Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava, ziynet eşyasının aynen iadesi, olmadığı taktirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 10/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava, ziynet eşyasının aynen iadesi, olmadığı taktirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava, ziynet eşyasının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine 10/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

        Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneyimlerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyedlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altındadır....

          Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altındadır. Kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Dava konusu kadına ait altınlar koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanılmış olabilir. Çeşitli sebeplerle (ev veya araç alımı, evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur....

            İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda; boşanma davasının kabulüne, tarafların TMK'nın 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocukların velayetlerinin davalı babaya verilmesine, müşterek çocuklar ile anne arasında şahsi ilişki tesisine, davacı lehine takdir edilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla aynen devamına, kararın kesinleşmesi ile aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası olarak davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, 20.000,00 TL maddi, 18.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, ziynet eşyasının iadesi davasının reddine, çeyiz eşyasının iadesi davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davalı, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi talebiyle, istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

            Dava, çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece; çeyiz eşyalarına yönelik istemin kısmen kabulüne, ziynet eşyalarına yönelik talebin reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili ziynet eşyalarına yönelik olarak temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun ....maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek ... içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkaran kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. Davacı dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir....

              Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, tanık beyanları ile dosya kapsamında bulunan fotoğraflara göre; nişan nedeniyle davalı tarafa bir adet tektaş, bir adet alyans yüzük, bir adet zincirli Osmanlı altını ve bir adet 14 ayar bileklik takıldığı, bir adet tektaş yüzük ve bir adet alyansın mutad hediye niteliğinde olması nedeniyle iadesinin istenemeyeceği, ancak takılan diğer ziynet eşyalarının iadesi gerektiği yönündeki mahkeme kabulü yerindedir. Öte yandan, mahkemece davalı tarafa bir adet "zincirli Osmanlı altını" takıldığı ve bu ziynet eşyasının da iadesi gerektiği kabul edilmesine rağmen, sadece Reşat altın bedeline yönelik hüküm kurulduğu, ancak altının bağlı olduğu zincir bedelinin alacak kalemi içerisinde hesaplanmadığı görülmüştür....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet ve çeyiz eşyasının mümkünse aynen veya bedelinin tahsili davasına dair karar davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet ve çeyiz eşyasının aynen iadesi veya bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

                Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır....

                  UYAP Entegrasyonu