Hemen belirtmek gerekir ki; nüfus sicilinde kaydı bulunmayan kişilere yönelik olarak, mirasçılık hakları vb. diğer bazı haklar yönünden de ölümün tespiti davası açılabileceğinden; o kişinin nüfus sicilinde kaydı bulunmadığı; ölü kişinin sicile yazımının da olanaklı olmaması nedeniyle; bu gibi ölümün tespiti davalarında davayı nüfus idaresine yöneltme gerekmemektedir. Somut olaya bakıldığında, her ne kadar davacı T1 başlangıçta davasını Şahinbey Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesini hasım göstermek suretiyle açmış ise de, yargılama sırasında yerel mahkemece T5 davaya dahil edilmiş, ayrıca küçüğün annesi T2'ın davaya muvafakati de alınarak taraf teşkili sağlanmış olup ilk derece mahkemesince doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğundan bahisle nüfus idaresine karşı açılan davanın görev yönünden reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır....
Bir kimsenin doğmadan önce nüfus kütüğüne tescili mümkün değildir. Hakimin nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken, kayıtlar arasında çelişki meydana getirmemeye ve hayatın doğal akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermesi gerekirken, bu hususa dikkat edilmeksizin nüfus kayıtlarında çelişki yaratacak şekilde hüküm kurulması, Usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 07.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tapu kayıtlarına dayanak oluşturan tutanaklar Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilerek malik ...’in kimlik bilgileri belirlendikten sonra Nüfus Müdürlüğünden adı geçen kişinin sağ olup olmadığı araştırılarak ölü olduğunun saptanması halinde belirlenecek mirasçılarına, sağ ise davalıya tebligata yarar açık adresleri ilgili kurumlardan (nüfus aile kütüğünde yazılı yerleşim yeri adresinin “5490 sayılı Nüfus Yasasının 7/g -50/1 ve Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliğinin 13/1. maddeleri uyarınca” ilgili Nüfus Müdürlüğünden, Sosyal Güvenlik Kurumu, Vergi Dairesi gibi) ve zabıta marifetiyle belirlendikten sonra gerekçeli karar ile davacı vekilinin temyiz dilekçesi tebliğ edilerek temyiz süresi beklendikten sonra incelenmek üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 30.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu nedenle davaya nüfus kayıt iptali olarak bakılarak tüm deliller toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Kabule göre de; Ölü olduğunun tespitine karar verilen kişinin ölüm tarihinin de belirlenerek nüfusa tesciline karar verilmesi gerekirken sadece ölü olduğunun tespiti ile yetinilmesi de yerinde değildir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı ... ağa kızı ...’nın kızı ... ...’in aile nüfus kaydının getirtilerek dosya içine konulması; getirtilecek nüfus kaydına göre sağ olduğunun anlaşılması halinde gerek nüfus kayıtlarında yeralan yerleşim yeri adresi ve gerek yaptırılacak kolluk araştırması ile adresi belirlenerek gerekçeli kararın yöntemince kendisine tebliği sağlanarak, tebliğ belgesinin dosya içine konulması ve temyiz süresinin beklenilmesi; ölü olduğunun anlaşılması halinde gerekçeli kararın tüm mirasçılarına yöntemince tebliğleri sağlanarak tebliğ belgelerinin dosya içine konulması ve temyiz sürelerinin beklenilmesi, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 27.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir: 1- Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2- Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3- Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup...
Davaya konu olayda mevcut duruma göre artık nüfus siciline soyadının eklenmesi mümkün olmayan ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de düzeltilemeyen murisin maliki olduğu tapu kayıtlarında intikal yaptırılabilmesi için mahkemece “dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında tapu maliki olarak görünen Hasan oğlu Halil Kapucu ile davacının murisi Hasan ve Rabia oğlu 1862 doğumlu Halil'in aynı kişi olduğunun tespitine” şeklinde bir tespit hükmü kurulması gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bu sebeple hükmün düzeltilmesi suretiyle yeniden hüküm tesisi yoluna gitmek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESPİT Taraflar arasında görülen tapu kayıt maliki ile davacının mirasbırakanının aynı kişi olduğunun tespiti davası sonunda yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kayıt maliki ile davacının mirasbırakanının aynı kişi olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davacı, çekişme konusu 69, 70 ve 71 parsel sayılı taşınmazlarda paydaş olan mirasbırakanı ...'in ''...'' olan baba adının tapu kayıtlarında sehven ''Hamza'' olarak yazıldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarında yer alan ''Hamza kızı ...'' ile mirasbırakanı ''... kızı ...'in'' aynı kişiler olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
İlçesi nüfusunda sağ,. köyü nüfusunda ölü gözüktükleri ancak sağ oldukları tespit edildiğinden kaydın düzeltilerek.'daki mükerrer kaydın iptal edilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile ..., . ve.'ın sağ olduğunun tespitine, ölüm kayıtları kaldırılarak. İlçesindeki kayıtlarının iptaline, Ümmühan ve ... için açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davalılar, ..., . ve ...'ın ölü olarak görünen nüfus kayıtlarının sağ olarak düzeltilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak; 1-Davalı ...'ın mükerrer kaydının iptali yönünde bir istemi olmadığı dikkate alınarak ona yönelik davanın reddi gerekirken mükerrer kayıt iptaline karar verilmesi, 2-. İlçesi. köyü.5, .1' de kayıtlı İmhan ile . İlçesi. Köyü ., . de kayıtlı .'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı dava dilekçesinde, nüfusta sağ görünen kardeşi ...'ün ölüm kaydının düşülmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulü ile 05.05.1943 de öldüğünün tespitine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanı ile nüfus kayıtlarında sağ olarak görünen kardeşi ...'ün 05.05.1943 tarihinde öldüğünü bildirerek, nüfusa ölüm kaydının işlenmesini istemiş, mahkemece davanın kabulü ile ...'ün 05.05.1943'te öldüğünün tespitine karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, ölüm tarihinin tespitine karar verilen ..., nüfus kaydına göre 05.04.1943 doğum tarihli olarak 04.09.1945 tarihinde düzenlenen beyana göre 17.09.1945 tarihinde nüfusa tescil edilmiştir....