Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun,... olan adının Pazarcık Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.01.1996 gün ve 1995/1056-1996/16 sayılı kararı ile ... olarak düzeltildiği ve nüfusa tescil edildiği dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre, aynı konuya ilikin olarak nüfus kaydının (adın) düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir. Yasanın kamu düzenine ilişkin bulunan bu hükmüne aykırı şekilde davacı ...'nin adının Meryem olarak düzeltilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.'nun 427. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 14.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Ancak; Davada, davacının kadın olan cinsiyetini erkek olarak değiştirmek için mahkemeden izin aldığı bildirilerek nüfus kütüğünde "Kadın" olan cinsiyetinin "Erkek", "..." olan adının da "..." olarak değiştirilmesine karar verilmesi istenilmiş, mahkemece davacının nüfus kütüğündeki cinsiyetinin erkek olarak düzeltilmesine karar verilerek adının değiştirilmesi istemi, bir kereden fazla dava açılamayacağı gerekçesi ile reddedilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Yasasının 27. maddesi hükmüne göre adın düzeltilmesi haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir. Somut olayda davacı vekilinin dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar dosyada toplanan kanıtlar anılan yasa maddesi hükmüne göre haklı neden sayılarak davanın kabulü ile davacının adının istem gibi düzeltilmesine hükmedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir....

      Davalı Nüfus İdaresi Temsilcisi 28/01/2021 tarihli duruşmada alınan beyanında; "Davacının soyadı, Soyadı Nizannamesi ve Soyadı Kanununa göre gülünç, komik ve ayıp olan ve yine değişmesi gereken soyadlarından değildir. Nüfus Mevzuatında da annenin kızlık soyadının soyadı olarak kullanma ile ilgili bir düzenleme bulunmamaktadır. Davanın reddine karar verilmesini talep ediyoruz. " şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; Dava "Nüfus (Soyadı değiştirilmesi)" talebine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesi uyarınca, adın değiştirilmesi ve düzeltilmesi davaları, haklı sebeplerin varlığı halinde açılabilecektir. Adın gülünç veya küçük düşürücü olması, söylenmesinin güç olması ya da karışıklığa yol açan bir özelliğinin bulunması ile kişinin çevresinde kayıtlı adından farklı bir adla tanınması gibi sebepler haklı sebep olarak kabul edilmektedir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesi ile "...." olan soyadın "....." olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, nüfus kaydındaki "...." olan soyadının çevrede küçük düşürücü ve ve alay konusu olması nedeniyle "Tuna" olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece haklı bir nedenin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Yasasının 27. maddesine göre, adın ve soyadın düzeltilmesi haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir....

        Sulh Hukuk Mahkemesi ise, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacağı, Aynı Kanunun b fıkrasında ise ad ve soyada ilişkin düzenleme bulunduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Soyaadın değiştirilmesi istemi 6100 sayılı HMK.'nun 382/2-a-2 de çekişmesiz yargı işi olarak düzenlenmiştir. HMK 383. maddeye göre çekişmesiz yargı işinde görevli mahkeme aksine bir düzenleme olmadığı surette Sulh Hukuk Mahkemesidir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılacağı hükme bağlanmıştır.Aynı Kanunun b fıkrasında ise ad ve soyada ilişkin düzenleme bulunmaktadır....

          Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacıların velisi olduğu küçüğün adının nüfus kayıtlarında "..." yazıldığını ancak ailesi ve arkadaşları tarafından sadece "Esma" adının bilindiği belirtilerek nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın 5940 sayılı yasanın 36. maddesinde bu tür davaların Asliye Hukuk Mahkemelerinde görüleceğinin açıkca belirtildiği gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Asliye Hukuk Mahkemesi, 6100 sayılı HMK.nun HMK.'nun 382/II-a,2 maddesi ve 383. maddeleri gereğince talebin çekişmesiz yargı işi olduğu gerekçesiyle uyuşmazlığa Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağından bahisle görevsizlik kararı vermiştir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca, haklı bir sebebe dayanmak kaydıyla, adın değiştirilmesi hâkimden istenebilir....

            Adın değiştirilmesi davasında davacı taraf, örfi yahut çevresel nitelikteki sebep veya sebeplere dayanıp, kendisini haklı gösterecek olguları ispat ederek, nüfus sicilinde değişiklik yapılmasını talep etmekte olup, esasen bu tür davalarda davacı ile hasım gösterilen Nüfus Müdürlüğü ile arasında gerçek bir uyuşmazlık olmayıp, nüfus müdürlüğü davada sadece yasal hasım olarak yer almaktadır. Nüfus Müdürlüğü, esasen davada taraf değil sadece ilgilidir. İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemez veya bu davalarda ilgili tarafın davayı kabulü sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı da söz konusu değildir. Ayrıca, bu davanın sonucunda verilen kararlar kesin hüküm sayılmamakta, kararın yersiz veya hatalı görülmesi halinde, ileri sürülen delillere ve duruma göre yeniden ad değişikliği talebinde bulunulabilmesi mümkün olmaktadır....

              Somut olayda; davacılar çocuklarının "......" olan isminin nüfus müdürlüğünce yanlış olarak "....." yazıldığı iddiası ile nüfus kaydına hatalı yazılan ismin düzeltilmesi talebinde bulunmuş olup davacının talebi tanındığı biçimde değiştirilmesi istemine ilişkin değil 5490 sayılı Kanunun 35 ve devamı maddelerinde düzenlenen nüfus kayıt düzeltilmesine ilişkin olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Şanlıurfa Asliye 4. Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 10.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Nüfus kütüğünde yer alan “doğru olmayan kayıtlar”, ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak olan “kayıt düzeltme davası” ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. İsmin değiştirilmesi istemi, 6100 sayılı HMK'nın 382/2-a-2 de çekişmesiz yargı işi olarak düzenlenmiştir. HMK'nın 383. maddeye göre çekişmesiz yargı işinde görevli mahkeme aksine bir düzenleme olmadığı surette sulh hukuk mahkemesidir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 27. maddesi uyarınca, haklı bir sebebe dayanmak kaydıyla, adın değiştirilmesi hâkimden istenebilir. Diğer yandan 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır....

                  Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.'' Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu