GEREKÇE : Dava, nişanın bozulması nedeniyle tazminat istemine ilişkin olup, iddia, savunma, tanık anlatımları göz önüne alındığında, davacı tarafın davalı ile arasında nişan yapıldığı hususunu ispatlayamadığı, tarafların gayri resmi olarak bir araya geldikleri, gönül ilişkisi yaşadıkları, nişan olmadığından davacı talebinin haksız fiile dayalı hükümlere göre değerlendirilmesi gerektiğinden mahkemece, bu gerekçe ile Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 24/05/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/02/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiil nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş; karar davalı tarafça temyiz edilmiştir. Davacı, davalı tarafından trafikte aracıyla sıkıştırıldığını, yoldan çıkarılmaya çalışıldığını ve sonuçta aracının aynasına çarpıp zarar verildiğini, bu olay nedeniyle korktuğunu, araç kullanamadığını ve ruhsal bütünlüğünün zarar gördüğünü belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur....
Davalı-karşı davacı cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle: nişanlılık sürecinde telefonla birbirlerini tanımaya çalıştıklarını, farklı şehirlerde yaşadıklarını, davacı-karşı davalının uygunsuz mesajlar atarak mesajları ailesine göstermesini istemesi üzerine tartıştıklarını, kendisinin zorla nişanlandığını, 4- 5 sena daha evlilik düşünmediğini söylediğini, nişanın davacı-karşı davalı yüzünden bozulduğunu, köy yerinde dedikodular çıktığı gibi psikolojik olarak da yıprandığını, bozulan psikolojisi için manevi tazminat, yaptığı masraflar için de maddi tazminat hükmedilmesini istediğini, taktığı 2 bilezik kırıldığı için tamir edilmek üzere karış tarafın kendisinden aldığını, tekrar takmadığını, nişan yüzüğü olan tektaşın mutad dışı hediye olduğunu, iadesinin istenemeyeceğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminata işleyecek yasal faizi ile birlikte hükmedilmesini talep ettiği görülmüştür....
Somut olayda;mahkemece, her ne kadar gerekçeli kararda asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla bakıldığı yazılmamış ise de tensip tutanağının 8 numaralı bendinde "davaya aile mahkemesi sıfati ile bakılmasına" karar verilmiş, bu ara karardan dönülmemiş, dava mahkemece "nişanın bozulması nedeniyle tazminat ve hediyelerin geri verilmesi" olarak nitelendirilmiş ve davanın esası hakkında karar verilmiştir. Davacı dava dilekçesinde taraflar arasında nişan ve imam nikahı yapıldığını, resmi nikah olmaksızın yapılan düğün sonrası davalı ve ailesi ile beraber yaşadıklarını, davacının resmi nikah teklifine rağmen davalının resmi nikah yapmadığını, belirterek düğünde takılan ziynet eşyalarını, mehir senedinde yazılan eşyaların iadesini, çeyiz eşyalarının bedelini ve maddi tazminat ile manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....
Keza, ziynet eşyaları hususunda, davacının evden ayrılış şeklinin belirlendikten sonra, davacının ziynet eşyalarının birlikte götürüp götürmediği, fiili durum, karine,tanık beyanları dikkate alınarak ziynet eşyaları yönündeki talep değerlendirilerek, ayrıca yukarıda değinildiği üzere davacının manevi tazminat talebinin yerinde olması nedeniyle dosyada toplanan deliller, tarafların mali-içtimai durumları, olayın davacıda bıraktığı etki ile manevi tazminatın niteliği nazara alınarak manevi tazminat talebi değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken hatalı değerlendirme ve nitelendirme ile ziynet alacağı ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya uygunluk görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava; nişan bozma nedeniyle hediyelerin aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine 15/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nişan Hediyelerinin İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm *nişan hediyelerinin iadesine ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay *3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay *3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 28.01.2008...
"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... aralarındaki nişan hediyelerinin iaesi davasına dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 14.12.2012 günlü ve 2011/105 E.- 2012/591 K. sayılı hükmün Bozulması hakkında dairece verilen 15.05.2013 günlü ve 2013/5260 E.- 2013/8098 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin oğlu olan .... ile davalı ...'nin nişanlandığını, ancak davalının başka erkekle ilişkisi ortaya çıkınca nişanın bozulduğunu, nişan bozmanın davalının kusurundan kaynaklandığını iddia ederek, nişan nedeniyle davalıya takılan ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili ile nişan ve düğün hazırlıkları için yapılan masrafın tahsilini talep etmiştir....
Mahkemece, davalının haksız eylemleri nedeniyle davacının manevi zarar gördüğü gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK 49)....
talepleri yönünden hüküm kurulmamış ve manevi tazminat talebi yönünden de ayrıca hüküm tesisi gerektiği ve yine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10/3 maddesi uyarınca manevi tazminat talebinin tümden reddi halinde manevi tazminat talebi yönünden Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre davacı-karşı davalılar lehine ayrı bir kalem olarak vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi de doğru görülmemiştir....