"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının kaldırılması - indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 1.50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 18.01.2016 günü oybirliğiyle karar verildi....
Yargıtay'ın Yerleşik Kararlarında “asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması” yoksulluk nafakasının bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak da kabul edilmemektedir. Somut olayda; mahkemece, davalı adına kayıtlı taşınmazlar ve banka hesabı bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma yeterli değildir. Her ne kadar davalının adına kayıtlı taşınmazlar ve banka hesabı mevcut ise de; davalının yoksulluk nafakasının tamamen ortadan kaldırılmasını gerektirecek düzenli bir geliri olduğu belirlenmemiştir. Yoksulluk nafakasının kaldırılması istemi azaltılması istemini de kapsadığından davalının adına bulunan taşınmazlar ve banka hesabı ekonomik durumunda olumlu yönde değişiklik sayılarak yoksulluğu tamamen ortadan kalkmamış olan davalının yoksulluk nafakasının indirilmesinin düşünülmemesi isabetli bulunmamıştır....
Aile Mahkemesi'nin 13/11/2020 tarih ve 2020/154- 615 E.K. sayılı Kararın da; "yoksulluk nafakasının kaldırılması/indirilmesi davasının reddi" yönünden istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacı-davalı erkek vekilinin, Mersin 8....
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda boşanma davasından sonra davacının emekli olması nedeniyle gelirinin azaldığı, davalının ise ihtiyaçlarını büyük oranda karşılayacak sabit gelire sahip olduğu anlaşılmakla hakkaniyet uyarınca yoksulluk nafakasının uygun bir miktara indirilmesine karar verilmesi gerekirken, yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılması, müşterek çocuk için ödenen iştirak nafakasının çocuğun artan ihtiyaçları gözönünde tutularak indirime tabi tutulmaması gerekirken aylık 100 TL'ye indirilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava; davalı lehine hükmedilen 750 TL tedbir nafakasının kaldırılması yahut makul bir miktara indirilmesi talebine ilişkindir. Nafaka davaları, Adli Tatilde de görülen davalardandır. (HMK md. 103/1-b). Mahkeme hükmü davacı vekiline, 13.07.2016 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise HUMK’nun 432. maddesinde öngörülen onbeş günlük yasal süre geçirildikten sonra 02.09.2016 tarihinde verilmiştir....
Hal böyle olunca mahkemece; öncelikle nafaka yükümlüsü davacının ekonomik ve sosyal durumu etraflıca araştırılarak, davacının ekonomik durumuna ilişkin sosyal ekonomik durum araştırma sonuçları ile tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmesi, ardından davalının asgari ücret düzeyinde gelirinin olmasının yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmeyeceği göz önünde bulundurularak, davacının nafakanın kaldırılmasına yönelik talebinin reddine karar verilmesi, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı (çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince) nazara alınarak, nafakanın indirilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı tartışılarak, gerekli görülür ise nafakada makul oranda bir indirime gidilmesi gerekirken; eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı gerekçeyle yoksulluk nafakasının tümden kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir....
Dava; yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması, bu talep kabul görmezse indirilmesi istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 176/4. maddesi gereğince; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına veya azaltılmasına karar verilebilir. Nafakanın yeniden belirlenebilmesi için yasada belli bir zaman diliminin geçmesi şartı aranmamıştır. Diğer taraftan, her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilir. Somut olayda; taraflar 23.05.2005 tarihinde boşanmış, nafakaların artırılması için nafaka alacaklısı en son 10.07.2009 tarihinde dava açmış, mahkemece 26.07.2011 tarihli ilamla aylık 3.000,00 TL olarak ödenen yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 3.500,00 TL'ye, müşterek çocuklar için ödenen aylık 2.100,00 er TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 3.000,00 er TL'ye çıkartılmasına ve karşı davanın reddine karar verilmiş, bu karar temyiz edilmeksizin 16.11.2011 tarihinde kesinleşmiştir....
Mahkemece neticeten ve özetle"...davacı-davalı erkeğin davasındaki nafakanın kaldırılması talebinin reddine,yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 500 TL.ye indirilmesine,davalı-davacı kadının davasının reddine"karar verilmiş,karara karşı davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı-birleşen davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle"...aşamadaki vakıalarını tekrar ile kendi davalarının kabulü diğer tarafın davasının reddi gerektiğini "istinaf sebebi yapmıştır. GEREKÇE: Dava yoksulluk nafakasının kaldırılması/indirilmesi/birleşen davada artırılması taleplerinden ibarettir. İstinaf incelemesi,HMK 355 nci maddesi gereğince bildirilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır....
Somut olayda:Toplanan deliller,anlaşmalı boşanma ilamı ve bu ilamın kesinleşme tarihi ile eldeki dava tarihi arasında geçen süre,sözleşmeye bağlılık ilkesi,tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları,paranın alım gücü,ihtiyaç ve gelirler,bordrolar,uyap raporları,çocuğun yaşı,artan ve değişen masraflar,eğitimi, ekonomik göstergelerdeki değişim,buna nazaran başlangıçta sağlanan menfaat dengesi,tanık beyanları,TMK 4 ncü maddesi dikkate alındığında nafakanın kaldırılması ya da indirilmesi koşullarının gerçekleşmediği,davacının yeniden evlenmesinin nafakasının kaldırılması ya da indirilmesi şeklinde müşterek çocuğa yansıtılmasının uygun olmayacağı,gelecek yıllardaki artış oranının değiştirilmesinin nafakanın indirilmesi hali için talep edilmiş olması karşısında mahkemece yeterli-denetime açık-hükme elverişli-dosya içeriğine uygun gerekçe ile belirtilen şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı,davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası...
Davada, önceki iştirak nafakasının ödenmesinde zorluk çekildiği belirtilerek, iştirak nafakasının kaldırılması, olmadığında indirilmesi istenilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 327.maddesinde "Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır" hükmü; 330.maddesinde "Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir." hükmü; 331 maddesinde de; "Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır." hükmü getirilmiştir. Hakim, nafaka takdirinde; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarındaki değişikliği araştırıp, gelirleri arasında bir oranlama yaparak, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak bir karar vermelidir....