"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca; her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-davalı kocanın boşanma davasının Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinden kaynaklanan "fiili ayrılık" nedenine dayalı olduğunun anlaşılmasına göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00'ar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.11.06.2013(Salı)...
Davacı devam eden boşanma davası nedeniyle davalı eşinin mal kaçırmak amacıyla ve boşanma davasında hükmedilecek nafaka ve tazminat alacaklarının tahsilini engellemek için yapılan tasarrufun iptalini istemiştir. Uyuşmazlığın belirlenen bu niteliğine göre iptal istemi BK.nun 18.maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayalı olduğundan kararın temyizen incelemesi görevi Yüksek 4.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 4.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 13.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma, birleşen dava ise zina ve evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı açılmıştır. İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan şekilde karar verilmiş, karar davacı-birleşen davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmiştir. Birleşen davada zina hukuki nedenine dayalı olarak kabul edilen boşanma davasında, davacı-birleşen davalı kadın vekilinin istinafı bakımından; Zinanın varlığı için, eşlerden birinin karşı cinsten başka bir kimse ile cinsel ilişkide bulunması veya bu ilişkiye muhakkak gözüyle bakılmasını gerektiren bir durum içinde bulunması, bunun da ispatlanmış olması gerekir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1253 KARAR NO : 2021/1711 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BURDUR AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/01/2021 NUMARASI : 2020/513 ESAS-2021/35 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadın, dava dilekçesinde özetle; davalı ile evlilik birliğinin sarsılması (TMK md 166/1,2) nedenine dayalı olarak boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin kendisine verilmesine, çocuklar için nafakaya hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın reddine hükmedilmiştir. Davacı kadın vekili; kadının reddedilen boşanma davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ileri istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri yönünden, davalı erkek tarafından ise nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Toplanan delillerden; mahkemenin de kabulünde olduğu üzere erkeğin eşinin rahatsızlığıyla ilgilenmemesi olayından sonra evlilik birliğinin devam ettiği ve böylece kadının erkeği affettiği en azından hoşgörüyle karşılamış sayılması gerektiği anlaşılmaktadır. Davalı erkek cevap dilekçesinde eşinin ortak konutu terk ettiğini ileri sürmüşse de; terk (TMK m.164) hukuksal nedenine dayalı bir davası bulunmadığından; Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. Maddesine dayalı olarak açılan bu davada bu olaya dayalı olarak kadına kusur yüklenemez....
O halde davacı kadının zinaya dayalı (TMK m. 161) boşanma talebinin de kabul edilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflarca evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak karşılıklı boşanma davaları ikame edilmiş, ilk derece mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, erkeğin kusursuz, kadının ise tam kusurlu olduğu kabul edilerek; kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile boşanmaya ve fer'ilerine ilişkin hüküm kurulmuştur. İlk derece mahkemesinin bu kararına karşı davalı-karşı davacı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince davalı-karşı davacı kadının istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur....
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davacı kadın tarafından TMK'nun 161 maddesince açılan boşanma davasının kabulüne, tarafların TMK'nun 161 maddesi uyarınca kadının zinası nedeni ile boşanmalarına, davacının TMK 162 maddesi uyarınca açılan boşanma davasının, iki ayrı özel sebebe dayanarak karar verilemeyeceğinden reddine, davacının TMK 166/1 maddesi uyarınca açılan boşanma davasının reddine, davacı erkeğin boşanma nedenine dayalı maddi tazminat talebinin reddine, davacı erkeğin boşanma nedenine dayalı manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 40.000,00.TL manevi tazminatın kadından alınarak erkeğe ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı lehine, davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verildiği, verilen kararın usulüne uygun olarak davacı tarafa 13/01/2020 tarihinde, davalı tarafa 01/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafın istinaf kanun yoluna başvurmadığı, davalının 28/01/2020 tarihinde yasal iki haftalık istinaf başvuru süresi...
Ne var ki, boşanma kararı temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir. 2-Temyiz nedenine hasren yapılan incelemeye gelince; Hüküm altına alınan iştirak nafakası boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren istenebilir hale gelir. Açıklanan nedenlerle nafakanın karar tarihinden hüküm altına alınması usul ve yasaya aykırıdır. Ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle bölge adliye mahkemesince her ne kadar davalı erkeğe, retle sonuçlanıp kesinleşen önceki boşanma davasını açarak boşanma sebebi yaratma vakıası kusur olarak yüklenilmiş ise de, davacı kadın tarafından açılan eldeki davanın Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası olduğunun, ortada Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı olarak taraflarca açılmış bir davanın bulunmadığının, bu nedenle bu vakıanın iş bu dosyada davalı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğinin, kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu...