Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın nişanın sona ermesi nedeniyle hediyelerin iadesi istemine ilişkin olduğu, bu nedenle Aile Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, taraflar arasında nişan yapıldığı, nişanlılık bir süre devam ettikten sonra tarafların düğün yaparak gayri resmi şekilde birlikte yaşamaya başladıkları, ileride evlenecekleri düşüncesiyle ... Şirketi ile 15.03.2010 tarihinde yaptıkları sözleşme ile satın almış oldukları dairenin ½ hissesinin davalı adına kaydedildiği taraflar arasındaki bu birlikteliğin bozulması nedeniyle davacının, satın alınan dairenin davalı adına olan ½ hissesinin iadesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacı ile davalı nişanlandıktan sonra düğün yaparak gayri resmi olarak bir araya gelmişler ve uzun süre birlikte yaşamışlardır....

    14 ayar 7,27 gr ağırlığındadır ), 1 adet altın Beştaş yüzük ( 3,15 gr ağırlığında), 1 adet altın alyans ( 3,88 gr ağırlığında), 2 adet altın küpe ( 4,04 gr toplam ağırlığında), 1 adet altın baget yüzük ( 3 gr ağırlığında ), 1 adet DC Kayek marka saat, 1 adet altın künye ( 8 gr ağırlığında ), Redmi Note 8 marka cep telefonu (1.680,00 TL değerinde) verdiğini, taraflar arasında bir takım sebeplerle nişanın davalı yanca senden tiksiniyorum denilerek 12/12/2020 tarihinde bozulduğunu, müvekkilinin aldığı kıyafet gibi sair mutat hediyelerin davalıca yakıldığını ve videosunun müvekkiline gönderildiğini, bu süreden sonra bir daha bir araya gelemediklerini, nişanın bozulmasına rağmen davalının müvekkiline vermiş olduğu mutat dışı hediyeleri iade etmediğini, dava konusu hediyelerin müvekkilinin ekonomik ve sosyal konumu itibariyle alışılmışın dışında hediyeler olduğunu, söz konusu hediyelerin düğün olacağı inancı ile davalıya teslim edildiğini, nişanın bozulması ile de defaten hediyeler istenmişse...

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 14/01/2020 NUMARASI : 2017/577 ESAS - 2020/12 KARAR DAVA KONUSU : Nişanın Bozulması Nedeniyle Maddi- Manevi Tazminat KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince verilen yukarıda tarih ve numarası gösterilen karara karşı istinaf başvurusu üzerine dosya duruşma yapılmasına gerek görülmeksizin ele alındı, incelendi; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davada ilkin erkek vekili dava dilekçesinde özetle"...taraflar arasında 2015 yılı Mart ayı başlarında nişan ilişkisinin başladığını,ancak nişanın davalının kusurlu hareketleri ile sonlandığını,davalının ailesinin nişan ilişkisine giderek daha faza müdahil olduklarını,sevgi ve saygının azalıp yerine maddiyat temelli bir ilişkinin geldiğini ve müvekkilinden giderek daha fazla maddi taleplerde bulunulduğunu,müvekkilinden habersiz yüksek bedelli ev baktıklarını ve müvekkilinden kaparo olmak üzere yüklü miktar para istediklerini,müvekkilinin...

    ilişkisi kurulduğu ispat edilmesi halinde öncesindeki iddia ve talepler yönünden dosyanın tefrik edilmesi ve görevsizlik kararı verilmesi, nişanlılık sonrası hediyeler ve masraflar yönünden TMK'nın 118 vd.maddeleri kapsamında işin esasına girilmesi gerekirken, mahkemece dosya üzerinden tensiben görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava dilekçesinde nişanın bozulması nedeniyle hediyelerin aynen iadesi, bu mümkün olmadığında bedelinin(5.591 TL'nin) masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Birleşen davada ise; 10.000 TL manevi tazminat istenilmiştir. Mahkemece davacının davalı ...'a yönelik davasının reddine; davalı ...'a yönelik davasının kısmen kabulüne, birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiş hüküm davalı-davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....

