Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili, tedbir ve iştirak nafakası, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden, davalı erkek vekili, davanın kabülü, boşanma hükmü, kusur belirlemesi, ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur. 2....
Davalı 01/12/2020 tarihli duruşmada alınan beyanında özetle; boşanmak istediğini, davacı ile boşanma ve sonuçları konusunda anlaştıklarını, davacıdan tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddi tazminat ve manevi tazminat taleplerinin olmadığını beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davacının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına,Tarafların birbirlerinden tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddi tazminat, manevi tazminat talepleri olmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı 24/12/2020 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, boşanma hükmünün kesinleştirilmesini istediğini, davacının baskısıyla maddi ve manevi tazminat ile nafaka talebinde bulunamadığını, hiç bir geliri olmadığını bu nedenle yerel mahkeme kararının lehine kaldırılmasını talep etmiştir....
Davalı cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediğini, davacının belirtmiş olduğu hususların mahkemece karara çıkmış olan boşanma davasında açıklığa kavuştuğunu; davacının, boşanma davasında herhangi bir talepte bulunmadığını; ancak, mahkemece Medeni Kanun hükümleri gereği 150,00 TL tedbir nafakası takdir edildiğini, kararın henüz kesinleşmediğini; davacının bu süre içerisinde yeni bir dava açma hakkı ve ehliyetinin bulunmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; ayrı yaşamakta haklılık olgusu ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyada elde edilen delillerden; mahkemece de duruşma sırasında incelendiği gibi; tedbir nafakası davasının açıldığı tarihte Yunak Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2013/198 E sayılı boşanma davasının halen derdest olduğu anlaşılmıştır....
Boşanma davasının açılma tarihinden, dava sonuçlanıncaya ve hüküm kesinleşinceye kadar devam edecek nafakaya, tedbir nafakası denir. Boşanma davası içinde takdir olunan tedbir nafakası, boşanma ile ilgili kararın kesinleşmesiyle sona erer. Somut olayda; ... 1.Aile Mahkemesinin 2014/18 E.- 2014/491 K.sayılı kararı ile; boşanma davasının reddi ile davacı ve müşterek çocuklar için belirlenen 1200 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiş ve bu karar 05.05.2015 tarihinde temyiz edilmeden kesinleşmiştir. Boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesi ile; o davada takdir edilen tedbir nafakası sona ermiştir. Davacı, 19.06.2015 tarihinde açtığı bu dava ile ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak tedbir nafakası isteminde bulunmuştur. Her dava, açıldığı şartlara göre değerlendirilir....
davasındaki boşanma hükmü kesinleştiğinden kabul edilmesi gereken ve fakat konusuz kalan erkeğin boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi, kadın lehine hükmedilen maddi tazminatın az olması, yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının ise fazla olması sebepleriyle bozulmuş, taraflar karar düzeltme isteğinde bulunmuşlardır....
duruşmasında tedbir nafakası miktarları kadar iştirak ve yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur....
Mahkemece boşanma davası yönünden gösterilen tüm tanıkların Hukuk Muhakemeleri Kanununnu 243. ve devamı maddelerinde belirtilen usul çerçevesinde dinlenip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi, davacı-davalının hukuki dinlenilme hakkına aykırı (HMK. md. 27) olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-Davacı-karşı davalı kadın 31.12.2013 tarihinde Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı tedbir nafakası davası açmış, daha sonra taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davaları tedbir nafakası davası ile birleştirilmiştir. Mahkemece kadın tarafından bağımsız açılan tedbir nafakası davası hakkında ayrı yaşamakta haklı olup, olmamasına göre ayrıca karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece davacı kadının boşanma davasının kabulüne, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına manevi tazminata dair verilen ilk hüküm tarafların temyizi üzerine, davacı kadın yararına tedbir nafakası verilmesi gerektiği ve kadının manevi tazminat talebinin reddi gerektiğinden bahisle bozulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar ile kadının birleşen tedbir nafakası davası yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakaların miktarı ile birleşen tedbir nafakası davasının dava tarihi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-davacı kadın tarafından açılan ve asıl dava ile birleştirilen tedbir nafakası dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 07.10.2013 yerine 30.10.2013 olarak yazılmasının mahallinde düzeltilebilir bir maddi hata olduğunun anlaşılmasına göre, davacı-davalı erkeğin tüm, davalı-davacı kadının ise aşağıdaki bendin...
Dairemizin 10/12/2018 tarih, 2018/3595 esas ve 2018/14175 karar sayılı kararında "Temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere, özellikle boşanma davasından bağımsız açılan birleşen tedbir nafakası davasında kendisi için istedği tedbir nafakası (TMK m. 197) talebinin de kabulü gerekirken; reddine karar verilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir" yazılacak iken sehven "Temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere, özellikle boşanma davasından bağımsız açılan birleşen tedbir nafakası davasında kendisi için istedği tedbir nafakası (TMK m. 197) talebinin de kabulü gerekirken; karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir" yazılmasının maddi hata olduğunun anlaşılmasına göre, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440.maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından...