Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.11.2013 tarihli ve 2013/18-354 E. 2013/1554 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, bu türden yanlış ve yanıltıcı beyan ve işlemlerle kanuna aykırı olarak yapılan kayıtların düzeltilmesi, niteliği itibarıyla bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Manisa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15/03/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
nın nüfusa tesciline dair belgelerin (doğum tutanağı vs. belgeler) ilgili nüfus müdürlüğünden getirtilip denetlenmemesi, 4-Kabule göre de; Davacı ...'ın 05.07.2013 tarihinde Türk Vatandaşlığını kaybettiğinden nüfus kaydı kapatılmıştır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesine göre, ilgililer nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme ve tespit davası açmak hak ve yetkisine sahiptirler. Bir kimsenin nüfus kaydının kapalı olması halinde, bu kişilerle ilgili sadece tespit davası açılabileceği Yargıtay uygulamaları ile kabul edilmiştir. Davacı her ne kadar anne-baba adı yönünden nüfus kayıtlarının düzeltilmesini istemiş ise de, çoğun içinde az da vardır ilkesinden hareketle, düzeltme davası içinde tespit isteminin de bulunduğu dikkate alınarak mahkemece, davacı ...'ın anne ve babasının ... kızı ... ve ... olduğunun tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken davanın kabulü doğru görülmemiştir....
Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Somut olayda dava, davacı Tuna Erdinç'in, Mehmet Erdinç-Nimet Erdinç'in çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin Fatma Bulut, gerçek babasının da İbrahim Akbulut olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Yukarıda gösterilen açıklamalar dikkate alındığında; davacıların istemi bir bütün olarak gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olarak oluşturulan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998 tarihli ve 2-87/77 sayılı kararı). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.11.2013 tarihli ve 2013/18-354 Esas- 2013/1554 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, bu türden yanlış ve yanıltıcı beyan ve işlemlerle kanuna aykırı olarak yapılan kayıtların düzeltilmesi, niteliği itibarıyla bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medenî Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu durumda, eldeki dava nüfus kayıt düzeltim davası olup davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 03/11/02016 gününde oybirliği ile karar verildi....
Aile Mahkemesi ise, talebin soybağının değiştirilmesine değil, nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu, 4787 sayılı Kanun gereğince Aile Mahkemesinin görevine girmediği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 286. Maddesinde " Koca, soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir. Bu dava ana ve çocuğa karşı açılır. Çocuk da dava hakkına sahiptir. Bu dava ana ve kocaya karşı açılır. " hükmü getirilmiştir. Somut olayda, Uyuşmazlık konusu dava, Cumhuriyet Savcılığı tarafından nüfus kaydının düzeltilmesi talebiyle açılmış olup, kaydının düzeltilmesi istenen çocuk tarafından soybağının reddi talebiyle açılmış bir dava bulunmamaktadır. Bu durumda nüfus kayıtlarının düzeltilmesi olarak değerlendirilen uyuşmazlığın Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırlması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’nun 21., 22. ve 23 . maddeleri gereğince Kayseri 2....
Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, gerçeğe aykırı olarak hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 28.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK'nin 11.02.1998 tarihli ve 2- 87/77 sayılı kararı). Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmayıp baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur....
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2- 87/77 sayılı kararı) Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği yada geçirilmediği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2- 36- 47 sayılı kararı) Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda "taraflarca hazırlama ilkesi" geçerlidir. Hakim tarafların talepleriyle bağlı olup talepte bulunan tarafın iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re'sen araştırma ilkesi egemendir....
Anne ve baba adının birlikte nüfus kayıtlarında düzeltilmesi istemiyle açılan dava bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Kanunu'nun 36. Maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik, TMK.282 vd düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 12.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....