Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesinde; davacı ile davalının 2006 yılında boşandıklarını boşanma sonucunda davacı hakkında 100,00 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk ... için 100,00 TL, ... için ise 80,00 TL iştirak nafakasına hükmolunduğunu aradan geçen zamanda yoksulluk ve iştirak nafakalarının yetersiz kaldığı ileri sürülerek yoksulluk nafakasının aylık 100,00 TL den 500 TL'ye,... için 100,00 TL olan iştirak nafakasının 400,00 TL’ye ve ... için 80,00 TL olan iştirak nafakasının ise 300,00 TL’ye çıkartılması talep ve dava edilmiştir....

    Aile Mahkemesinin 2018/546 esas ve 2020/22 karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 950,00 TL'ye yükseltilmesine, nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılmasına hükmedilmiştir. Davalı erkek vekili; kabul edilen iştirak nafakasının artırılması davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir. 6763 sayılı yasanın 41. maddesi ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/2. maddesi gereğince; miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Parasal sınırların arttırılmasına ilişkin 6763 sayılı Yasanın 44. maddesi ile değişik Ek-1. Maddesi uyarınca 01.01.2022 tarihi itibariyle Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341. maddesindeki parasal sınır 8.000,00- TL olmuştur. Kesinlik sınırı her bir nafaka yönünden ayrı ayrı belirlenir....

    İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulüyle Finike Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2018/147 esas ve 2018/318 karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk için hükmedilen aylık 300,00 TL iştirak nafakasının aylık 750,00 TL'ye yükseltilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine hükmedilmiştir. Davalı erkek; artırılmasına hükmedilen iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir. 6763 sayılı yasanın 41. maddesi ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/2. maddesi gereğince; miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Parasal sınırların arttırılmasına ilişkin 6763 sayılı Yasanın 44. maddesi ile değişik Ek-1. Maddesi uyarınca 01.01.2022 tarihi itibariyle Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341. maddesindeki parasal sınır 8.000,00- TL olmuştur....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/12/2019 NUMARASI : 2018/1172 ESAS-2019/1048 KARAR DAVA KONUSU : Nafakasının Kaldırılması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Antalya 6. Aile Mahkemesi'nin 2017/767 esas ve 2018/674 karar sayılı ilamı ile davalı yararına hükmedilen yardım nafakasının kaldırılmasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine hükmedilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile Antalya 6. Aile Mahkemesi'nin 2017/767 esas ve 2018/674 karar sayılı ilamı ile davalı yararına hükmedilen yardım nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına hükmedilmiştir. Davalı vekili; kabul edilen yardım nafakasının kaldırılması davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur....

    Türk Medeni Kanunu'nun 176. maddesi gereğince "Nafaka alacaklısının evlenme olmaksızın, fiilen evliymiş gibi yaşaması" yoksulluk nafakasının kaldırılması sebebidir. Ortada yoksulluk nafakasının kaldırılması koşulları varken yoksulluk nafakasına hükmetmek yasanın amacına uygun olamaz. Bu durumda davacı kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesi koşulları oluşmamıştır. Bu sebeple mahkemenin davacı kadının ağır kusurlu olduğuna yönelik belirleme ve yoksulluk nafakasının reddi yönündeki gerekçesi yerinde değil ise de; bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonuç itibariyle doğru olan hükmün kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin ve yoksulluk nafakasının reddine ilişkin gerekçesinin açıklanan şekilde değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 438/son)....

      Dava konusu uyuşmazlık, boşanma davasıyla hükmolunun yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir.Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarına göre, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilebilmesi icin, boşanma tarihindeki davalının mameleki ve gelir durumu ile, bu dava tarihindeki durumu arasında bir fark (artış) olması, davalının mamelekinde sonradan bir farklılığın(artışın) meydana geldiğinin iddia ve ispat edilmis olması gerekir. Dosya kapsamına göre, davacı tarafından boşanma davasından sonra davalının gelir durumunda bir değişiklik, artma olduğu ispatlanamamıştır. O halde davalının ekonomik durumunda boşanma davasından sonra artış olduğu kanıtlanmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....

        Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı dava dilekçesinde, boşanma kararı ile birlikte davalı kadına 250 TL yoksulluk nafakası, müşterek 2 çocuk için 200'er TL iştirak nafakasına karar verildiğini, asgari ücretle geçici işçi olarak çalıştığını, ailesinin yardımı ile geçindiğini belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, iştirak nafakasının 200'er TL'den 100'er TL'ye indirilmesini talep etmiştir.Davalı, duruşmalara gelmediği gibi, cevap dilekçesi de vermemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının ve yoksulluk nafakasının ayrı ayrı 100'er TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir....

          Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, dava tarihinden itibaren yoksulluk nafakasının 150 TL arttırılmak suretiyle 300 TL'ye yükseltilmesine, iştirak nafakasının 100 TL arttırılmak suretiyle 250 TL'ye yükseltilmesine, hükmedilen nafakaların her yıl TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından münhasıran yoksulluk nafakasına ilişkin temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir. Mahkemece 07/06/2016 tarihinde karar verilmiş olup; karar tarihinden sonra davacı 17/10/2016 tarihli dilekçesi ile,... Kurumu'nda 10/09/2016 tarihinde işe başlaması nedeniyle davalı tarafından ödenecek yoksulluk nafakasına ihtiyacı olmadığını bu nedenle yoksulluk nafakası talebinin tamamından vazgeçtiğini beyan etmiştir. O halde mahkemece; davacının yoksulluğundan kalktığından bahisle vermiş olduğu 17/10/2016 tarihli dilekçesinin değerlendirilmesi yapılarak bir hüküm kurulmalıdır....

            Mahkemece, yukarda açıklanan ilke ve esaslar gözetilmeden davalının geliri olmasının nafakanın miktarını tayin ederken nazara alınacağı, ancak davacının birliğin giderlerine katılması yükümlülüğünü sona erdirmeyeceği düşünülmeden eş için tayin edilen tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu açıklamalar ışığında somut olayda; davacı tedbir nafakasının tamamen kaldırılmasını istemektedir....

              Mahkemece; yukarıda açıklanan esaslar gözetilerek yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, anılan ilkeler gözardı edilerek yoksulluk nafakasının artırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu