İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davacının TMK 162.maddesi uyarınca açtığı boşanma davasının reddine, TMK 166/1 maddesi uyarınca açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velayetin babaya verilmesine, davacı tarafça talep edilen tedbir / iştirak ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, 50.000 TL maddi, 32.500 TL manevi tazminatın hüküm tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; TMK 162 maddesi uyarınca açılan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, takdir edilen tazminat miktarları yetersiz olduğu gibi velayetin babaya verilmesinin de doğru olmadığını, beyan etmek suretiyle belirtilen yönlerden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- Davacı kadının iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddi-manevi tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1- b-2 bendi uyarınca KISMEN KABULÜNE, sair istinaf taleplerinin ESASTAN REDDİNE, ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının maddi tazminata ilişkin 4, manevi tazminata ilişkin 6.müşterek çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasına ilişkin 7.bendi ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasına ilişkin 7.bendin HÜKÜMDEN KALDIRILMASINA, 2- Müşterek çocuk yararına TMK 182/2.maddesi kapsamında aylık 750 TL iştirak nafakası takdirine, nafakanın boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren davalı babadan alınarak davacı anneye verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 3- Davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin TMK 175.maddesi gereğince kısmen kabulü ile aylık 450 TL yoksulluk nafakasının boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine...
erkeğin diğer temyiz itirazlarıyla kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169)....
(TMK. m. 289/1) Çocuk evlenmeden önce ana rahmine düşmüşse davacının başka bir kanıt getirmesi gerekmez. (TMK. m. 288/1) Davacının dava dilekçesindeki anlatımı kocanın babalığı karinesinin (TMK. m. 285/1) çökertilmesine yöneliktir. Bu konu bekletici mesele yapılmadığı takdirde davalı kocanın soybağının reddi hakkı da sonlanacak olmakla başkasının çocuğuna iştirak nafakası vermek zorunda kalacaktır. Davalı kocanın, zayıflatılmış kocanın babalığı karinesinin (TMK. m. 288/1) çökertilmesine yönelik istemi hakkında bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiğini düşünüyorum. ......
Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise; ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi de asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde, TMK.'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....
Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Mahkemece kısa kararda ve kısa karara uygun olarak düzenlenen gerekçeli kararın hüküm fıkrasında "dava tarihinden itibaren TMK 169. maddesi gereğince davacı asıl için 17/12/2014 tarihinde takdir ettiği 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra TMK 175. maddesi gereğince 300,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamı ile davacıdan alınarak davalıya verilmesine" karar verildiği halde, kararın gerekçesinde "davalı kadın lehine tedbir nafakası hükmedilmiştir. Çalıştığı tespit edildiği tarih itibari ile kaldırılmış, tarafların sosyal ve ekonomik durumları birbirine yakın olduğundan yoksulluk nafakasına hükmedilmemiştir." denilerek kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden gerekçe ile hüküm sonucu arasında çelişki yaratılmıştır....
(HMK m.297/2) Hal böyle olunca davacı-davalı kadının bağımsız tedbir nafaka davası hakkında olumlu olumsuz bir karar verileceği yerde yazılı şekilde karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 3-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, lehine hükmedilen tazminatların miktarları ve tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....
Adı geçen çocuk için bu tarihten itibaren geçerli olmak üzere tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, tedbir nafakası hususunda karar verilmemesi bozmayı gerektirmiştir. 3- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223. 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re’sen) almak zorundadır (TMK m. 169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....