      Aile Mahkemesi ise, tarafların gayri resmi olarak evlendikleri, ve sonrasında fiilen ayrıldıklarını belirtip, davanın artık nişan hediyelerinin iadesi biçiminde nitelendirilmesinin uygun olmadığını, sebepsiz zenginleşme nedeni ile tazminat olarak değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Davacı ... ile davalının nişanlandıkları ve bu nedenle bazı harcamaların yapıldığı, eşyaların alındığı ancak daha sonra resmi nikah olmaksızın fiilen bir müddet yaşadıktan sonra ayrıldıkları anlaşılmaktadır. Davada öncelikle, nişanlılığın hükümleri, nişanın bozulmasının sonuçları, hediyelerin geri verilmesi konuları incelenip, değerlendirileceğinden ve bu hükümleri incelemek de Aile Mahkemesinin görevine girdiğinden, uyuşmazlığın Aile Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Gaziosmanpaşa 2....

        Somut olayda,Davacı, davalılardan ...(...) ile nişanlı olduğunu ve evleneceğiz diye bir müddet yaşadıkları sırada bazı harcamalar yaptığını, ancak daha sonra ayrıldıklarını, bu nedenle 12.06.2008 tarihinde 32.500.00.- YTL. harcama bedeli istemiş isede, davacı ... ile davalılardan Özlem ile aralarında bir nişan yapılmadığı, birlikte yaşayıp ayrıldıkları anlaşıldığından, aile hukukunu ilgilendiren, nişanlılığın hükümleri, nişanın bozulmasının sonuçları, hediyelerin geri verilmesi konuları incelenip, değerlendirilemeyeceğinden, uyuşmazlığın genel hükümlere göre sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Ankara 26.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 31.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davacı; davalı ile kendi aralarında nişan yaptıklarını, toplumda nişanlı olarak bilindiklerini, davalının kendisi ile evleneceğini düşünerek cinsel birliktelik yaşadıklarını ancak ailevi nedenlerden dolayı ayrıldıklarını, nişanın bozulması ve cinsel birliktelik yaşamaları sebebiyle kişilik haklarının zedelendiğini belirterek maddi ve manevi zararlarının tazminini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davalının evlenme vaadiyle davacı ile birlikte olmak şeklinde gerçekleşen haksız eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda; davacı, dava dilekçesinde manevi tazminat talebinde bulunurken nişanın bozulması ve evlenme vaadiyle cinsel ilişkiye girilmesi olgularına dayandığını açıklamış, ancak Yargıtay 3....

            Bu nedenle mahkemece; davacının maddi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu talebin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. 3-) Davalının manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; 4721 sayılı TMK 121. maddesi; "Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir." şeklinde düzenlenmiştir. Nişanın bozulmasından dolayı davacı lehine manevi tazminata hükmedilebilmesi için, nişanın haksız olarak bozulmasının yanında, davacının kişilik haklarının da ihlal edilmiş olması gerekir. Nişanın bozulması, doğal olarak taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratır ve menfaat ihlaline neden olur....

              HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/228 KARAR NO : 2021/267 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÇAYIRALAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/11/2020 NUMARASI : 2018/51 Esas - 2020/57 Karar DAVA KONUSU : Tazminat (Nişanın Bozulması Nedeniyle Tazminat ve Hediyelerin Geri Verilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı-karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: 13/05/2017 tarihinde nişanlandıklarını, nişanlılık sürecinde Davalı-karşı davacının 05/03/2018 tarihinde nişanı haksız yere bozduğunu ve tarafların bu şekilde ayrıldıklarını ancak davalı- karşı davacının müvekkili ve yakınlarının taktıkları bazı ziynetleri ve paraları müvekkiline iade etmediklerini, bu nedenlerle...

              UYAP Entegrasyonu