Davalı-karşı davacı vekili, cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanında; dava dilekçesindeki iddialarının aksine, davacı-karşı davalının evlenme akdi için verdiği sözleri tutmaması ve tutarsız davranışlar sergilemesi sonucu nişanın son bulduğunu; nişanın 16.03.2014 tarihinde davacı-karşı davalı tarafça atıldığını, nişan öncesinde müstakil bir ev sözü verilmesine rağmen bunun yerine getirilmediğini, sorumluluklarını yerine getirmeyen davacı-karşı davalının nişanı kendi kusuruyla bozduğunu; buna rağmen, zenginleşmek için tazminat talep ettiğini, müvekkilinin kendisine takılan tüm takıları davacı-karşı davalı tarafa iadeye hazır olduğunu, takıların değerlerinin fazla gösterildiğini, maddi tazminat taleplerini kabul etmediklerini, nişan için yapılan masrafların mutad hediye kapsamında olduğunu, iadesinin istenilemeyeceğini; davacı-karşı davalı, nişanın bozulmasında kusurlu olduğundan manevi tazminat talep edemeyeceğini; nişanın bozulmasından dolayı müvekkilinin üzüntü duyduğunu iddia ederek, davanın...
a karşı açılan maddi ve manevi tazminat davasının husumet yönünden reddine, davacı ... tarafından davalı ... (...) ... karşı açılan maddi tazminat davasının kabulü ile, talep doğrultusunda 11.996,00 TL maddi tazminatın davalı ... (..) ... alınarak davacı ...'a ödenmesine, davacı ... tarafından davalı ... (...) ... karşı açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 5.000 TL manevi tazminatın davalı ... (...) ...'den alınarak davacı ...'a ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı ... ve ... tarafından davalı ...'...
Somut olayda, davacının eski nişanlısı olan davalının nişanın bitmesinden sonra dahi kendisi hakkında toplumda kötü imaj oluşturacak şekilde söylenti ve iftira ile hakaret ettiğinden bahisle haksız eyleme dayalı olarak manevi tazminat isteğinde bulunmaktadır. Ayrıca, T3 tarafından Milas 2.Asliye Hukuk Mahkemesine 2017/173 Esas sayılı dosyasında nişanın bozulmasından kaynaklı hediyelerin iadesi davası açıldığı,bilahare davacı vekilinin 29/12/2017 tarihli dilekçe ile tarafların anlaşması nedeniyle davadan feragat ettiği ve 2018/3 sayılı 22/01/2018 tarihli karar ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği dosyanın incelemesinden anlaşılmıştır....
Somut olayda, davacı - davalı erkek tarafından istinaf edilen, asıl davada reddedilen nişanın bozulması sebebiyle maddi tazminat davasının (1.000 TL) dava değerinin ve birleşen davada nişanın bozulması sebebiyle manevi tazminat davasının kabul edilen (3.000 TL) miktarının, ayrı ayrı 3.560 TL sınırı altında olduğundan, karar tarihi itibariyle davacı - davalı tarafın istinaf ettiği asıl davada nişanın bozulması sebebiyle maddi tazminat ve birleşen davada nişanın bozulması sebebiyle manevi tazminat taleplerinin kesinlik sınırı kapsamında kaldığı anlaşıldığından HMK'nın 341/2. maddesi gereğince, davacı - davalının istinaf kanun yoluna başvurma hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle, aynı Kanun'un 352. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olan bu kararlara ilişkin davacı - davalının istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Dosya kapsamında her iki taraf, nişanın bozulması nedeniyle maddî zarara uğradığını iddia ederek maddî tazminat isteminde bulunmuştur. Dosya kapsamında toplanan delillere göre nişan akdinin taraflarca ortak kusurlu davranışlar sonucunda bozulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece tarafların maddî tazminat talebinin reddine karar verilmesi yerindedir. TMK'nın 121. maddesi; "Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir." şeklinde düzenlenmiştir. Nişanın bozulmasından dolayı manevî tazminata hükmedilebilmesi için, nişanın haksız olarak bozulmasının yanında, kişilik haklarının da ihlâl edilmiş olması gerekir. Nişanın bozulması, doğal olarak taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratır ve menfaat ihlâline neden olur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, taraflar arasındaki nişanın bozulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Buna göre; temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ile Başkanlar Kurulu’nun 19.01.2015 gün ve 8 sayılı kararı uyarınca Dairemiz görev alanı dışındadır. Dosyanın inceleme yerinin belirlenmesi için 11 Nisan 2015 Tarihli ve 29323 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik Yargıtay Kanununun 60/II. fıkrası uyarınca dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE, 08/05/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nişanın bozulmasından kaynaklanan alacak+tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 1.848.85 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 04.06.2014 günü oybirliğiyle karar verildi...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava Nişanın Bozulması Sebebi İle Hediyelerin İadesi ve Manevi Tazminat, Karşı dava Nişanın Bozulması Sebebi İle Maddi ve Manevi Tazminat davasıdır. Davacı-karşı davalı taraf; reddedilen manevi tazminat talebi ile nişan hediyeleri ve dava konusu araca ilişkin talepleri ile maktu vekalet ücretini aşan nispi karşı vekalet ücreti yönünden. Davalı-karşı davacı taraf; kabul edilen ziynetler ile reddedilen maddi ve manevi tazminatlar yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; İlk derece mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği; Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/11/2021 (ARA KARAR) NUMARASI : 2021/440 ESAS DAVA KONUSU : Nişanın Bozulması KARAR : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla HMK’nın 353. maddesi gereğince duruşma yapılmadan incelenmesine karar verilerek HMK’nın 355. maddesi gereğincede; istinaf dilekçesinde yazılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak dosya incelendi, TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili 31.08.2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; nişanın bozulmasından kaynaklı hediyelerin geri verilmesini (TMK m. 122), 50.000 TL maddi (TMK m. 120) ve 50.000 TL manevi tazminata (TMK m.121) hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini istemiştir....
Öte yandan, karşı davada; davalı karşı davacı kadın 3.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece kadının maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Karşı davada reddedilen maddi tazminat miktarı 3.000,00 TL olduğundan hüküm karar tarihi itibari ile kesin niteliktedir. Kesin olan kararların, istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir (6100 sayılı HMK m.352). Yukarıda açıklanan nedenlerle; erkeğin reddedilen manevi tazminat ve kadının reddedilen maddi tazminatı yönünden mahkeme kararı kesin olduğundan istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Kadının reddedilen manevi tazminat talebi yönünden yapılan istinaf incelemesinde; 4721 sayılı TMK'nun 121.maddesine göre, nişanın bozulması yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir....