Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. Maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22. maddeleri gereğince YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 12.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacıların nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi, davanın nesebin düzeltilmesi istemine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Aile Mahkemesi ise, talebin soybağına ilişkin olmadığı, nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacılar, nüfus kaydında çocukları olarak görünen çocukları olduğunu belirterek nüfus kaydının buna göre düzeltilmesini talep etmiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36....
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2- 87/77 sayılı kararı) Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....
Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir. Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....
Bu durumda soybağı ihtilafı ortaya çıkmadığından, açıklanan muhtevadaki davalar, sadece nüfus kayıtlarında düzeltim davasından ibaret kalacaklar ve görevli mahkeme, 5490 sayılı Kanunun 36/1- a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemeleri olacaktır. Ancak, çocuğun doğduğu tarihte, genetik annenin evli bulunmaması halinde, anne yönünden dava, kayıt düzeltim davası olarak kalmakla birlikte, genetik anne ile evli olmayan genetik baba yönünden babalık karinesi gerçekleşmeyeceğinden, genetik babanın nüfus kaydına işlenmesi talebi “Soybağı davası” niteliğini kazanacaktır. Bu takdirde uyuşmazlığın, 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca aile mahkemesi tarafından incelenip çözüme kavuşturulması gerekecektir. (Yargıtay HGK 2013/354- 1554, 18. HD 2015/1360- 3281, 2015/1591- 4537, 5....
Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, nüfus kaydının düzeltimi istemine ilişkindir. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince, " davacının gerçekte evli olmadığı halde nüfus kayıtlarına göre 25/09/1995 tarihinde ... adlı bir şahıs ile evli olduğunu ve bu evlilikten ... isimli bir kız çocuğu olduğunu gerçekte davacının Türkiyede hiç evlenmediğini iddia ederek nüfus kaydındaki evlilik kaydının ve çocuğunun bulunduğuna ilişkin kaydın iptalini talep ettiği anlaşılmıştır. Davacı her ne kadar nüfus davası olarak bu davayı mahkememizde açmış ise da davacının talebinin evlilik kaydının iptaline ilişkin olduğu " gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 7. Aile Mahkemesince ise davanın, nüfus kaydında düzeltim davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ... ... ( ...)...
Cumhuriyet savcısının, hukuk davası açabileceği hallerin kanunda açıkça öngörülmüş olması zorunludur (HMK. m. 70/1). 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda, Cumhuriyet savcısının, soruşturma evresinde yaş düzeltme dahil, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davası açabileceğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu Kanunun 218/2. maddesi, kovuşturma evresinde mağdur veya sanığın yaşının ceza hükümleri bakımından tespitiyle ilgili bir sorunla karşılaşılması halinde, ceza mahkemesine, ilgili kanunda belirtilen usule göre bu sorunu çözme imkanı vermiştir. Kanun açıkça "kovuşturma evresinde" dediğine göre, soruşturma evresinde böyle bir yola gidilemez. Cumhuriyet savcısı, resmi sicilin belgelediği olguyu doğru kabul edip, kamu davası açacak veya açmayacaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada Bursa 3. Asliye Hukuk ve Bursa 4. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, nüfus kayıt düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davacı, nüfus kaydında yazılı olmayan anne adının ... olarak tashihine karar verilmesini istemiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Somut olayda yargılama sonucu verilen hükmü temyiz eden Hazine, tefrik kararı öncesi Türk Medeni Kanunu'nun 301. maddesine dayalı babalık davası yönünden ihbar üzerine 29.02.2008 tarihli dilekçe ile davaya müdahil olmuştur. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası yönünden Hazine vekilince verilmiş bir müdahale dilekçesi bulunmadığı gibi nüfus kayıt düzeltme davalarında Hazinenin taraf sıfatı da bulunmamaktadır. Açıklanan hususlar göz önüne alındığında davada Hazine’nin taraf sıfatı bulunmadığından temyiz dilekçesinin REDDİNE, 21.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemenin ret kararı, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun 36. maddesinin (1.) fıkrasının (b) bendinde yer alan "Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir" şeklindeki hükme dayanmakta ise de, Anayasa Mahkemesi'nin 30.03.2012 tarih ve 2011/34-48 sayılı kararıyla bu fıkra iptal edilmiş ve iptal kararı 06.10.2012 tarih 28433 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla, yürürlükten kalktığından; mahkemece, işin esasıyla ilgili deliller toplanıp, incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın reddi doğru görülmemiştir....