Asıl dava yönünden ise; 1-Nişan hediyelerinin iadesi talebi yönünden; Nişan, evlenme dışında bir nedenden dolayı sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir. Hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır. (TMK. m.122) Nişanlılık dolayısıyla verilen hediye, olağan bir hediye ise geri istenemez. Hediyelerin geri istenebilmesi için alışılmışın dışında hediyelerden olması gerekir. Alışılmış (mutad) hediyelerden kasıt; giymekle, kullanmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır. Kural olarak giymekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen eşyaların iadesine karar verilemez. Nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Somut olayda; davalı – karşı davacı takıların davacı–karşı davalı tarafından takılmadığı savunmasında bulunduğu, davacı–karşı davalı tanığı ...'...
eve ve kendisine büyü yaptığını iddia ettiğini, hatta daha da ileri giderek etrafa domuz yağı sürüldüğünü iddia ettiğini ve asılsız iddialara dayanarak müvekkiline hakaretlerde bulunduğunu ve 03.10.2017 tarihinde nişanı bozduğunu müvekkiline bildirdiğini, 2017 yılı Mayıs ayı içinde müvekkili her şey normal seyrinde devam ettiği için tüm iyi niyetiyle davalı yanın talebi üzerine nişanda takılan ziynetleri davalının babasının kasasına konulması için götürdüğünü, söz konusu ziynet eşyalarının bir adet set (küpe, kolye ve bileklikten oluşan) 1 adet bilezikten oluştuğunu, nişanın bozulması durumunda mutad dışı hediyelerin iade edileceğinin düzenlendiğini, kusurlu olan taraftan ziynet eşyalarını talep ettiklerini, müvekkilinin evlilik hazırlığı adı altında çeşitli masraflar yaptığını, 7.000,00 TL'ye yatak odası takımı aldığını, kına gecesi için kiraladığı salona 200,00 TL kapora verdiğini, nişanının yapılacağı salona 2.000,00 TL verdiğini, karşı tarafa düğün hediyesi olarak 1.500,00 TL değerinde...
Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Kadına ait ziynetler, koca tarafından bozdurulup, değişik amaçlarla harcanmış olabilir. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Somut olayda, davalı, düğünde takılan çeyrek altınların düğün masrafları için bozdurulduğunu, bunların zaten erkeğe ait olduğunu belirtmektedir . Bu durumda, mahkemece; düğünde takılan çeyrek altınların kadına bağışlanmış olması nedeni ile çeyrek altınlar yönünden davacının talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
davalıdan alınarak kendisine verilmesini talep ettiği, tanıkların ziynet eşyaları hususunda görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, davalı-karşı davacı kadının ziynet eşyalarının elinden alındığı iddiasını kanıtlayamadığı bu nedenle yukarıdaki açıklamalarda görüleceği üzere ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekeceği, ancak 03/06/2021 tarihli duruşmada davacı-karşı davalı erkeğin, ziynet eşyalarının yarısını bozdurarak eşinin tedavisi için harcadığını kabul ettiği, fakat bozdurulan bu altınları geri iade ettiğini kanıtlayamadığı anlaşılmakla ziynet eşyalarının yarısının davalı-karşı davacı kadında kaldığı diğer yarısının davacı-karşı davalı kocada kaldığı kanaatine varılmıştır....
dışındaki hediyeler geri istenebilir....
Davalı vekili cevabında, davalı evden ayrılırken ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü, çeyiz eşyalarını ise karşılıklı anlaşma ile davacı tarafa iade edildiğini ve bu konuda ibraname düzenlendiği ileri sürülerek, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; ev eşyaları yönünden yargılamaya devam ederken, karşılıklı anlaşma ile davacıya teslim edildiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, ziynet eşyaları yönünden ise ziynet eşyalarının taşınabilir nitelikte olduğu, davacının müşterek evden ayrılırken ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü, ziynet eşyalarının davacının elinden zorla alındığına dair delil bulunmadığı, iddianın sabit olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; ziynet eşyalarının davalılarda kaldığı ve evden zorla atıldığı iddiasının iftira olduğunu, davacının kendi rızası ile evdeki tüm eşyalarını da alarak evden ayrıldığını, ziynet eşyalarının hiçbirinin davalılara verilmediğini, davacının üstünde taşıdığını, çeyiz eşyalarının ise istendiği takdirde iade edileceğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyizi üzerine; Dairemizin 17.09.2013 tarih 2013/10568 E.-12800 K. sayılı ilamı ile; '' Somut olayda davacı kadın, ziynet eşyalarının tümünün (çeyiz senedinde bulunanlar ve düğünde takılanlar) düğünden 1 hafta sonra davalılarca düğün borçları için alındığını ve geri verilmediğini ileri sürmüş olup, bu husustaki iddiasını ispat yükü davacıdadır. Olayda her iki taraf tanıkları birbiriyle çelişkili beyanlarda bulunmuştur....
Somut olayda davacı kadın, ziynet eşyalarının tümünün (çeyiz senedinde bulunanlar ve düğünde takılanlar) düğünden ... hafta sonra davalılarca düğün borçları için alındığını ve geri verilmediğini ileri sürmüş olup, bu husustaki iddiasını ispat yükü davacıdadır. Olayda her iki taraf tanıkları birbiriyle çelişkili beyanlarda bulunmuştur. Bununla birlikte davacı, dava dilekçesinde “vs. tüm deliller” demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan; davacıya, ziynet eşyalarının tümünün düğün borçlarının ödemesi için elinden alındığı konusunda yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir....
ve ziynet eşyalarının müvekkiline geri iadesi, mümkün olmaması halinde nakit değerinin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir....
davalının kusuru nedeniyle bozulduğunu, nişanın bozulması ve davalının hakaretleri nedeniyle müvekkilinin iş ve aile çevresine karşı küçük düştüğünü, davalının eylemlerinin müvekkilinin kişilik haklarına saldırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak nişanda davalıya takılan altınlardan kaynaklanan alacak ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....