Davacı; davalı ile kendi aralarında nişan yaptıklarını, toplumda nişanlı olarak bilindiklerini, davalının kendisi ile evleneceğini düşünerek cinsel birliktelik yaşadıklarını ancak ailevi nedenlerden dolayı ayrıldıklarını, nişanın bozulması ve cinsel birliktelik yaşamaları sebebiyle kişilik haklarının zedelendiğini belirterek maddi ve manevi zararlarının tazminini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davalının evlenme vaadiyle davacı ile birlikte olmak şeklinde gerçekleşen haksız eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda; davacı, dava dilekçesinde manevi tazminat talebinde bulunurken nişanın bozulması ve evlenme vaadiyle cinsel ilişkiye girilmesi olgularına dayandığını açıklamış, ancak Yargıtay 3....
Dava; nişanın haksız yere bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminat ve nişan hediyelerinin iadesi talebine ilişkindir. TMK.'nun 120. maddesine göre, "Nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozduğu veya nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük kuralları çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı maddî fedakârlıklar karşılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür. Aynı kural nişan giderleri hakkında da uygulanır. Tazminat istemeye hakkı olan tarafın ana ve babası veya onlar gibi davranan kimseler de, aynı koşullar altında yaptıkları harcamalar için uygun bir tazminat isteyebilirler." TMK.'nun 121. maddesine göre, "Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir." TMK.'...
Ancak, TMK.nun 120. maddesi uyarınca; nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozduğu veya nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu taktirde, kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük kuralları çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı maddi fedakarlıklar karşılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür. Aynı kural nişan giderleri hakkında da uygulanır. Tazminat istemeye hakkı olan tarafın ana ve babası veya onlar gibi davranan kimselerde, aynı koşullar altında yaptıkları harcamalar için uygun bir tazminat isteyebilirler. Somut olayda, asgari ücretle ...’da bulunan bir fabrikada işe giren ve bu işinden ayrılan davalı ... için, nişanın bozulması nedeniyle gelir kaybından dolayı maddi tazminata hükmedilmesi yukarıda belirtilen yasa hükmüne aykırı bulunmuştur....
Davalı (karşılık davacı) vekili dilekçesinde, tarafların nişanlandıklarını, ancak takılar nedeni ile anlaşmazlık çıktığını, müvekkilinin anne ve babasının davacı tarafça dövüldüğünü, nişanın davacı tarafça haksız olarak bozulduğu belirtilerek davacının davasının reddine, karşı davalarının kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminat ve müvekkili tarafından nişan için yaptığı masraflar nedeniyle 8.750,12 TL maddi tazminatın davacı taraftan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. ./.. Mahkemece, davacı (karşı davalı) tarafça nişanın bozulması nedeni ile manevi tazminat talepli açılan davasının reddine, davalı (karşı davacının) nişanın bozulması nedeni ile açtığı davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 2000,00 TL maddi, 2000,00 TL manevi tazminatın davacı (karşı davalıdan) alınarak davalı (karşı davacıya) verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, verilen bu hüküm asıl ve birleşen davacı (karşılık davalı) Z.. M.. vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Somut dava dosyasında; davacı-davalı erkek, nişan nedeni ile takılan nişan yüzüğü de dahil tüm ziynet eşyalarının davalı-davacıda kaldığını, iade edilmediğini, nişan ve düğün hazırlıkları için oturulacak evin kirası da dahil bir takım masraflar yapıldığını, nişanın bozulması nedeni ile üzüntü ve elem yaşadığını iddia ederek, mutat dışı hediyelerin aynen, olmadığı takdirde mislen iadesine, bunun da mümkün olmaması halinde karar tarihindeki değerlerinin tahsiline, maddi ve manevi zararlarının giderilmesine, davalı-davacı kadın ise, nişan ve evlenileceği inancı ile yaptığı masrafların ve de nişanın haksız bozulması nedeni ile uğradığı manevi zararın giderilmesini istemiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacının, karşı dava dilekçesinde nişanlısının yaptıkları anlatılarak bu nedenle oluşan elemden dolayı manevî tazminat talebinde bulunulduğu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 121 inci maddesinde nişanın bozulması yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat isteyebileceğinin belirtildiği, nişanın bozulması sebebiyle anne ve babadan da manevî tazminat istenebileceğinin madde kapsamında yer almadığı, bu nedenle nişanlının babası aleyhine açılan manevî tazminat davasında husumet yokluğu nedeniyle davalı- karşı davacının manevî tazminata yönelik talebinin reddi gerekirken, davacı- karşı davalı aleyhine açılan nişanın bozulmasına dayalı olarak manevî tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığına, davacı- karşı davalının karşı tarafa verilen manevî tazminata ilişkin istinaf talepleri dışında kalan istinaf nedenleri...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Dava dilekçesinde nişan bozulması nedeniyle nişan hediyelerinin aynen iadesi, bu mümkün olmadığında bedeli olan 3.550 TL tazminatın masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Karşılık davada ise; 2260 TL maddi tazminat ile 4000 TL manevi tazminat istenilmiştir. Mahkemece davanın ve karşılık davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı-k.davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 137.75 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 05.10.2010 günü oybirliğiyle karar verildi....
Nişan dolayısıyla verilen hediye, olağan bir hediye ise geri istenemez. Nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutat dışı hediye olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle nişanın bozulması nedeniyle nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları ziynet eşyaları verenler tarafından geri istenebilir. Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delille de ispat edilebilir. Davacının talep ettiği nişan yüzüğü yukarıdaki açıklamalar ışığında alışılmış yani mutat hediyedir. Geri istenemez. İlk derece mahkemesinin ret kararında her hangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının aralarındaki nişan akdi sebebiyle davalılara vermiş olduğu bir miktar para ve nişan hediyelerinin iadesi istemine ilişkindir. Buna göre uyuşmazlığın ''Aile Hukukuna" ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davanın konusu, Aile Hukukundan kaynaklandığına göre, açılan bu davanın 4787 sayılı Yasanın ....maddesi gereğince, Aile Mahkemesinde bakılması gerekmektedir. Hal böyle olunca; mahkemece, davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, görev hususu düşünülmeksizin, Asliye ... Mahkemesi olarak işin esasına girilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlık nişan bozulması nedeni ile tazminat istemine ilişkin olup mahkemece taraflar arasındaki ilişkinin nişanlanma ilişkisi olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ve karar, davacı tarafından mahkemenin bu nitelemesi gerekçe gösterilerek taraflar arasındaki ilişkinin nişan olduğu nedeniyle temyiz edilmiştir. Davacının temyiz ve iddiası, kararın .. verilmiş olması gözetildiğinde taraflar arasındaki ilişkinin nişan olup olmadığı Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından değerlendirilmelidir. Bu kapsamda temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Yargıtay Başkanlar Kurulu uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Daire belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine 01/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....