WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK md.174/1) ve manevi (TMK md. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, yukarıda (2.) bentteki bozma sebebine göre davalı-davacı kadının yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının ise şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 02.04.2015 (Prş.)...

    Davalının bu davada Hukuk Muhakemeleri Kanununun 141. maddesinde gösterilen süreden sonra yoksulluk nafakası (TMK md 175) ve maddi-manevi tazminat (TMK md 174/1-2) talep edemeyeceği sabit ise de boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren 1 yıllık süre içinde ayrı bir dava açarak bu taleplerini ileri sürebileceği Türk Medeni Kanununun 178. maddesinde hüküm altına alınmıştır. O halde bu davada davalının yoksulluk nafakası ve tazminat istekleri hakkında süresinden sonra talep edildiğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken kesin hüküm oluşturacak şekilde red hükmü kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın TMK m. 197 uyarınca tedbir nafakası talebi ile dava açmış, mahkeme ilk kararında davanın kısmen kabulü ile davacı yararına aylık 500 Euro’nun Türk Lirası karşılığının davalı erkekten alınmasına karar vermiş, davalı erkeğin temyizi üzerine Yargıtay 3.HD. 17.12.2019 tarih ve 2019/5731 Esas, 2019/10206 Karar sayılı kararı ile; talep aşılarak ve yabancı para birimi üzerinden hüküm kurulmasının doğru olmadığı ve erkek yönünden sosyal ekonomik durum araştırması yapılarak karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile karar verildiği yönünden hüküm bozulmuş sair yönlerden temyiz itirazlarının ise onanmasına karar verilmiştir....

        Her ne kadar mahkemece erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği gerekçesiyle manevî tazminata hükmedilmiş ise de; davalı-karşı davacı kadının TMK 166/son maddesine dayalı boşanma davasına dayanak olarak açılan önceki boşanma davasında, erkeğe kusur yüklenmediği, erkeğin önceki davasının kadının kusurunun ispatlanamadığından bahisle reddedildiği, reddedilen bu davadan sonra yeni bir vakıanın gerçekleşmediği, yine davalı-karşı davacı kadın tarafından erkek aleyhine açılan önceki tedbir nafakası davasında "erkeğin sorumluluklarını yerine getirmediğinden" bahisle davanın kabulüne karar verildiği, erkeğin bu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı niteliği taşımadığı değrlendirilmekle, koşulları oluşmadığı halde davalı-karşı davacı (kadın) yararına manevî tazminata (TMK md. 174/2) hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın...

          Maddesinde düzenlenen eşlerin birlikte yaşarlarken ailenin geçimi için yapılacak parasal katkının belirlenmesi davasına dönüştüğü, kadının davasının dayanağı olan TMK 197 maddesi gereğince kadının ayrı yaşamda haklılığını ispat edemediği, bu itibarla kadın lehine önlem nafakasına hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, müşterek çocukların davacı anne yanında yaşadıkları özel koleje gittikleri, çocuklar için kadın lehine önlem nafakası takdirinin yerinde miktarının da makul olduğu, TMK 197 maddesi gereğince hükmedilen nafakaların gelecek yıllarda ne miktarda arttırılacağına dair yasal düzenleme olmaması nedeniyle ÜFE artırımı uygulanmamasının yerinde olduğu değerlendirilerek, her iki tarafın istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

          Hukuk Dairesinin 09.04.2015 tarihli ve 2014/22252 E., 2015/7086 K. sayılı kararı ile; "...Hüküm davacı kadın tarafından velayeti tarafına verilen müşterek çocuk için hükmedilen nafakaların ve tazminatların miktarı ile kendisi için talep ettiği nafakaların reddi yönünden, davalı erkek tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....

            ettiği, karar istinaf incelemesinde olup henüz kesinleşmediği, işbu davanın hukuki niteliğinin ayrı yaşamaya dayanan TMK 197....

            Bu duruma göre davacı-davalı (koca)'nın maddi ve manevi tazminat (TMK. md. 174/1-2) isteklerinin reddi ile davalı-davacı (kadın) yararına tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. m.4. TBK. 50,51,52,58) dikkate alınarak uygun miktarda maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına (TMK m. 175) hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 3-Yukarıda 1. bentle açıklandığı üzere, davacı-davalı (koca)'nın boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olduğu gerçekleşmiştir. Bu durumda davalı-davacı (kadın)'ın ayrı yaşamakta haklı olduğunun kabulü gerekir. Hal böyleyken, davalı-davacı (kadın)'ın tedbir nafakası davasının ('TMK.md.197) kabulüne karar vermek gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz, gerekçe ile reddine karar verilmesi de doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

              AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/01/2020 NUMARASI : 2018/561 ESAS-2020/27 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların zina (TMK md. 161) nedenine dayalı olarak boşanmalarına, davacı kadın yararına aylık 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 1.000.000,00 TL maddi ve 5.000.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı erkek vekili, cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine hükmedilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile tarafların zina nedenine dayalı olarak TMK'nın 161....

              Bu itibarla, davalı/davacı erkeğin boşanma davalarından bağımsız olarak açtığı kişisel ilişki düzenlemesi (TMK md. 197/4 ve 323) davası konusuz kalmadığından toplanan delillere göre, istem hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur. 2- Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur (TMK.md.181/1- 2). Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2)....

              UYAP Entegrasyonu