Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır....

    Dava; ziynet eşyasının iadesi istemine ilişkindir. Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur. "Davacı-karşı davalı kadın iş bu davada 19.10.2011 tarihinde verdiği dava dilekçesi ile; boşanma ve fer'ileri yanında ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün bulunmaması halinde bedelini talep etmiş, davalı-karşı davacı erkek ziynet eşyalarının araç alımında ve kadının borçlarının ödenmesinde kullanıldığını savunmuş, ziynet miktarına itiraz etmemiştir. Toplanan delillerden ziynetlerin bozdurulup erkek adına araç alımında kullanıldığı anlaşılmaktadır....

    Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. . Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını,ispat yükü altındadır....

      Taraflar arasında görülen kişisel eşyanın iadesi ve tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Asıl davada davacılar vekili dilekçesinde; davacıların oğlu olan ....birleşen davada davalı) ile davalı ...'nun(birleşen davada davacı) Haziran ayında nişanlandıklarını ancak nişanlanma tarihinin üzerinden kısa bir zaman geçtikten sonra taraflar arasında çıkan anlaşmazlıklar nedeniyle nişanın bozulduğunu, nişan sebebiyle davalı tarafa takılan takıların iade edilmediğini belirterek, ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde bedelleri olan şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nişan bozulması nedeniyle hediyelerin geri verilmesi - manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, her iki davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı karşı davalı vekili dilekçesinde; tarafların 08/01/2013 tarihinde nişanlandıklarını, davalı karşı davacının sebep göstermeden nişanı bozduğunu, “Mevlit bana tecavüz etti “ şeklinde iftira attığını, nişanın bozulması ve atılan iftira nedeniyle müvekkilinin psikolojik bunalıma girdiğini belirterek 15.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini, ayrıca 6 adet altın bilezik, altın set ve bohçaların aynen iadesini, olmadığı takdirde bedeli olan 15.000 TL'nın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Maddesi kapsamında açmış olduğu davasının KABULÜ ile ıslah dilekçesinde geçen ziynet eşyası ile dava dilekçesinde belirtilen çeyiz eşyasının davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine, ziynet ve çeyiz eşyasının aynen iadesi mümkün değil ise yine davacı tarafından yapılan ıslah işlemi, kıymet takdirine ilişkin bilirkişi raporlarına dayalı olarak ziynet eşyalarının karşılığı olan bedelin 10.000 TL'sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte; 86.232 TL'sinin ıslah tarihi itibariyle işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline; çeyiz eşyasının karşılığı olan bedelin 2.000 TL'sine kadar olan kısmınını dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte; 8.215 TL'sinin ise ıslah tarihi itibariyle işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davalının usulüne uygun açtığı ve yargılama giderleri ile nispi harcını yatırdığı bir karşı dava olmaması, hüküm aşamasının sonuna kadar verilmiş adli yardım kabulünün olmaması nedenleriyle karşı dava adı altında...

          Giyim eşyalarının bedelleri yönünden ise;talep edilen giysilerin hangilerinin yöresel örf ve adete göre mutad hediye kapsamında olduğuna, hangilerinin olmadığına ilişkin bilirkişi görüşü de alınmak suretiyle sonucuna göre delillerin değerlendirilmesi,gerekçelendirilmesi ve karar verilmesi gerekmektedir.Kararın bu yönüyle de kaldırılması uygun olacaktır. 3- )TMK 122.maddesi kapsamında;Nişanın bozulması nedeniyle nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları ziynet eşyaları verenler tarafından geri istenebilir. Ziynet eşyaları aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade yapılır. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutad dışı hediye olarak kabul edilmiştir. (Yargıtay 3.HD.nin 2014/18045 E-2015/4348 K.sayılı 17.03.2015 tarihli kararında da kabul edildiği üzere)....

          Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, ya da evde kaldığını kadının ispatlaması gerekir. Kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Dava konusu kadına ait altınlar koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanmış olabilir. Çeşitli sebeplerle (evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı, kişisel harcamalar vs.) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur....

            Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Olayda, davacı kadın evi son terk ettiği tarih itibariyle dava konusu ziynet eşyalarının götürülmesine engel olunduğunu ve zorla daha önceden elinden alındığını dinlettiği tanıkların beyanlarıyla ispat edememiştir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, ziynet eşyasının iadesi istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 6.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 6.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 27.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu