Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; nüfus (ana-baba adının düzeltilmesi/değiştirilmesi istemli) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Nüfus kayıt düzeltim davaları şahsa bağlı bir hakkın kullanılması niteliğinde olduğundan bu hususta vekile özel yetki verilmiş olması zorunludur. (HMK m. 74) Vekil, açıkça yetki verilmemişse nüfus kayıt düzeltim davası açamaz, açılmış olan davayı takip edemez. Dosyanın incelenmesinde davacı vekilince ibraz edilen vekaletnamede HMK'nın 74. maddesinde belirtilen şekilde özel yetkinin bulunmadığı anlaşılmaktadır....

Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “Genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın, babalık sıfatı kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Mahkemece belirlenen genetik annenin, çocuğun doğduğu tarihte evli bulunduğunun anlaşılması halinde, TMK'nın 285. maddesinde yazılı babalık karinesi nedeniyle genetik annenin kocası olan erkek, kendiliğinden baba sıfatını kazanacaktır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVALILAR : 1-Nüfus Müdürlüğü 2- ... mirasçıları ... vd. Vek.Av.... 3- ... vd. Davacı vekili, dava dilekçesinde davacının murisi ...'ın nüfus kütüğünde Malike olan anne adının ... olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava miras hukukunu ilgilendiren kayıt düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davada, davacı ..., ... adındaki akrabasının ... olan ana adının gerçekte ... olduğunu ileri sürmektedir. İncelenen nüfus kayıtlarına göre ... 'de ölen ve ... adındaki eşi olan bir kimsedir. ... de 1880 yılında doğup 1963 yılında ölmüştür. ...'in nüfusta kayıtlı annesi ... ile gerçek annesi olduğu iddia edilen ... iki ayrı kadındır....

      Somut olayda; davacıların murisi Mahmut oğlu Hasan Girit'in nüfus kaydında adının Hasan Mahmudaki, baba adının da Mahmudaki olarak geçtiğini, gerçekte adının Hasan, baba adının ise Mahmut olduğunu ileri sürerek muris Mahmut oğlu Hasan'ın nüfus kaydında Hasan Mahmudaki yazan isminin Hasan olarak, baba adı hanesinde Mahmudaki yazan isminin de Mahmut olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece davanın reddine yönelik kararın verildiği, kararla ilgili olarak davacı vekilinin istinaf yoluna başvurduğu görülmektedir. Davacıların murisi olduğu belirtilen Mahmut oğlu Hasan Girit nüfusa kayıtlı biri olmadığı gibi davacı tarafın iddiası da sübuta ermemiştir. Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf dilekçesinde ileri sürmüş olduğu hususlar yerinde değildir....

      Mahkemece, davacıların kaydının düzeltilmesi istenen T7 babası T18 kız kardeşleri olduğu, T7 annesi Narin ile akrabalığı olan kişiler olmadığı, bu durumda anne adının düzeltilmesini istemelerinde, dava ehliyeti ve hukuki menfaatleri bulunmadığı, anne adından başka baba adının değiştirilmesi davası olarak kabulü halinde soybağının değiştirileceği ve bu davanın Aile Mahkemesi'nde görülmesi gerekeceğinin anlaşılması nedeniyle dava ehliyeti bulunmayan kişiler tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, dava dilekçesinde nüfus kütüğünde "..." olan baba adının "..." olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: 28.04.2008 günlü dava dilekçesi ile davacının babasının nüfus kaydında "..." olan adının "..." olarak değiştirilmesi istenilmiş, mahkemece baba ismi düzeltilmesi açısından tapu kaydındaki bilgilerin haklı neden oluşturmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmişse de; dosya içerisine konulan Akyazı Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.08.2007 ... ve 2007/168-329 sayılı kararı içeriğinden davacının aynı istemle dava açtığı ve davanın reddine karar verildiği, böylece bu davanın aynı konuya ilişkin ikinci bir dava olduğu anlaşılmaktadır....

        (dedesi) ile kendisinin (anneannesi) çocuğuymuş gibi nüfusa tescil edildiğini ileri sürerek nüfus kayıtlarının düzeltilmesini ve küçüğün gerçek anne babası olan davalıların nüfus kayıtlarına tescil edilmesini talep etmiştir. Dosya içinde mevcut nüfus kayıtlarından, anne-baba adının değiştirilmesi talep edilen çocukların doğum tarihinde, iddia edilen genetik annenin yine iddia edilen baba ile evli olduğu anlaşılmaktadır O halde, yukarıda açıklanan ilkeler karşısında dava, nüfus kayıtlarında düzeltim yapılması davasından ibarettir. Bu nedenle uyuşmazlığın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/02/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi....

          İlk derece mahkemesince, nüfus kaydının düzeltilmesi talep edilen müteveffa Ayşe Mukaddes Akkor'un, 1916 tarihinde vefat ettiği bildirilen müteveffa Osman Nuh'ın kızı olduğu ancak, müteveffa Osman Nuh'un nüfusta bekar ve çocuksuz olarak öldüğünün görüldüğü gerekçesiyle düzeltme talep edildiği, anne- baba adının değiştirilmesi talep edilen kişinin doğum tarihinde baba olduğu iddia edilen Osman Nuh'un evli olmadığı, davanın baba adının silinmesi talepleri yönünden gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının değiştirilmesi davası olduğu, bir kısım davalılar tarafından davanın kabul edildiğine dair beyanda bulunulmuş ise de, kamu düzenine dair yapılan yargılamada söz konusu kabul beyanları ile bağlı kalınmaması gerektiği ve 1916 yılında vefat ettiği bildirilen Osman Nuh'un mezar yerinin tespit edilemiyor oluşu hususları dikkate alındığında davacının davasını ispatlayamadığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

          Nüfus kayıt düzeltmesi davalarına gelince; Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davalarının konusunu oluşturur (Özsunay, E.: Gerçek Kişilerin Hukuki Durumu, İstanbul 1982, s. 243). “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir (Nüfus Yönetmeliği m.143). 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35. maddesine göre; kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak, olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddi hatalar, nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir....

            Burada hemen belirtmek gerekir ki 5490 Sayılı Yasanın 36. maddesinin (b) bendi ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesi (değiştirilmesi) davalarına bir sınırlama getirilmiş bulunmaktadır. Sözü edilen bu madde bendine göre "aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir; soyadı değişikliğinde ... eş ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzeltir." Dosyada toplanan bilgi ve belgelerden, özellikle ilgili Nüfus Müdürlüğünden getirtilen Kurşunlu Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.02.1955 gün ve 1954/195 E. 1955/39 sayılı kararından, davacının babası ...'ın "..." olan soyadının "Ansaroğlu" olarak değiştirildiği, bu mahkeme kararı doğrultusunda -hüküm tarihinde- ergin bulunmayan davacının soyadının da Ansaroğlu olarak düzeltildiği anlaşılmaktadır. Soyadı, aile adıdır. Türk Medeni Yasasının 321. maddesi hükmü uyarınca çocuk doğduğu anda ana ve baba evli ise ailenin, evli değilse ananın soyadını taşır....

              UYAP Entegrasyonu