Aynı Kanun'un 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddeleri uyarınca, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiç bir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz, ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....
İşte bu noktada, nüfus kütüğündeki hatalı kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup, zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77). Şu durumda; nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi, tanık da dinlenebilir. Nesebin reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Nesebin reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiş, ancak bu doğru daha sonra nesebin reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....
Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup aile mahkemelerinin görevi kapsamındadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise asliye hukuk mahkemesinde bakılır. Davada, ...'nun babası .........
Köyü cilt 43, hane 43 de 01.01.1969 doğumlu olarak kayıtlı olduğu, bu kayıtla yaşamını sürdürmekte iken, açtığı kayıt iptali davası ile "iki kaydının bulunduğunu, 01.01.1969 doğumlu olan kaydının iptalini" istemiş, Midyat Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.06.2010 gün 2010/60-403 esas-karar sayılı ilamı ile dava kabul edilerek davacının, Midyat ... Köyü cilt 43, hane 43 de bulunan kaydı iptal edilmiştir. Davacı, eldeki bu dava ile açık bırakılan kaydını kullanamadığını, açık kayıt üzerinden kendisine nüfus cüzdanı dahi verilmediği iddiası ile iptal edilen kaydının, açık olan kayıt yerine kayıt ettirilmesini (iptal edilen kayıttaki kişisel hal bilgilerinin açık kayda aktarılmasını) talep etmiştir. Davacının iptal edilen kaydı ... Köyü cilt 43, hane 43 de olup 01.01.1969 doğumludur....
Köyünde nüfusa kayıtlı baba adı ... ve anne adı ... isimli kişilerin yeni doğan kızları olan davalı ...’nun hiçbir mahkeme kararı olmaksızın ... ve eşi ... tarafından kendi çocuklarıymış gibi sahte beyanname düzenlenmek suretiyle nüfusa kayıt edildiğini, davalı ...’nin gerçekte ... ve eşi ...’den olmadığını ileri sürerek nüfus aile kayıt tablosundaki kaydın iptali ile miras bırakanın nüfus kaydının düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar Cevabı: 5. Davalı ... vekili 17.10.2011 tarihli cevap dilekçesinde; tüm iddiaları inkârla, müvekkilinin 01.01.1954 tarihinde ......
ın nüfus kütüğünde "..." olan baba adının "...", "..." olan anne adının da "..." olarak düzeltilmesini istemişler, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar, davacı ...'ın nüfus kütüğünde gerçekte babası olan Musa'nın annesi Leyla ve babası Ahmet'in çocuğu olarak kayıt edildiğini ileri sürerek bu kaydın iptali ile gerçek anne ve babasının kütüğüne kayıt edilmesini istemişler, mahkemece davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Soybağı ve miras hukukunu ilgilendiren nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin davada davacının kayden babası Ahmet Özcan ölü olduğuna göre onun mirasçılarının davaya dahil edilmeleri gerekirken, mahkemece re'sen gözetilmesi gereken bu durum nazara alınmadan ve taraf teşkili de sağlanmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Somut olayda: uyuşmazlığın nüfus kayıt iptali davasında yaşı ... çocuk hakkında tedbir isteminin, çocuğun herhangi bir suçun şüphelisi olmadığı düşünülerek, çocuk mahkemesi görevi kapsamında olmadığının da gözönünde bulundurulması ile bu aşamada yargı yeri belirleme şartları bulunmayan dosyanın mahkemeye gönderilmesine 27/12/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada, 24.8.1980 günü hastanede doğup nüfusa 22.6.1981 tarihinde tescil edilen ... ile annenin bildirimi üzerine nüfus kütüğüne 27.7.1980 doğumlu olarak 10.8.1982'de tescil edilen ...'ın aynı kişi olduğu ileri sürülerek, mükerrer olan kaydın iptali istenilmiştir. Dosyada toplanan bilgi ve belgelerden, özellikle doğum tutanakları ve nüfus kayıtları ile tanık anlatımlarından hastanede 24.8.1980 günü doğan ... ile nüfusa 27.7.1980 doğumlu olarak kayıt edilen ..'in aynı kişi olduğu anlaşılmakla, mahkemece mükerrer kayıt niteliğindeki ...'a ilişkin nüfus kaydının iptaline karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 30.3.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Yargıtay Hukuk Dairelerinin görevlerini düzenleyen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesinde “Nüfus kütüğü ve yaş kayıtlarının düzeltilmesi, öz ve soyadının değiştirilmesi” davalarının Yargıtay 18. Hukuk Dairesi görevi kapsamında bulunduğu hüküm altına alınmış, 04.02.2010 tarih ve 1 sayılı Yargıtay Başkanlar Kurulu kararına göre de Nüfus kayıt düzeltilmesine ilişkin davaların 04.02.2010 tarihinden itibaren SADECE 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile sınırlı olmak üzere temyiz incelemesinin 18. Hukuk Dairesince yapılması gerektiği belirtilmiştir. Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca düzenlenen 20.02.2008 gün 2008/1508 Esas 2008/2 Davaname nolu Davanamede ...'un gerçek annesinin ... ve babasının da ... adlı kişi olduğu halde ... ve ...'un çocuğu olarak nüfusa kayıt edildiğini, yanlış kaydın iptali ile gerçek annesinin üzerine yazılması talep edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Yargıtay Hukuk Dairelerinin görevlerini düzenleyen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesinde “Nüfus kütüğü ve yaş kayıtlarının düzeltilmesi, öz ve soyadının değiştirilmesi” davalarının Yargıtay 18. Hukuk Dairesi görevi kapsamında bulunduğu hüküm altına alınmış, 04.02.2010 tarih ve 1 sayılı Yargıtay Başkanlar Kurulu kararına göre de Nüfus kayıt düzeltilmesine ilişkin davaların 04.02.2010 tarihinden itibaren SADECE 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile sınırlı olmak üzere temyiz incelemesinin 18. Hukuk Dairesince yapılması gerektiği belirtilmiştir. Kavak Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 2005/199 Esas 2005/1 Davaname nolu Davanamede ...'un gerçek anne ve babası ... Hündür ve ... olduğu halde ... ve ...'un çocuğu olarak nüfusa kayıt edildiğini, yanlış kaydın iptali ile gerçek anne ve babası üzerine yazılması talep edilmiştir....