İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davacı vekili süresinde vermiş olduğu istinaf başvuru dilekçesi ile; 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 14'ncü maddesi 1.nci fıkrasına göre; “Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlat edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar sebebiyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir” hükmünü içermektedir. Nüfus Mevzuatının Uygulanmasına İlişkin Açıklamada kaydın kapatılması ve yeniden açılması ile ilgili 2.3.1(a) maddesi Türk Vatandaşlığını kaybeden kişilerin kaydına kapanma tarihinden sonra meydana gelen nüfus olayları nüfus kayıtlarına tescil edilemez. davacı T1 403 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 25. Maddesi A Bendi uyarınca Bakanlar Kurulunun 26/01/1972 tarihli ve 7/3767 sayılı kararı ile Türk Vatandaşlığı kaybettiğini belirterek mahkeme kararının bozulmasına talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Dava isim değişikliğine ilişkindir....
Adın değiştirilmesi davasında davacı taraf, örfi yahut çevresel nitelikteki sebep veya sebeplere dayanıp, kendisini haklı gösterecek olguları ispat ederek, nüfus sicilinde değişiklik yapılmasını talep etmekte olup, esasen bu tür davalarda davacı ile hasım gösterilen ... ile arasında gerçek bir uyuşmazlık olmayıp, ... davada sadece yasal hasım olarak yer almaktadır. ..., esasen davada taraf değil sadece ilgilidir. İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemez veya bu davalarda ilgili tarafın davayı kabulü sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı da söz konusu değildir. Davacının, yukarıda belirtildiği gibi kendisini haklı gösterecek vakıaların varlığını ispat ederek, ad veya soyadının uygun biçimde düzeltilmesi dışında ileri sürebileceği herhangi bir hakkı da bulunmamaktadır....
Adın değiştirilmesi davasında davacı taraf, örfi yahut çevresel nitelikteki sebep yahut başka sebeplere dayanıp, kendisini haklı gösterecek olguları ispat ederek, nüfus sicilinde değişiklik yapılmasını talep etmekte olup, esasen bu tür davalarda hasım gösterilen Nüfus Müdürlüğü ile aralarında bir uyuşmazlık olmayıp, nüfus müdürlüğü davada sadece yasal hasım olarak yer almaktadır. Gerçekte, davada taraf değil, sadece ilgilidir. İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemez veya bu davalarda ilgili tarafın davayı kabulü sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı da söz konusu değildir. Davacının, yukarıda belirtildiği gibi kendisini haklı gösterecek vakıaların varlığını ispat ederek, ad veya soyadının uygun biçimde düzeltilmesi dışında ileri sürebileceği herhangi bir hakkı da bulunmamaktadır....
Davada, nüfus tarafından ... ... olarak kaydedilip uzun süre ... soyadını kullanan, ölümünden sonra kişinin soyadının idare tarafından .... olarak düzeltilmesi işleminin iptali istenilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde adın düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Mahkeme kararını temyiz eden nüfus idaresi temsilcisi 5490 sayılı Nüfus Kanununun 36. maddesi uyarınca açılmış bu gibi davalarda mahkemenin oluşumuna ilişkin bir statüde olduğu cihetle HUMK.nun 432. maddesinin birinci fıkrasında sözü edilen 4353 sayılı Kanun kapsamındaki kamu kuruluşu niteliğinde sayılamayacağından temyiz süresi otuz değil onbeş gündür. Mahkeme kararı davalıya 11.03.2008 tarihinde tebliğ edilmiş olup, temliz dilekçesi 28.03.2008 tarihinde mahkeme kalemine verilmiştir. HUMK.nun 432. maddesine göre temyiz süresi geçmiş bulunduğundan 1.6.1990 gün ve 1989/3 Esas 1990/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca temyiz isteminin REDDİNE, 02.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus (Adın Düzeltilmesi) K A R A R Taraflar arasındaki nüfus kayıt düzeltme davası sonucu verilen hükmün Yargıtay (18.) Hukuk Dairesince bozulması üzerine, yerel mahkemece verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasa'nın 45. maddesi ile 6100 sayılı HMK'na eklenen Geçici 4/1. maddesi uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu, gereği görüşülüp, düşünüldü: Yargıtay (18.)...
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar Aile Mahkemesi sıfatıyla Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimliğine verdiği 12.09.2008 günlü havale tarihli dava dilekçesinde kızının, nüfus kütüğündeki "...." olan adının "...." olarak değiştirilmesini istemiş, Asliye Hukuk Mahkemesi davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakarak hüküm kurmuştur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 36. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendi uyarınca nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme (değişiklik) davalarının düzeltmeyi isteyen kişilerin yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması ve karara bağlanması gerekir. Somut olayda davacının nüfus kaydındaki adın değiştirilmesi için açılan davanın, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekirken davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılıp hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin dedelerinin nüfus kayıtlarında "..." olarak gözüken soyadının "..." olarak değiştirilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin dedesi olduğu belirtilen ...’ın soyadının ‘...’ olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 27.maddesi, haklı sebebin varlığı halinde adın ve soyadın değiştirilmesine ve bu değişikliğin nüfus siciline kaydedilmesine imkan vermekte ise de; birinci fıkradaki ifadeden bu değişikliği isteme hakkının yalnızca ilgili kişiye ait olduğu açıkça anlaşılmaktadır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı Aile Mahkemesi sıfatıyla Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesi hakimliğine verdiği 18.08.2008 günlü havale tarihli dava dilekçesinde kızının, nüfus kütüğündeki "..." olan adının "..." olarak değiştirilmesini istemiş, Asliye Hukuk Mahkemesi davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakarak hüküm kurmuştur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 36. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendi uyarınca nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme (değişiklik) davalarının düzeltmeyi isteyen kişilerin yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması ve karara bağlanması gerekir. Somut olayda davacının nüfus kaydındaki adın değiştirilmesi için açılan davanın, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekirken davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılıp hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, davacı babasının asıl adının ... olmasına karşın nüfus kayıtlarına yanlışlıkla halk arasında lakabı olarak söylenen "..." isminin yazıldığını bildirerek, ölmüş olan babası ...'un adının ... olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulü yönünde karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 27.maddesi, haklı sebebin varlığı halinde adın değiştirilmesine ve bu değişikliğin nüfus siciline kaydedilmesine imkan vermekte ise de; birinci fıkradaki ifadeden bu değişikliği isteme hakkının ilgili kişiye ait olduğu açıkça anlaşılmaktadır....