Dava dilekçesinde; davacı ile nişanlanan davalıya, nişan hediyesi olarak takılan altınlar ile ödünç verilen 500 TL nakit paranın, nişanın bozulduğu ileri sürülerek aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesi uyarınca 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun İkinci Kitabı ile 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun kapsamındaki aile hukukundan doğan dava ve işler Aile Mahkemesinde görülür. Nişan ve nişanın bozulmasının sonuçlarına ilişkin hükümler Türk Medeni Kanunun İkinci Kitabında ve Aile Hukuku başlığı altında düzenlenmiştir....
ın mahkemenin hüküm tarihinden sonra, temyiz inceleme tarihinden önce “03/10/2017” tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında, bu durumun mahkemesince araştırılarak, kamu davasının 5237 sayılı TCK'nin 64. maddesi uyarınca düşürülüp düşürülmeyeceğinin değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, 2) Tulunay ailesinden sanık ... ile ... ailesinin kızı arasındaki nişanın bozulması ve eşyaların taraflara iadesi hususunda yaşanan tartışmanın karşılıklı kavga şeklinde devam ettiği olayda; Ceza Genel Kurulu'nun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas- 2002/367 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiğinin araştırılması, bu hususun tespit edilememesi durumunda da sanıklar lehine TCK’nin 29. maddesindeki haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ve müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerle 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nişanın bozulması nedeniyle tazminat ve hediyelerin geri verilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı dava yönünden karar kesinleşmiş olduğundan yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I “Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununun 434. maddesi ile ilgili 25.01.1985 gün ve 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı hükmü gereğince, temyiz isteği, dilekçenin temyiz defterine kaydettirildiği tarihte yapılmış sayılır ve temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir....
Bu bağlamda; dava konusu nişanın bozulması nedeniyle hediyelerin iadesi, masraflara ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin de Aile Mahkemesinde bakılması gerekir. Bu nedenle mahkemece; dava dilekçesinin görev yönünden reddi gerekirken yazılı şekilde esas hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile H.U.M.K. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve şimdilik diğer yönlerin incelenmesine mahal olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; Sanığın nişanın bozulması nedeniyle öfkeli olduğu, olay günü katılanların konutunda konuşlu ayakkabılığı çakmakla tutuşturduğu, yangına neden olduğu şeklinde gerçekleşen eyleminin genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak ve yakarak mala zarar verme suçlarını oluşturduğu, TCK’nun 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca en ağır cezayı gerektiren fiilden hüküm kurulması gerektiği, buna göre de sadece TCK’nun 151/1, 152/2-a madde ve fıkrasında tanımlanan yakarak mala zarar verme suçundan dolayı cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, ayrıca genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan da sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 07/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Uyuşmazlık Uyuşmazlık, davalı tarafından nişanın haksız bozulması nedeniyle manevi tazminat, hediyelerin iadesi ve mümkün değilse bedellerinin geri verilmesi istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1....
Taraflarca sunulan, ilk derece mahkemesince toplanan tüm delillere, taraf vekilleri tarafından gösterilen istinaf nedenlerine göre yapılan incelemede; tarafların nişanlı oldukları, beyanlarına göre 1 Temmuz 2016 tarihinde nişanlandıkları, nişanlılıkları süresince davacı erkek tarafından yurtdışında yaşaması nedeniyle evlilik hazırlıkları ve alışverişi için banka yoluyla 68.377,34TL para gönderildiğinin iddia edilerek nişanın bozulması nedeniyle İskenderun İcra Dairesinin 2017/9367 dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafından anlaşarak ayrıldıkları belirtilerek takibe, borca ve ferilerine itiraz edildiği, davacı erkek tarafından İskenderun 3....
Nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Nişanın bozulması halinde alışılmışın dışındaki hediyeler aynen, mevcut değilse mislen geri verilir veya karşılığı sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenir. Alışılmış mutad hediyelerden kasıt; giyilmekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır. Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delil ile ispat edilebilir. Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın ve ziynet eşyası mutad hediye kapsamında olmayıp, iadesi gereken hediyeler olarak değerlendirilmektedir. Nişan hediyelerinin mutad sayılabilmesi, yöresel örf ve adete göre verilen hediyelerden olması yanında maddi değerinin de günün koşullarına göre fazla olmayan hediyelerden olmasına bağlıdır ve bu da daha çok tarafların mali ve sosyal durumları ile ölçülmelidir. Nişanlının mali gücünü aşarak verdiği hediyelerin onun yönünden mutad sayılması düşünülemez....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Nişanın Bozulması Sebebiyle Tapu İptali ve Tescil-Ziynet Alacağı-Manevî Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından tapu kaydının iptali ve tescile dair hüküm ve kendisinin açtığı manevî tazminat davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davacı kadının, manevî tazminat davasının reddine yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK'nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298.maddesine göre her yıl tespit ve ilan...
GEREKÇE : Dava, nişanın bozulması sebebi ile TMK 120. ve devamı maddelerince istenilen maddi- manevi tazminat talebine ilişkindir. Davacı erkek istinafında, manevi tazminat talebinin reddi kararının hatalı olduğu gibi, maddi tazminat talepleri hakkında mahkemece olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı kadının nişanı sebepsiz yere bozduğunu tüm deliller ile ispatladıklarını, bu nedenle davanın kabulünü talep etmiştir. Mahkeme gerekçesinde TMK'nın 121.maddesine göre manevi tazminat istemini değerlendirmiş, ispatlanmayan manevi tazminat talebi yönünden davanın reddine karar vermiştir....