nin nüfus kaydında V.. E.. ve M.. E.. olan anne ve baba adının iptali ile küçüğün anne ve baba adının, gerçek anne ve babası olduğunu ileri sürdüğü S.. E.. ve N.. E.. olarak düzeltilmesini istemiştir. Görüldüğü gibi davacının birbiriyle bağlantılı iki ayrı davası vardır. İlki mevcut nüfus kaydındaki anne ve baba kaydının iptali, ikincisi ise genetik anne ve baba üzerine kayıt istemidir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2 - 36 - 47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmî sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez....
Buna göre Gülsüm Adıbelli adına oluşan tescil kaydının mahkeme ilamının yanlış tescilinden oluştuğu ve kararda bahsedilen Ümmügülsüm Adıbelli'nin Salihçavuş varisleri olduğu açıktır. Dosyaya ibraz edilen veraset ilamında Ümmügülsüm Adıbelli'nin Salih Adıbelli'nin eşi olduğu ve çocuklarının tescil ilamında görülen Mustafa Adıbelli, Ali Adıbelli gibi kişiler olduğu anlaşılmaktadır. O halde tescil ilamındaki Ümmügülsüm Adıbelli'nin Mudanya Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/966 esas sayılı veraset ilamında mirasçıları belirlenen Ümmü Gülsüm Adıbelli olduğu sabittir. Ancak Mudanya Nüfus Müdürlüğünün yandığı, nüfus kayıtları yeniden oluşturulur iken yersel yazım ile yalnızca o tarihte sağ olanların nüfus kaydının oluşturulduğu, o tarihten önce ölmüş olan kişilerin nüfus kayıtlarının bulunmadığı, bu kapsamda Ümmü Gülsüm Adıbelli'nin nüfus kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır....
ın kaydının iptali talebi değil ayrıca Türkoğlu adli yargı sınırları içinde ikamet eden A.. G..'ın kaydının da düzeltilmesi istemi olduğu, 5490 sayılı Kanunun 36/1 maddesinden de nüfus kayıt düzeltim davalarının ilgilinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceğinin belirtildiği, T.. M..nün talebi üzerine Türkoğlu Cumhuriyet Başsavcılığının 23/12/2010 tarihli davanamesi ile yetkili mahkeme olan Türkoğlu Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinde dava açıldığı, gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. Türkoğlu C. Başsavcılığınca düzenlenen 23/12/2010 tarihli davaname ile, nüfus kaydına göre 72514110742 TC Kimlik Numaralı E.. U.. (Gedikbaş) ile 25550355066 TC Kimlik Numaralı Eşe Güzel (Gedikbaş)'in 1971/305 ve 1980/420 tescil numaralı evlenme tutanaklarına göre aynı kadın olduğu görünmekte olup 1980/420 tescil numaralı evlenme vukuatının 22982440674 TC Kimlik numaralı A.. G..'ın olması gerekirken sehven yukarıda belirtilen iki evlilik de 72514110742 TC Kimlik Numaralı E.. U.....
Dava, gerçeğe aykırı olarak nüfus kütüğünde gerçek annesi ve babası yerine, dedesi ve babaannesi nüfusuna onların çocuğu olarak hatalı şekilde tescil edilen ...'ın, bu hatalı kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olup, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlandığından; davacılar tarafından açılan davanın nüfus kayıt düzeltim davası olarak kabul edilmesi ve asliye hukuk mahkemesinde bakılması gerekirken, aile mahkemesi sıfatı ile bakılarak davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararı) Somut olayda; ... 19.10.1997 doğumlu olarak ... ve ... çocuğu olarak baba beyanı üzerine 09/08/1999 tarihinde nüfusa tescil edilmiş, çocuğun gerçek baba ve anası olduğu iddia edilen ... ve ... 23.04.1986 tarihinde evlenmişlerdir. Davacıların iddiasının kabulü halinde çocuk, ana ve babasının evlilik birliğine tescil edilecek, dolayısı ile ana ve baba arasındaki soybağı TMK.nun 282. maddesi gereği kurulacaktır. Davada, ana ve baba yönünden nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. İddianın kabulü halinde, yukarıda da açıklandığı gibi; ...'nın kayden baba ve anası görünen ... ve ... yönünden nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe kaydedildiğinden ve tarafların bundan haberdar olduklarından söz edilmesi gereklidir....
Yürürlükten kaldırılan 1587 sayılı Nüfus Kanunu'nda tespit davalarına yer verilmemişken; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-c maddesinde, nüfus kayıt düzeltim davalarının bir türü olarak "tespit davaları"na da yer verilmiştir. O halde, nüfus idaresi hasım gönderilmek suretiyle açılan ölümün tespiti davasının dinlenmesine artık yasal bir engel bulunmamaktadır. Ancak, bu şekilde ölümün tespiti davaları açıldığında sadece ölümün tespitine karar vermek yeterli olmamakta; ölüm tarihi mirasçılık haklarını etkileyeceği ve sicilde de ölüm tarihinin belirtilmesi gerektiğinden, ölüm tarihinin de mümkünse gün/ay/yıl, en azından yıl olarak da tespiti gerekmektedir. Diğer yandan; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi; nüfus kayıt düzeltim dava-larının Cumhuriyet savcısı ve nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru katılımıyla görüleceği ve karara bağlanacağını hükme bağlamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ :TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkindir. Davacı, maliki olduğu 58 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında baba isminin ‘...’ olmasına rağmen sehven ‘...’ olarak yazıldığını iddia ederek tapu kaydının nüfus kayıtlarına uygun şekilde düzeltilmesini istemiş, aşamalardaki beyanında ise; dava konusu taşınmazın babası ... yerine yanlışlıkla amcası ...oğlu ... adına kaydedildiğini, ancak taşınmazın kendisine ait olduğunu beyan etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
ın gerçek anne ve babasının nüfus kütüğüne tesciline, nüfus kayıtlarının bu şekilde düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medenî Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre...10. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince...10. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 29.02.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Aile Mahkemesi tarafından ise, davanın 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunundan kaynaklanan nüfus kayıt düzeltim davası ve davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemelerine ait olduğu gerekçesi ile karşı görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Dosya kapsamından; davacının, annesinin babası ile nikahı bulunmadığından nüfusta anne olarak ... üzerine kaydedildiğini, ancak gerçek annesinin ... olduğu iddiasıyla, nüfus kaydına anne olarak ...'nun yazılması istemiyle dava açtığı anlaşılmaktadır....
ın nüfus kayıtlarında babaları olarak, eşinin ise anneleri olarak nüfusa kayıt edildiğini belirterek gerçeğe aykırı tescilin iptali ve tashihine karar verilmesini talep etmiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medenî Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15/06/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi....