C.. için dava tarihinden itibaren karar kesinleşinceye kadar tedbir, kararının kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devam olunmak üzere 150,00 TL nafakaya hükmedilmesine karar verilmiş , hüküm, davalı eş tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davacı Selcan ile davalı Yaşar evli olup, ayrı yaşamda haklılık nedeniyle davacı ile ergin olmayan müşterek çocuk için nafaka talebinde bulunulmuş olduğuna göre; mahiyeti itibariyle istenilen nafakalar tedbir nafakası niteliğindedir(TMK. md. 197). Mahkemece, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek davacı ile müşterek çocuk için hüküm altına alınan nafakaların karar kesinleşinceye kadar tedbir, karar kesinleştikten sonra “yoksulluk” ve “iştirak” nafakası olarak ödenmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
O halde, davalı-karşı davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir. 3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK md.174/1) ve manevi (TMK md. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır....
(TMK. md. 197/1) Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa, hakim, eşlerden birinin istemi üzerine, birinin diğerine yapacağı parasal katkıya (TMK. md.185/3, 186/3) ilişkin önlemleri alır. Toplanan delillerden Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı bağımsız tedbir nafakası davası yönünden davacı-karşı davalı kadının ayrı yaşamakta haklılığı kanıtlanmıştır. Kadının çalışmadığı ve düzenli bir gelirinin de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda bağımsız nafaka davasının kabulü ile davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakası takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde reddi doğru olmamıştır. b-Davacı-karşı davalı annenin dava dilekçesindeki müşterek çocuk için nafaka isteği velayet isteğini de içerdiği gibi,davacı karşı davalı vekili de,09.05.2013 tarihli celse de müşterek çocuğun velayetinin tedbiren anneye verilmesini istemiştir. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hali gerçekleşmişse hakim velayeti eşlerden birine verebilir....
Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ancak, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmak zorundadır. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4). Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korunması gerektiğini gözetmelidir. Somut olayda; davacı tanığı ....ın beyanlarına göre davalının davacıya şiddet uyguladığı anlaşılmıştır. Tanık beyanına göre davacının ayrı yaşamada haklılığı kanıtlanmıştır. Ayrıca, müşterek çocuğa fiilen bakan ana veya baba, ayrı yaşamda haklı olsun olmasın diğer eşten TMK.'nun 197/son, 327 ve 329.maddeleri gereğince çocuk adına nafaka isteyebilir. Davacı anne yanında kaldığı anlaşılan müşterek çocuk ... yönünden de davanın yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir....
Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ancak, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmak zorundadır. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4). Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korunması gerektiğini gözetmelidir. Somut olayda; davacı tanıklarının beyanlarına göre davalının davacıya hakaret içeren sözler söylediği,davacıyı istemediği anlaşılmıştır.Davacı tanıklarının beyanlarına göre davacının ayrı yaşamada haklılığı kanıtlanmıştır. Ayrıca, müşterek çocuğa fiilen bakan ana veya baba, ayrı yaşamda haklı olsun olmasın diğer eşten TMK.'nun 197/son, 327 ve 329.maddeleri gereğince çocuk adına nafaka isteyebilir. Davacı anne yanında kaldığı anlaşılan müşterek çocuk yönünden de davanın yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir....
Mahkemece, Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesi çerçevesinde tayin edilen nafakanın her yıl (ÜFE) oranında arttırılmasına da karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesi gereğince tayin edilen tedbir nafakası, evlilik birliğinin korunmasına ilişkin önlemlerden olup, koşulların değişmesi halinde eşlerden birinin talebi üzerine kararda gerekli değişiklik yapılabilir (TMK md. 200). Bu nafakanın açıklanan niteliği gereği gelecek yıllarda artış miktarının karara bağlanacağına ilişkin bir düzenlemeye bu maddede yer verilmemiştir. Talep halinde gelecek yıllarda artış miktarı belirlenecek olan nafakalar, iştirak (TMK md.182/3), yoksulluk (TMK md.176/4) ve yardım nafakasıdır. (TMK md.365/son) Tedbir nafakası için bu mümkün olmadığından davalı vekilinin bu yöne istinaf talebinin kabulü ile Dairemiz tarafından HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince bu hususta yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir....
Talep halinde gelecek yıllarda artış miktarı belirlenecek olan nafakalar, iştirak (TMK md.182/3), yoksulluk (TMK md.176/4) ve yardım nafakasıdır. (TMK md.365/son) Tedbir nafakası için bu mümkün olmadığından ilk derece mahkemesince nafakalara uygulanan ÜFE artış oranının kaldırılması usul ve yasaya uygun olmuştur. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü, günün ekonomik koşulları ve hakkaniyet ilkesi (TMK md. 4) birlikte değerlendirildiğinde ise davacı lehine aylık 350,00 TL, müşterek çocuk lehine aylık 200,00 TL olarak belirlenen nafaka miktarlarının az olduğu anlaşılmıştır. Fakat bu yanlışlığın giderilmesi de yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, davalı kadının istinaf talebinin kabulü ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b.2. maddesi uyarınca bu yönden karar düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm tesis tesisine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Davalının istinaf talebinin KABULÜNE, Elazığ 1....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 10/10/2019 NUMARASI : 2018/1112 ESAS-2019/1085 KARAR DAVA KONUSU : Nafakası KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde özetle; ayrı yaşamakta haklı olan davacı kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı erkek, cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine hükmedilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile davacı kadın yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.400,00 TL tedbir nafakasına ( TMK md.197), nafakanın her yıl TÜİK'in açıkladığı ÜFE oranında arttırılmasına hükmedilmiştir. Davalı erkek; kadının kabul edilen tedbir nafakası davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur....
Türk Medeni Kanununun 197. maddesi gereğince tayin edilen tedbir nafakası, evlilik birliğinin korunmasına ilişkin önlemlerden olup, koşulların değişmesi halinde eşlerden birinin talebi üzerine kararda gerekli değişiklik yapılabilir (TMK md. 200). Bu nafakanın açıklanan niteliği gereği gelecek yıllarda artış miktarının karara bağlanacağına ilişkin bir düzenlemeye bu maddede yer verilmemiştir. Talep halinde gelecek yıllarda artış miktarı belirlenecek olan nafakalar, iştirak (TMK md.182/3), yoksulluk (TMK md.176/4) ve yardım nafakasıdır. (TMK md.365/son) Tedbir nafakası için bu mümkün değildir. (Yargıtay 2.HD 14/05/2015 tarihli 2014/25406- 2015/10208 E.K) Ancak bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile Dairemiz tarafından HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir....
Türk Medeni Kanununun 197. maddesi gereğince tayin edilen tedbir nafakası, evlilik birliğinin korunmasına ilişkin önlemlerden olup, koşulların değişmesi halinde eşlerden birinin talebi üzerine kararda gerekli değişiklik yapılabilir (TMK md. 200). Bu nafakanın açıklanan niteliği gereği gelecek yıllarda artış miktarının karara bağlanacağına ilişkin bir düzenlemeye bu maddede yer verilmemiştir. Talep halinde gelecek yıllarda artış miktarı belirlenecek olan nafakalar, iştirak (TMK md.182/3), yoksulluk (TMK md.176/4) ve yardım nafakasıdır. (TMK md.365/son) Tedbir nafakası için bu mümkün değildir. (Yargıtay 2.HD 14/05/2015 tarihli 2014/25406- 2015/10208 E.K) Ancak bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile Dairemiz tarafından HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir....