İştirak nafakası davalarında davacı, küçüğe fiilen bakan anne veya baba, çocuğun velayet hakkı kendisine verilen anne veya baba, velayet haklarının anne ve babadan alınması halinde küçüğe atanan vasi veya kayyımdır. İştirak nafakası, çocuğun ergin olduğu tarihe kadar devam eder. Çocuk ergin olunca iştirak nafakası kanun gereği kendiliğinden sona erer. Somut olayda; küçüğün velayeti kendisine verilen davacı anne, müşterek çocuğun giderlerine arttığı iddiasıyla iştirak nafakasının arttırılması talebinde bulunmuştur. Davanın yargılaması sırasında küçük ergin olduğundan duruşm. Mahkemece; küçüğün reşit olduğu tarihten itibaren yardım nafakasına karar verilmiştir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre; ergin olan çocuk iştirak nafakası isteyemez. Koşulları varsa TMK'nun 328/2 ve 364.maddeleri gereğince yardım nafakası davası açabilir....
Davacı (......), ...... olan ...... adına velayeten iştirak nafakasının arttırılmasını isteyemez. Mahkemece, ...... ......'ün üniversite sınavına hazırlanmakta olduğu ve babasının maddi desteğine ihtiyacı bulunduğu tespit edilmiş ise de (kendisi yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilecektir) dava tarihinde ergin olduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/d maddesi gereğince ...... ...... açısından annenin davayı takip yetkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, mahkemece bu husus resen göz önünde bulundurularak ...... ...... açısından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usül ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Muhakemeleri Kanununu 363....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 50 TL yardım nafakasının davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davalı ...'ın ödediği aylık 75 TL yardım nafakasının 25 TL arttırılarak aylık 100 TL'ye çıkartılmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, verilen bu hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, yardım nafakası talebinden ibarettir. TMK.'nın 364/1.maddesinde de; "Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür", TMK.'nın 365/2 maddesinde ise; "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemeleri yer almaktadır....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; 150,00 TL yoksulluk nafakasının 400,00 TL'ye çıkarılmasına, her ay 400,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davanın yardım nafakasına ilişkin olduğu ve davacının reşit olmakla daha önce lehine hükmedilen iştirak nafakasının kendiliğinden kalktığı anlaşılmakla, hükümde 400,00 TL yardım nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yoksulluk nafakası olarak nitelendirme yapılması ve halen mevcut bulunmayan daha önce hükmedilen 150,00 TL iştirak nafakası üzerinden artırım şeklinde nafakaya karar verilmesi bozmayı gerektirir....
Gerekçede tedbir nafakası olarak değerlendirme yapılmasına rağmen hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinde "karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak aynen devamına" ve "yardım nafakası olarak aynen devamına" ibarelerinin kullanılması doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir....
Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca sözkonusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yardım ve iştirak nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Mahkemece reşit olan davacı ... için hükmedilen yardım nafakasının karar kesinleşinceye kadar tedbir nafakası olarak isimlendirilmiş olması reşit olmayan ... için hükmedilen iştirak nafakasının karar kesinleşene kadar tedbir nafakası olarak isimlendirilmiş olması sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....
(TMK. 328/1)Küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa, kendisi yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Somut olayda; davacı tarafından velayetleri kendi üzerinde bırakılan müşterek çocuklar Sara ve Anıl adına davalıdan iştirak nafakası talep edildiği, mahkeme tarafından Sara lehine dava devam ederken 18 yaşını ikmal ettiği gerekçesiyle iştirak nafakası yerine yardım nafakasına hükmedildiği, dosyanın incelenmesinde Sara'nın dava devam ederken kendi adına avukatı için ayrıca vekalet verdiğine dair vekaletname ibraz edilmediği ya da Sara tarafından yardım nafakası talebini içerir bir beyanda bulunulmadığı anlaşılmaktadır. Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere iştirak nafakası çocuklar 18 yaşını dolduruncaya kadar devam eder. 18 yaşın hitamı ile kendiliğinden sona erer. Mahkeme tarafından yapılacak iş sadece Sara açısından da iştirak nafakasının kabulü veya reddi yönünde bir hüküm kurmak olmalıdır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/02/2019 NUMARASI : 2018/223 ESAS 2019/135 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması)|Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/12/2022 NUMARASI : 2019/555 ESAS 2022/727 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı kadın için hükmedilen yoksulluk nafakasının aylık 600 TL'ye yükseltilmesine, çocuk için aylık 750 TL yardım nafakasına, üfe oranında artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....