WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesi'nin 14/05/2019 tarih, 2017/171 Esas 2019/335 Karar sayılı ilamında özetle; davanın kabulü ile tarafların TMK. nun 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına, müşterek çocuk 10/01/2010 doğumlu Ramazan'ın velayetinin davacı anne Kiraz'a verilmesine ve baba ile çocuk arasında şahsi ilişki kurulmasına, davalının cezaevinde hükümlü olması nedeniyle davacı eş için tedbir nafakası talebinin reddi ile yoksulluk nafakası olarak devamına ilişkin talebin koşulları oluşmadığından reddine, müşterek çocuk Ramazan için davalının hapis hali sona erdikten sonra ayda 300,00TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, boşanma ilamının kesinleşmesinden sonra nafakanın iştirak nafakası olarak devamına karar verildiği, davalı aleyhine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmıştır....

Kanaat getirilen kusur durumu karşısında, TMK 166/1.madde yasal şartları oluşmakla davanın kabulüne karar verilmesi, usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğundan davalı erkeğin davanın kabulüne yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Boşanma davası açılmakla tarafların ayrı yaşamaya hakkının olduğu, ekonomik destek yükümlülüğünün devam ettiği dikkate alındığında TMK 169.madde gereğince kadın lehine tedbir nafakası verilmesi, yine boşanmaya sebep olan olaylarda kusuru bulunmayan kadının emekli maaşı almakta ise de, kendisini yoksulluktan kurtarmayacağı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği, TMK 175.madde yasal şartlarının kadın lehine gerçekleştiği dikkate alındığında kadına tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur. Dava tarihi ve yargılama süreci dikkate alındığında kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarı da uygundur....

Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m.186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169). Tedbir nafakasının miktarı belirlenirken tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi gözetilir. Buna göre, dava tarihinden kararın kesinleştiği tarihe kadar geçerli olmak üzere; davalı/davacı kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına karar vermek gerekmiştir. Öte yandan; davalı/davacı kadın birleşen dava ve asıl davada sunulan dilekçelerinde açıkça yoksulluk nafakası talebinde bulunmadığından, kadının yoksulluk nafakası istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yapılan yargılama sonunda mahkemece; davanın kabulü ile TMK 162 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, davacı için aylık 300 TL tedbir nafakası, aylık 400 TL'den iki yıllık toplam 9.600 TL yoksulluk nafakası, 18.000 TL maddi, 17.500 TL manevi tazminat takdirine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, buna rağmen davacı lehine maddi manevi tazminat takdir edilmesi doğru olmadığı gibi yasal şartları oluşmadığı halde yoksulluk nafakası takdir edilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle davacı lehine takdir edilen yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminatların kaldırılmasına, bu talep yerinde görülmediği taktirde tazminat miktarlarının azaltılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

Dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderildikten sonra davalı-karşı davacı erkeğin kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve manevi tazminat dışındaki hususlara ilişkin istinaf başvurusundan feragat etmesi nedeniyle, davacı-karşı davalının bu yönlere dair istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; A-1- Davalı-karşı davacı T2 kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile manevi tazminata yönelik istinaf talebinin kabulü ile Alanya 2. Aile Mahkemesi'nin 23.06.2020 tarih, 2018/92 esas ve 2020/210 karar sayılı kararının kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile manevi tazminat yönünden KALDIRILMASINA ve yeniden esas hakkında hüküm tesisine. B-1- Davacı-karşı davalı T1 yoksulluk nafakası ile manevi tazminat (TMK md 174/2) taleplerinin feragat nedeniyle reddine, C-Davalı-karşı davacı T2 sair hususlara ilişkin istinaf başvurusunun feragat nedeni ile REDDİNE (HMK. m. 349/2)....

GEREKÇE : Dava TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Mahkemece verilen karar tedbir - yoksulluk nafakasına ilişkin hüküm dışında taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; kadın için yargılama sırasında takdir edilen tedbir nafakası miktarının makul olduğu anlaşıldığından kadın vekilinin kadın için takdir edilen tedbir nafakası miktarına yönelik istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir....

O halde, davalının yoksulluk nafakası (TMK m. 175), maddi ve manevi tazminat talepleri (TMK m. 174/1-2) hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilecek yerde, kesin hüküm oluşturacak şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.13.04.2016(Çrş.)...

    Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî (TMK m. 174/1) ve manevî (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (1.), (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oy birliğiyle karar verildi.08.11.2022 (Salı)...

      Davacı-davalı kadın yararına yoksulluk nafakası hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde isteğin reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

        Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 3-Bölge adliye mahkemesinin gerekçeli kararının açıklama kısmında ''İlk derece mahkemesince kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu'' belirtilmesine rağmen, hüküm kısmında yoksulluk nafakası hakkında hüküm kurulmaması çelişkiye sebebiyet vermiştir. Hüküm ile gerekçe arasında yaratılan çelişki bozma sebebi oluşturduğundan hükmün bu sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

          UYAP Entegrasyonu