Asliye Ticaret Mahkemesi ve İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Uyuşmazlık, tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İstanbul 40. Asliye Ticaret mahkemesince; davanın 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4.maddesinde düzenlenen ticari işlerden olmayıp, İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, alacağın ticari ilişkiden kaynaklandığı, davanın bu nedenle ticari dava olduğu, İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davalarına ticaret mahkemelerinin bakmayacağına dair yasal hiçbir hüküm bulunmadığından bahisle karşı görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda; uyuşmazlık İ.İ.Y.'nın 277. maddesine göre tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/04/2021 NUMARASI : 2017/928 ESAS, 2021/241 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....
Bahsi geçen 1 ve 2 nolu bağımsız bölümler 01/10/2018 tarih ve 8895 yevmiye numaralı resmi senetle üzerinde bulunan ipotek ve ihtiyati haciz şerhleriyle beraber sırasıyla 91.000,00 TL ve 79.000,00 TL bedelle davalı T3, 3 nolu bağımsız bölüm ise 01/10/2018 tarih ve 8897 yevmiye numaralı resmi senetle üzerinde bulunan ipotek ve ihtiyati haciz şerhleriyle beraber 80.000,00 TL bedelle davalı T3 satış suretiyle devredilmiştir. İİK.'nun 278/3- 1 maddesi gereğince usul ve füru veya sıhhen üçüncü dereceye kadar hısımlar arasında yapılan ivazlı tasarruflar bağışlama hükmündedir ve aynı yasa maddesinin 1. fıkrası gereğince ivazsız tasarruflar batıldır. Davalı borçlu ile davalılar T6 ve T7 arasındaki akrabalık bağı ile tasarruf ve haciz tarihleri dikkate alındığında davalı borçlu ile bu davalılar arasındaki tasarrufun iptali gerekir. Ancak davalılar T6 ve T7 kendilerine borçlu tarafından satılan taşınmazları davalı dördüncü kişi T3 satmışlardır....
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları üç grup altında ve İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK. m. 281). Bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K. 25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı )....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/236 ESAS DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Söke 2....
Dava; terditli olarak açılan İİK'nın 277 ve devamı maddesi, mümkün olmaması halinde BK 19. Maddesi uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
ya ait mal bulunmadığını ve geçici aciz vesikasının alındığını, davalı ...'nın ... ...Mahallesi ... ada 2 parselde bulunan 16 numaralı bağımsız bölümü 16.07.2013 tarihinde kızı diğer davalı ...'a 15.000,00 TL bedel göstererek devir yaptığını, davalı ...'un da taşınmazı dava dışı 4. kişiye devir ettiğini, davanın taşınmazın değerine taalluk eden miktarın İİK.nun 283/2 maddesi gereğince tahsili bakımından açıldığını belirterek dava konusu bağımsız bölümün davalı ... tarafından kızı ...'a satılmasına ilişkin 16.07.2013 tarihli satış işleminin iptali ile, ...'un elinden çıkardığı taşınmazın değeri 130.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ...'tan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili; davacının tasarrufun iptali ile birlikte nakden tazmin talep edemeyeceğini, nakden tazmin veya tasarrufun iptali şartlarının oluşmadığını, satış işleminin gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....
İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan iptal davaları aynı yasanın 281. maddesi hükmü gereğince basit yargılama usulüne tabi olduğundan HUMK 176/1 maddesi ve bu fıkranın 11. bendi uyarınca bu davalarda adli ara verme söz konusu olmadığı gibi HUMK’nun 177. maddesi hükmü de uygulanmaz. Bu nedenle süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 ... ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca Yargıtay’ca da bu yolda karar verilebileceğinden süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE, 18.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olup mahkeme kararı hükmü temyiz eden davalılardan ... vekili avukat ...’na 19.08.2009 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise HUMK’nun 432/1. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 07.09.2009 tarihinde verilmiştir. İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan iptal davaları aynı yasanın 281. maddesi hükmü gereğince basit yargılama usulüne tabi olduğundan HUMK 176/1 maddesi ve bu fıkranın 11. bendi uyarınca bu davalarda adli ara verme söz konusu olmadığı gibi HUMK’nun 177. maddesi hükmü de uygulanmaz....
İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan iptal davaları aynı yasanın 281. maddesi hükmü gereğince basit yargılama usulüne tabi olduğundan HUMK 176/1 maddesi ve bu fıkranın 11. bendi uyarınca bu davalarda adli ara verme söz konusu olmadığı gibi HUMK’nun 177. maddesi hükmü de uygulanmaz. Bu nedenle süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca Yargıtay’ca da bu yolda karar verilebileceğinden süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 19.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....