WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDININ DÜZELTİMİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki bulunduğu 3276 ada 49 parsel sayılı taşınmazdaki 202/16240 payının dava dışı kardeşi... tarafından, nüfus cüzdanının üstüne kendi fotoğrafını yapıştırarak, davalıya satıldığını ve sahteciliğe dayalı tescil yapıldığını ileri sürüp, yolsuz tescilin terkini ve tapu kaydının lehine tashihi isteğinde bulunmuştur. Davalı, çekişmeli taşınmazı emlakçı vasıtasıyla altmışbeş milyar lira bedelle satın aldığını, davacı ile sahtecilik yapan kardeşinin iradi ve fiili dayanışma içerisinde hareket ettiklerini, satımdan sonra eve harcama yaptığını, iyiniyetli olduğunu belirtip, davanın reddini savunmuştur....

    Öte yandan, davacılar dava dilekçesinde, 118 parsel yönünden tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesi isteminde bulundukları halde talep dışına çıkılarak tespit kararı verilmiştir. O halde, tapu kaydındaki kimlik bilgileri düzeltilmesi istenilen "... ...'un" nüfus kaydı da bulunduğuna göre, davacılardan İsmail'in talebi doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılmak suretiyle tapu kaydının nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesi şeklinde bir karar verilmesi gerekirken, tespit kararı verilmiş olması da doğru değildir. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Kut ve öz annesinin ... olduğu, davacı hakkında nüfus müdürlüğünde birden fazla nüfus kaydı bulunduğundan bahisle, hatalı nüfus kaydının silinmesi ile davacı ...'un kimlikte anne adının ... baba adının da ... Kut olarak düzeltilmesi ve nüfusa tesciline karar verilmesi istemine ilişkindir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; celb edilen kayıt ve belgelerin incelenmesinden, davanın mahiyeti itibariyle nüfus kaydının düzeltilmesi (mükerrer kayıt iptali) davası olduğu, 5490 sayılı Kanunun 36. maddesi uyarınca davanın asliye hukuk mahkemesinin görevi kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 16/10/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVALILAR : 1-Nüfus Müdürlüğü 2-..., ... Kozan Cumhuriyet Başsavcılığının 18.02.2010 gün ve 2010/277-6 nolu davanamesiyle ...'nın anne adının düzeltilmesi istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Cumhuriyet Başsavcılığının 18.02.2010 gün ve 2010/277-6 nolu davanamesi ile ...'nın nüfus kaydında "... " olan anne adının "..." olarak düzeltilmesi istenmiş, mahkemece açılan davanın Cumhuriyet Savcısının anne yönünden soybağının düzeltilmesi davası açamayacağı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. 1-Dosya içindeki bilgi ve belgelerden Kozan Nüfus Müdürlüğünün 10.02.2010 gün ve 2010/203-127 sayılı yazıları ile ...'nın kayden dayısı olan ... ile evli olduğu, ancak ...'in gerçek annesinin ......

          İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava; nüfus kayıtlarının düzeltilmesi talebine ilişkindir. "b) 11.12.2015 tarihli keşif tutanağında Hacı Karataş'a olduğu iddia ve mahkemece kabul edilen mezar taşında adı geçenin ölüm tarihi olarak 1955 yazmasına karşın, tanıklardan sorulup çelişki giderilmeden ve gerçek ölüm tarihi gün, ay, yıl olacak şekilde net olarak tespit edilmeden, Hacı Karataş'ın ölüm tarihinin 01.01.1954 olduğuna mahkemece karar verilmesi," (Yargıtay 8....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDININ DÜZELTİLMESİ Taraflar arasındaki davadan dolayı ... Sulh Hukuk Hakimliğinden verilen 27.03.2013 gün ve 1116-387 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü. -KARAR- Çekişmeye konu 1681 parsel sayılı taşınmaz, hükmen tescil edildiği halde dayanak mahkeme ilamı, dava dosyası ve kadastro tutanağının evrak arasına alınmadığı görülmekle; ......

            Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamında “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davalarının konusunu oluşturur. Zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK'nin 11.02.1998 tarihli ve 2-87/77 sayılı). Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesine göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Dava, davacıların babası ...'in nüfus kaydına, 6652 sayılı Yasa kapsamında düzenlenen, evli erkeğin başka kadınlarla birleşmesinden doğan çocukların tescillerine dair ilmühaber ile tescil edilen davalı ...'...

              TAPU KAYDININ, Mazgirt Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/207 Esas 2013/221 Karar sayılı veraset ilamındaki davacıların hisseleri oranında İPTALİ ile, davacılar adına veraset ilamındaki hisseleri oranında TAPUYA KAYIT ve TESCİLİNE, 5- Tunceli ili, Mazgirt İlçesi, Çat Köyü Köykarşısı Mevkiinde kain 70 parsel sayılı taşınmazın TAPU KAYDININ, Mazgirt Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/207 Esas 2013/221 Karar sayılı veraset ilamındaki davacıların hisseleri oranında İPTALİ ile, davacılar adına veraset ilamındaki hisseleri oranında TAPUYA KAYIT ve TESCİLİNE, 6- Tunceli ili, Mazgirt İlçesi, Çat Köyü Köykarşısı Mevkiinde kain 72 parsel sayılı taşınmazın TAPU KAYDININ, Mazgirt Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/207 Esas 2013/221 Karar sayılı veraset ilamındaki davacıların hisseleri oranında İPTALİ ile, davacılar adına veraset ilamındaki hisseleri oranında TAPUYA KAYIT ve TESCİLİNE, 7- Tunceli ili, Mazgirt İlçesi, Çat Köyü Köykarşısı Mevkiinde kain 77 parsel sayılı taşınmazın TAPU KAYDININ, Mazgirt Sulh Hukuk...

              Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir." şeklinde belirtildiğini, Nüfus kaydının düzeltilmesi davasının, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30.01.2008 tarih 2008/2- 36- 47 sayılı içtihadında da açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış kütüğe geçirilmesi sebebiyle mevcut kaydın düzeltilmesi davası olduğunu, Nüfus Sicili'nin düzeltilmesi davasının miras hukuku açısından da önemli etkilerinin bulunduğunu, Nüfus Sicilinin düzeltilmesi davası sonucunda nüfus siciline yanlış kaydedilen kişinin nüfus kütüğünün düzeltildiğini ve çocuğun biyolojik anne ve / veya babası ile arasındaki soybağı ilişkisinin nüfus siciline yansıtıldığını, bu nedenle çocuğun, biyolojik anne ve / babasının yasal mirasçısı sıfatının sicilde de oluştuğunu, aynı zamanda bu dava ile birlikte çocuk ile nüfusunun sicilinde anne ve / baba olarak kayıtlı bulunduğu kişiler arasında şeklen soybağı ilişkisinin sona erdiğini ve böylelikle...

              -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, çekişme konusu taşınmazlara ilişkin kadastro tespitlerinin 1986 ve 1987 yıllarında yapıldığı ve 1988 yılında kesinleştiği, davanın ise 2.6.2010 tarihinde açıldığı gözetildiğinde 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, öte yandan kadastro tespit maliki olan bir kısım davacıların kayıtların hatalı oluşturulduğunu kabul ettikleri ve bir kısım maliklerin öldüğü saptandığına göre veraset belgesi ibraz edilerek tarafların beyanları doğrultusunda Tapu Sicil Müdürlüğünde her zaman işlem yapılmasının hukuken olanaklı olduğundan davanın reddine karar verilmesi doğru olduğuna göre; davacıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.75....

                UYAP Entegrasyonu