Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.11.2015 tarihinde verilen dilekçeyle el atmanın önlenmesi talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.04.2022 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı Artı Ulusal Müşavirlik Danışmanlık Mühendislik ... Ltd.Şti. vekili tarafından talep edilmiştir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davalı Artı Ulusal Müşavirlik Danışmanlık Mühendislik Harita ... Ltd.Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü....
ne kullandırılan Taksitli Ticari Kredi ve Artı Para Hesapları ile ilgili yapılan hesaplamalar neticesinde, davacı bankanın; davalı asıl borçludan takip tarihi itibariyle; taksitli ticari kredi hesabından 4.012.265,57TL. alacaklı bulunduğu hesaplanmıştır. Bankaca talep edilen alacak tutarı ise 4.054.160,74TL.'dır. Bu durumda, 41.895,17TL. fazla talebin yerinde olmadığı, yine asıl borçlu firmaya kullandırılmış olan Artı Para hesabı üzerinde yapılan hesaplamalar sonucunda, bankanın artı para hesabından 286.056,86TL. alacaklı bulunduğu hesaplanmıştır. Bankaca talep edilen alacak tutarı ise 275.744,75TL.'dır. Bu durumda, davalı firmanın taleple bağlılık ilkesi gözetilerek, 275.744,75TL.'lık borçtan sorumlu tutulabileceği, davalı kefil ...'nun sorumluluğu açısından yapılan hesaplamalarda, TTK hesabından, 4.009.017,47TL. sorumlu tutulabileceği hesaplanmıştır. Bankaca talep edilen tutar ise 4.054.160,74TL.'dır....
Davalı ... vekili, davaya konu 2020/05833-9, 10 sıra numaralı tasarımlarda yer alan artı şeklinin zemininin rengi ile itiraza mesnet İsviçre arması ve İsviçre bayrağının zemininin renginin farklı olduğunu, başvuruda yer alan artı şekli ile itiraza mesnet İsviçre arması ve İsviçre bayrağında yer alan artı şeklinin köşelerinin farklı bulunduğunu ve artı şeklinin tıbbi servis sembolü olarak yaygın biçimde kullanıldığını, bu nedenle davaya konu tasarımların, itiraza gerekçe olarak gösterilen İsviçre bayrağı ve İsviçre armasından farklı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir....
bir etkisinin bulunmadığının belirtildiğini, cari hesap kredisi niteliğinde olduğundan belirli bir tarihte sıfırlanmasının kefillerin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını, borçluya tanımlanan ticari artı para kredisinin her bir sözleşme limitinin artırıldığı, hesabın tüm sözleşmeler boyunca hiç kapanmaksızın birbirine bağlı şekilde kullandırıldığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda artı para hesabının 2010 yılında açıldığı ve o zamandan beri kullanıldığı göz ardı edilerek, hesabın 2014 yılında açıldığı ve 2014 tarihli sözleşmeye istinaden kredi kullandırılmış gibi tespitte bulunulduğunu, 2010 tarihinde imzalanana genel kredi taahhütnamesine istinaden artı para tahsis edildiği ve sonrasında 2013 tarihli genel kredi sözleşmesine dayanarak aynı hesaba yine artı para kredisinin tanımlandığının anlaşılacağını, davalılar takibe itirazlarında borcun ödendiğine dair bir iddiada bulunmadıkları gibi borcun ödendiğine dair de herhangi bir evrak sunmadıklarını ileri sürerek açıklanan bu ve...
in 64770 sayılı ticari artı para hesaplarından geçirildikten sonra davacı yetkilisi ve genel taahhütname kefili ... adına 29/09/2011 tarihinde vadeli, 155439 sayılı mevduat hesabı açıldığı, kredinin tamamının ...'...
nın bağımsız bölümlerde yaptığı ek işlerden kaynaklanan artı değerler hesaba katılmamıştır. Bu durumda bilirkişiden ek rapor alınarak önceki raporlarda saptanan ve ...r için 6.500,00.-TL ..., ve ... için 8.100,00'er TL olmak üzere toplam 30.800,00.-TL artı değerin arsa ve yapı bedelleri toplamı olan 480.376,90.-TL'sine eklenmesiyle bulunacak olan 511.176,90.-TL genel toplam değer üzerinden binde altmış oranındaki artı değerin ...'e %0,12 , ... ve ...'na %0,16'şarının da paylaştırılması gerektiğinin düşünülmemiş olması doğru görülmemiştir. Mahkemece yukarıda açıklanan hususlarda bilirkişiden ek rapor alınması, raporun bozmaya uygunluğunun denetlenmesinden sonra hüküm kurulması gerekir.” denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir....
Mahkemece, davalının müşterek borçlu müteselsil kefil olarak 27.07.2009 tarihli genel kredi sözleşmesini imzaladığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine banka tarafından hesabın kat edilerek ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiği, asıl kredi borçlusu ile kefiller aleyhine takip başlatıldığı, takip talebinde belirtilen ticari artı para kredisi ile biz card kredisinin genel kredi sözleşmesi çerçevesinde kullandırıldığı, davalı kefilin her iki talep kaleminden de sorumluluğunun bulunduğu, takip talebinde istenilen akdi faiz oranının fahiş olduğu, akdi ve temerrüt faizi oranlarının sözleşmede belirtilmediği, davacı bankanın ticari artı para ve biz card kredisi için %36 akdi faiz oranını fiilen uyguladığı, davacı bankanın takip talepnamesinde asıl borçlu şirket ve kefiller hakkında biz card ve ticari artı para kredisi alacağı için icra takip tarihine kadar akdi faiz oranları üzerinden hesaplama yaptığı buna göre davalının temerrüt tarihinin takip tarihi olduğu, takip talebinde belirtilen...
KARAR Davacı, davalı bankadan toyoto marka araç almak için 26.000 TL kredi kullandığını, bu kredi ile birlikte bankada vadesiz hesap açtığını, açmış olduğu bu hesaba ilişkin olarak 72 TL değerinde artı para limiti koyulduğunu, davalı taksitleri zamanında ve aksatmadan almış olmasına rağmen yatırdığı taksitlerden hesap işletim ücreti adı altında para tahsil ettiğini, bu artı para hesabından ve hesap işletim ücretinden haberinin olmadığını, bir süre sonra Akbank'a borcu olması nedeniyle takibe alındığını, Merkez Bankasının kara listesine girdiğini, kredi verilemeyeceğini öğrenmiş bulunduğunu, bu nedenle ticari itibarının bittiğini, kullandığı çeklere dahi bankalarca el konulduğunu belirterek manevi zararlarını bir nebze hafifletmek için 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Aile Mahkemesi 2013/322 E 2014/493 Karar sayılı dosyasında hükmedilen aylık 240,00 TL tutarındaki yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 750,00 TL ye arttırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda dava konusu 13 parsel sayılı taşınmaz üzerinde zemin artı iki katlı evin bulunduğu anlaşılmıştır. Tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından, zemin artı ikinci katın aile konutu olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. O halde, taşınmazın bu bölümünün aile konutu olarak kullanıldığının tapu kaydının beyanlar hanesine şerh edilmesine karar verilmesi gerekirken, taşınmazın tamamını kapsar şekilde aile konutu şerhi konulması doğru olmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 25.02.2016 (Prş.)...