"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nişanın bozulması sebebi ile hediyelerin iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 6.70 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06.06.2018 günü oybirliğiyle karar verildi....
den tahsiline diğer davalılara yönelik maddi ve manevi tazminat talebinin ise kusurlu olduklarının ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verilmiş, ziynet eşyası bedeli 16.593,60 TL'nin ise davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmiştir. Dava; nişanın bozulması nedeniyle, davacı ... için maddi tazminat ile her üç davacı için ayrı ayrı manevi tazminat istemlerine ilişkindir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacıların aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. 2- Davacılar ... ve ... yönünden maddi tazminat davasının reddi nedeniyle aleyhlerine hükmedilen vekalet ücreti yönünden ise; 6100 sayılı HMK'nun "Taleple Bağlılık İlkesi" başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında; "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez....
Tazminat istemeye hakkı olan tarafın ana ve babası veya onlar gibi davranan kimseler de, aynı koşullar altında yaptıkları harcamalar için uygun bir tazminat isteyebilirler." TMK.'nun 121. maddesine göre, "Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir." TMK.'nun 122. maddesine göre, "Nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir. Hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır." hükmü düzenlenmiştir....
Davada öncelikle, nişanlılığın hükümleri, nişanın bozulmasının sonuçları, hediyelerin geri verilmesi konuları incelenip, değerlendirileceğinden ve bu hükümleri ../... -2- 2012/298 2012/11433 incelemek de Aile Mahkemesinin görevine girdiğinden, uyuşmazlığın Aile Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25 ve 26.) maddeleri gereğince Kahramanmaraş 1.Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 19.10 .2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece; nişanın bozulmasında, davacının somut bir kusurunun bulunmadığı; davalının, nişan yüzüğünü annesi aracılığıyla davacının annesine teslim ettiği, bu durumu, telefonla davacıya bildirdiği, davalının nişanın bozulmasında kusurlu olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile, 3000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dava, nişanın bozulması nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Kural olarak nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. (TMK m. 121) Nişanın bozulmasından dolayı davacı lehine manevi tazminata hükmedilebilmesi için, nişanın haksız olarak bozulmasının yanında, davacının kişilik haklarının da ihlal edilmiş olması gerekir. Nişanın bozulması, doğal olarak taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratır ve menfaat ihlaline neden olur....
Nişan sözleşmesi birbiriyle evlenmek isteyen kadın ve erkeğin bu husustaki iradelerini açıklamalarıyla meydana gelir. Taraflar iradelerini şekle bağlı veya örtülü olarak açıklayabilirler. Evlenme vaadi açık olmadığı takdirde hangi sözlerin ve davranışların buna delalet edeceği çevrede hakim olan telakkilere, tarafların kişisel durumuna ve bağlı oldukları sosyal tabakaya göre belirlenir. Dava dilekçesi ve dosya kapsamından; davacının manevi tazminat talebinin dayanağının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabının 118 ve devamı maddelerinde düzenlenen davalı tarafından nişanın haksız yere bozulması olduğu anlaşılmaktadır....
Ancak, davacının nişan hediyelerine ilişkin istemi, nişanda takılan takıların mutad nişan hediyeleri olduğu gerekçe gösterilerek reddedilmiştir.Dinlenen tanık beyanları, bilirkişi incelemesi ve tüm dosya kapsamından, davalıya nişan yüzüğü, beşibiryerde, bilezik ve altın küpe gibi ziynet eşyaları takıldığı anlaşılmaktadır.TMK.nun 122.maddesine göre; nişanın bozulması halinde, alışılmışın dışındaki hediyelerin aynen, mevcut değil ise, karşılığı olan bedel sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri verilir. Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre de, nişan yüzüğü dışındaki altın ve ziynet eşyası mutad hediye kapsamında olmayıp, iadesi gerekmektedir. O halde mahkemece, açıklanan nedenlerle nişan yüzüğü dışındaki (niteliği gereği mutad olmayan) davacı istemlerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken itibar edilmeyen gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Bir nişanın bozulmasının, taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve menfaatleri haleldar etmesi doğaldır. Doğal olan bu üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz. Ne var ki, davacı nişanın bozulması nedeniyle, fahiş bir zarara uğramış ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir. Yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; davalının salt nişanın bozulmasına sebebiyet vermesi nedeniyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 18.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/07/2014 NUMARASI : 2013/1066-2014/979 Taraflar arasındaki nişan bozulması nedeniyle tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının 2013 yılı Haziran ayı başında tanıştıklarını, 26/08/2013 tarihinde nişanlandıklarını, tarafların ilişkileri gayet güzel gitmekte iken davalının bir kısım maddi nedenleri ileri sürerek nişanı bozduğunu, nişanın bozulmasına rağmen davalının nişan hediyelerini iade etmediğini, dava konusu hediyelerin davacının ekonomik ve sosyal konumu itibariyle alışılmışın dışında hediyeler olduğunu, bu nedenlerle davalıya nişan nedeniyle hediye edilen altın ve ziynet eşyasının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde rayiç...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava dilekçesinde nişanın haksız bozulması nedeniyle takılan hediyelerin aynen iadesi, olmadığında bedelinin (7970 TL'nin) faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın görev yönünden reddi ile mahkemenin görevsizliği cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin bütün, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir....