Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı kusur tespitinin hatalı olduğu ve davanın reddi kararının usul-yasaya aykırı olduğu ve müvekkilinin Hendek Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/593 Esas sayılı dosyasında davalı kadın yararına bağlanan tedbir nafakasının kaldırılması veya indirilmesi taleplerinin reddi kararının da usul ve yasaya aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla; her ne kadar yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de, yetersiz gerekçe ile karar verildiği, davacı erkeğin kusurunun daha fazla olduğu belirtilmesine rağmen, davacı erkek ve davalı kadına kusur olarak yüklenen eylemlerin neler olduğunun açıklanmadığı, karar gerekçesinde "davalının davacıyı aldattığının kanıtlandığı" değerlendirilmiş ibaresi kullanılmasına rağmen, davacı erkeğin bu yönde bir kusur isnadının bulunmadığının gözetilmediği, davacının Hendek Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/593 E. sayılı dosyasında davalı kadın lehine bağlanan tedbir nafakasının kaldırılması...

Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada; tarafların 13.10.2010 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıkları, protokol gereğince müşterek çocuklara verilen 750'şer TL iştirak nafakasının herbir çocuk için 150'şer TL indirilmesi talep ve dava edilmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk ... için takdir edilen 750 TL iştirak nafakasının 300 TL'ye, diğer müşterek çocuk ... için takdir edilen 750 TL iştirak nafakasının 250 TL'ye indirilmesi cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar MK’nun 134/3.maddesi çerçevesinde “anlaşmalı olarak” boşanmışlardır. Aralarında yaptıkları protokol, hukuki niteliği itibariyle Medeni Kanun hükümlerinden kaynaklanmakta ise de; genel sözleşme hükümlerine tabidir....

    Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması, bu istem kabul görmez ise miktarının indirilmesi talebine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilerek nafakanın kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi hükmü gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Aynı kanunun 176/3 maddesinde yoksulluk nafakasının; nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi ya da taraflardan birisinin ölümü halinde kendiliğinden; nafaka alacaklısının evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde de mahkeme kararı ile kaldırılacağı hükme bağlanmıştır....

      TUĞÇE MENGÜÇ BİRLEŞEN DAVA KONUSU : Yardım Nafakasının Kaldırılması BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 27/10/2021 İSTİNAF KARAR TARİHİ : 28/04/2023 İSTİNAF KARARININ YAZILDIĞI TARİH : 28/04/2023 Taraflar arasındaki iştirak nafakanın arttırılması - indirilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince verilen yukarıda tarih ve numarası gösterilen karara karşı davalı-davacı tarafından süresi içinde istinaf yoluna başvurulmakla evrak okunup gereği görüşülüp, düşünüldü: TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ : Davacı-davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Karşıyaka 3. Aile Mahkemesinin 2013/69- 669 Esas -Karar sayılı ilamı ile, müvekkili lehine aylık 350,00TL olarak belirlenen yardım nafakasının yetersiz kaldığını ileri sürerek aylık 1.000,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini istemiştir....

      GEREKÇE : Dava, davalı lehine takdir edilen yoksulluk nafakasının kaldırılması, müşterek çocuklar lehine takdir edilen iştirak nafakalarının kaldırılması / indirilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı vekilinin süresi içerisinde kararı istinaf ederek, müşterek çocuklar yönünden iştirak nafakalarının kaldırılması veya azaltılması talebinin reddine karar verilmesinin doğru ve yerinde bir karar olduğunu, davacı tarafın talebinin reddedilmesine rağmen kendi lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kısmen kabulü ile, davalı kadının davanın devamı sırasında 12/04/2018 tarihinde evlendiği anlaşıldığından bu tarihten itibaren davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, dava tarihi olan 20/11/2017 ile evlilik tarihi olan 12/04/2018 tarihi arasında ödenmesi gereken yoksulluk nafakasının 200,00 TL düşürülerek aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden evlilik tarihi olan 12/04/2018 tarihine kadar erkekten alınarak kadına verilmesine, velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması taleplerinin reddine, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiştir....

      Mahkemece; Davacı- karşı davalı ... tarafından açılan yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması ve azaltılmasına yönelik davanın reddine, karşı davada ise; Davalı- karşı davacı ... tarafından açılan yoksulluk nafakasının artırılmasına yönelik davanın reddine, iştirak nafakasının yükseltilmesine yönelik açılan davanın ise kısmen kabulü ile müşterek çocuklar için ödenen iştirak nafakasının 50,00-'şer TL arttırılmasına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; söz konusu karar davacı (karşı davalı) ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Davacı- karşı davalının, karşı davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK. nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2016 tarihinden itibaren 2.190 TL. ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 E- 235 K....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/06/2019 NUMARASI : 2019/34 ESAS 2019/474 KARAR DAVA KONUSU : Nafakanın Kaldırılması KARAR : Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması / indirilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince verilen yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı davacı tarafından süresi içinde istinaf, davalı tarafından ise katılma yoluyla istinaf yoluna başvurulmakla evrak okunup gereği görüşülüp, düşünüldü: TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; aylık 350,00 TL olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, aksi kanaat halinde aylık 100,00 TL ye indirilmesine karar verilmesini istemiştir . Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece; yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine, yoksulluk nafakasının aylık 250,00 TL ye indirilmesine karar verilmiştir....

        Mahkemece, davanın kabulü ile, Dursunbey Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/42 E. 2009/199 K.sayılı ilamı ile bağlanan 350,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece verilen karar davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine 17/02/2020 tarihli ek karar ile istinaf edilen kararın miktar itibari ile kesin olması sebebi ile davalının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı ek karara karşı istinaf dilekçesinde davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, davanın reddinin gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. GEREKÇE: Dava, 350,00 TL olan yoksulluk nafakasının kaldırılması/indirilmesi isteğine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Alacak Taraflar arasındaki "boşanma" ve "alacak" davasının yapılan muhakemesi sırasında mahalli mahkemece verilen tedbir nafakasının kaldırılması veya indirilmesi talebinin reddine dair 18.12.2014 tarihli ara kararının temyiz edilmesi nedeniyle evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü: Mülga 1086 sayılı HUMK.nun 101. maddesinin (3/e) bendinde yer alan hükümlere, 6100 sayılı HMK.nun "geçici hukuki korumalara" ilişkin 389. maddesinde yer verilmemiş, boşanma veya ayrılık davası açılınca hakimin talep üzerine veya re'sen dava sırasında TMK.nun 169. maddesi çerçevesinde aldığı tedbir ve bu tedbirlere itiraz üzerine verilen kararlar, yasa koyucu tarafından usulün "geçici hukuki korumalarla" ilgili düzenlemesi dışında bırakılmıştır....

          UYAP Entegrasyonu