olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davacı ... ... ile Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında geçen ... ...'nın aynı kişi olduklarının tespitine karar verilmiştir. Dava, davalı kurum kayıtlarındaki soyadının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre iş mahkemesi görevli olduğundan mahkemece, davaya iş mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı kararın verilmesi doğru görülmemiştir....
Bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda, davacılar murisinin soyadının “Karapınarlı” olarak düzeltilmesine, doğum tarihinin de 1310 olarak tespitine karar verilmiştir. Hükmü davalı idare vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalı idare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava konusu taşınmazlarda, kaydı düzeltilmesi istenen davacılar murisinin evlilik öncesi soyadının “Karapınarlı” olduğuna dair nüfus kaydı bulunmamasına rağmen “Karapınarlı” olarak soyadının düzeltilmesi doğru olmamıştır. Davacılar murisinin açık nüfus kaydında “...kızı, ....” olarak nüfusa kayıtlı olduğu ve 03.11.1968’de vefat ettiği anlaşıldığından, davacılar talebinin murislerinin soyadının “Tokat” olarak düzeltilmesi şekilde anlaşılması gerekirken, hükmüne uyulan Daire bozma ilamımızın aksi şekilde hüküm tesisi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....
e ait nüfus kayıtlarının incelenmesinden, anne ve baba adı haricinde hiçbir bilginin örtüşmediği,...'in ölüm tarihinin belirtilerek nüfus kaydının kapatıldığı, dinlenen tanıkların özellikle ailede... adında birinin hiç duyulmadığını beyan etmeleri, evlenmeden önce bu adı taşıyan bir kişinin hayatı boyunca yakınlarına bu adından hiç bahsetmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olması, her iki kişinin ad ve soyadının tamamen farklı olması karşısında nüfus kaydının iptali istenen... ile ...'un aynı kişi olduğuna dair kanaat oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava, nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile ilgilidir. Bu bakımdan hakim re'sen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir....
KARŞI OY: 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36/1-b madde ve bendinin birinci cümlesinde aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği, aynı bendin son cümlesinde ise nüfus müdürlüğünün soyadı değişikliğinde eş ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzelteceği öngörülmüştür. Dosya içindeki nüfus kaydında davacıların soyadının ... iken ... olarak değiştirildiği açıklaması yer almaktadır. Nüfus Müdürlüğünün temyiz dilekçesinde sözü edilen değişikliğin Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.10.1993 gün ve 1993/716-663 sayılı kararı ile yapıldığı belirtilmiştir. Davacının babası tarafından açılmış dava sonunda soyadının değiştirilmiş olması halinde davacı tarafından açılmış bir davadan sözedilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada ...3. Asliye Hukuk Mahkemesi ve...1. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, nüfus kaydında düzeltim istemine ilişkindir. Asliye Hukuk mahkemesince, davanın soy bağına ilişkin olduğu ve aile mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, davanın nesebe ilişkin olmadığı , nüfus kaydında düzeltim davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Davacılar, mirasbırakanları... ... ve...un anneleri ... ile nüfus kayıtlarındaki bağlarının kurulmasını ve ...ın nüfusta yazılı olmayan soyadının... olarak yazılmasını talep etmişlerdir....
Bunun için de tapu maliklerinin tapu kayıtlarındaki kimlik bilgilerinin nüfus sicilindeki kimlik bilgileri ile uyumlu olması gerekir. Davacılar da bu amaçla dava konusu 1470 ada 14 parsel sayılı taşınmazlarının tapu kaydının muhdesat bilgileri hanesindeki “...” olan soyadlarının “...” olarak düzeltilmesini istediğinden talepleri doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken tasarrufa elverişli bulunmayan tespit kadastro tutanağında düzeltme yapılması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12.04.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....