Dava; terditli olarak zina (TMK md.161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK md.166/1- 2) hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferileri istemine ilişkindir. İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir (HMK md.355). Boşanma yüzünden beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları zarar gören, kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu diğer taraftan uygun bir maddi ve manevi tazminat isteyebilir (TMK md.174/1,2). Maddi ve manevi tazminatın miktarı; tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, zarar gören menfaatin kapsamı, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği, paranın alım gücü ile hakkaniyet ilkesi (TMK md.4) dikkate alınmak suretiyle belirlenir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 11/03/2021 NUMARASI : 2020/212 ESAS-2021/197 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı olarak boşanmalarına, reşit olmayan müşterek çocuk Büşra Nur'un velayetinin anneye verilmesine, müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle TMK'nın 166/1....
(TMK. md.197) Buna göre, mahkemece; davacı yönünden hükmedilen nafakanın yoksulluk nafakası olarak nitelendirilmesi ve müşterek çocuk yönünden hükmedilen nafakanın iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, kanuna uygun olmayan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1 nolu bendinde yer alan “...karar kesinleşmesine binaen yoksulluk nafakası olarak devamına..." ifadesinin ve 2 nolu bende yer alan "iştirak nafaka" ifadelerinin çıkarılarak yerine "...tedbir nafakası..." ifadelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 15.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince özetle; asıl davanın kabulü ile tarafların TMK 166/1.maddesi gereğince boşanmalarına, davacı-birleşen davacının TMK 162.maddesine dayalı boşanma talebinin reddine, kadın yararına aylık 1.500 TL yoksuluk nafakasına, 40.000 TL maddi, 30.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine, birleşen davanın kısmen kabulü ile aylık 900 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 1.500 TL'ye çıkarılmasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı; hükmün tamamı yönünden süresinde istinaf başvurusunda bulunmuştur. GEREKÇE : Asıl dava; TMK 166/1.maddesine dayalı boşanma ve fer'i taleplere, olmadığı takdirde TMK 162.maddesine dayalı boşanma talebine, birleşen dava; TMK 197.maddesine dayalı tedbir nafakası istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı kocanın sürekli alkol aldığı, alkolün etkisi ile küfürler ettiği, evin camlarını kırdığı, eşine çocuğuna saldırdığının anlaşılmış bulunmasına, davacı kadın için hükmedilen aylık 1000 TL. nafaka ile ortak çocuk Göksun için hükmedilen aylık 500 TL. nafakanın dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleşmesi tarihine kadar tedbir nafakası (TMK. md. 169); kesinleşme tarihinden sonrada ortak çocuk için iştirak nafakası (TMK. md. 182/2, 330); davacı kadın için ise yoksulluk nafakası (TMK. md. 175) niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma ve Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı kadın ve velayeti kendisine verilen müşterek çocuk yararına hükmolunan nafakanın dava tarihinden boşanma kararının kesinleşmesine kadar tedbir nafakası (TMK md. 169), kararın kesinleşmesinden sonra ise kadın için yoksulluk nafakası (TMK md. 175) ve müşterek çocuk için iştirak nafakası (TMK md. 182/2) olarak hükmedildiğinin anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış; TMK.nun 197 maddesine dayalı önlem nafakası ile TMK.nun 197 maddesine dayalı giderlere katılma alacağı istemine ilişkindir. Evlilik devam ederken eşlerin birbirleri hakkında koşulları oluştuğu takdirde tedbir nafakası davası açma ve bir takım önlemlerin alınmasını talep etme hakları vardır. Tedbir nafakasının hukuki dayanakları TMK'nun aile hukukunu düzenleyen bölümünde birden fazla madde kapsamında düzenlenmiştir. Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılırlar (TMK m.186/3). Eşler birlikte yaşarken; Eşlerden birinin istemi üzerine hakim, ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkıyı belirler (TMK m.196/1). Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya (TMK m.185/3,186/3) ilişkin önlemleri alır (TMK m.197/2)....
Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması veya davacının çalışması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ortak giderlere (elektrik, su, telefon, kira, yakıt parası vs.) katılma yükümlülüğünü tamamen ortadan kaldırmaz. Bu durum sadece nafaka miktarının takdirinde etkili olabilir. Davacı kadının gelirinin bulunması ona tedbir nafakası bağlanmasını engelleyici bir hal değildir. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4).Hâkim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları hâlinde de korunması gerektiğini gözetmelidir....
(TMK m.197) Dosya incelendiğinde; dinlenen davacı tanık beyanları ile; davalının, davacı kadının ve çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığı, onlardan ayrı olarak Hatay ilinde yaşadığı, bu suretle birlik görevlerini yerine getirmediği ve TMK'nın 197. maddesi gereğince tedbir nafakası koşullarının oluştuğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü, günün ekonomik koşulları ve hakkaniyet ilkesi (TMK md. 4) birlikte değerlendirildiğinde davacı kadın lehine 1000,00 TL, ortak çocuk yararına 750,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan sebeplerle karar usul ve yasaya uygun olduğundan davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır.Aynı yasanın 197. maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir ( TMK md. 186/son ). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı ( kocadan )daha iyi olması ya da aynı olması, davalı kocayı tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ancak, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmak zorundadır. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir ( TMK. md. 4 )....