Tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında aylık 750- TL tedbir nafakası uygun bir miktardır.Davalının bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir. Sonuç olarak; Duruşma sürecini yansıtan tutanak ve belgelere göre, davanın esasıyla ilgili ve tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı anlaşılmakla; Davalı kadının tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ile maddi- manevi tazminat talepleri hakkında kurulan hüküm dışındaki sair istinaf başvurusunun HMK nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, davalı kadının tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ile maddi- manevi tazminat talepleri hakkında kurulan hükme ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; I-Davalı kadının tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ile maddi- manevi tazminat talepleri hakkında kurulan hüküm dışındaki sair istinaf başvurusunun HMK nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Asıl dava, TMK.nun 197.maddesine dayalı tedbir nafakası istemine, karşılık dava ise boşanma ve fer'ilerine ilişkin olup, mahkemece verilen hüküm davacı-karşı davalı tarafından boşanma davasının fer'ileri olan yoksulluk nafakası ve manevi tazminat istemlerine hasren temyiz edilmiştir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 6.9.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yoksulluk nafakası boşanma davası içinde ve onun devamı sırasında boşanma ile ilgili hüküm kesinleşinceye kadar istenebileceği gibi boşanma davası sonuçlandıktan sonra harcı verilerek açılmış ayrı bir dava ile de istenebilir. Evliliğin boşanma sebebi ile sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. (TMK m.178) Yoksulluk nafakası, boşanma davası sonuçlandıktan sonra, bir yıllık süre içinde ayrı bir dava ile de istenebilir. Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; yoksulluk ve iştirak nafakası artırması talepli olarak görülen bu davanın 17/06/2020 tarihinde açılmış olduğu, Kayseri 6. Aile Mahkemesi'nin 2016/485 esas ve 2017/259 karar sayılı, 12/06/2019 kesinleşme tarihli, 30/03/2017 tarihli kararında iş bu davamızın davacısı kadının ağır kusurlu bulunduğu, velayeti iş bu davamızın davacısı anneye verilen müşterek çocuk için aylık 150,00.-TL iştirak nafakasına hükmedildiği anlaşılmıştır....
Yoksulluk nafakası boşanma davası içinde ve onun devamı sırasında boşanma ile ilgili hüküm kesinleşinceye kadar istenebileceği gibi boşanma davası sonuçlandıktan sonra harcı verilerek açılmış ayrı bir dava ile de istenebilir. Evliliğin boşanma sebebi ile sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. (TMK m.178) Yoksulluk nafakası, boşanma davası sonuçlandıktan sonra, bir yıllık süre içinde ayrı bir dava ile de istenebilir. Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; yoksulluk ve iştirak nafakası artırması talepli olarak görülen bu davanın 17/06/2020 tarihinde açılmış olduğu, Kayseri 6. Aile Mahkemesi'nin 2016/485 esas ve 2017/259 karar sayılı, 12/06/2019 kesinleşme tarihli, 30/03/2017 tarihli kararında iş bu davamızın davacısı kadının ağır kusurlu bulunduğu, velayeti iş bu davamızın davacısı anneye verilen müşterek çocuk için aylık 150,00.-TL iştirak nafakasına hükmedildiği anlaşılmıştır....
davaya karşı açtığı boşanma davasının ise sübut bulmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir....
Öte yandan ayrı yerlerde açılan davaların; evlilik birliğinin korunması hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 197. maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ile boşanma hükümlerine dayalı olarak TMK.nun 166.maddesine göre açılan boşanma davasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebilir (TMK. md.201). Diğer bir anlatımla, tedbir isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Kaldı ki tedbir nafakası davası ve boşanma davası aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır. O halde mahkemece, usulüne uygun birleştirme talebi bulunmadığından; talebin reddi ile davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davaların birleştirilmesine karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle davalı kadın yararına takdir edilen nafakanın dava tarihi olan 01.03.2010 tarihinden boşanma kararının kesinleştiği 05.03.2011 tarihine kadar tedbir nafakası olduğunun anlaşılmasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemence verilen ilk hükümde davalı kadın yararına 200 TL yoksulluk nafakası takdir edilmiş ve davacı kocanın boşanma davasının kabulü sebebiyle koca yararına vekalet ücreti takdir edilmemiştir....
Türk Medeni Kanununun 169. maddesi gereğince; boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri bu hususta bir isteğin bulunup bulunmadığına bakmaksızın re'sen almak zorundadır. Somut olayda, taraflar arasında görülen boşanma davasında mahkemece, 15/10/2014 tarihli ara karar ile müşterek çocuk için Türk Medeni Kanununun 169'ncu maddesi çerçevesinde aylık 6.000 TL tedbir nafakası tayin edilmiştir. Mahkemenin ara karar ile, davanın devamı süresince önlem olarak hükmettiği tedbir nafakası, aksi yönde yeni bir karar alınmadıkça, boşanma kararının kesinleşmesine kadar devam eder ve bu hususta son kararda hüküm bulunmasa bile aksi yönde bir karar bulunmadıkça bu nafakanın ilamsız icra takibi yoluyla icrası mümkündür....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesi'nin 06.12.2021 tarihli ve 2021/853 Esas, 2021/1925 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece verilen ilk hükümdeki boşanma kararına karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurusu bulunmadığından boşanma hükmünün 12.09.2017 tarihinde kesinleştiği, boşanma hükmü kesinleştiği halde İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı sonrasında yeniden boşanma hükmü kurulmasının hatalı olduğu, boşanma konusunda karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği ancak bu konunun istinaf konusu edilmediği, kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesine ilişkin koşulların oluşmadığından yoksulluk nafakasının reddine karar verilmesinin hukuka uygun olduğundan bahisle davalı kadının vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1....
Davalı tarafın tedbir nafakası takdir edilmemesine yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde; davalı tarafın cevap dilekçesinde tedbir nafakası talebinde bulunduğu, mahkemece bu konuda olumlu -olumsuz bir karar verilmediği, davalı kadının çalışmadığı, herhangi bir yerden gelirinin bulunmadığı, boşanma davası açılmakla ayrı yaşama hakkına sahip olduğu TMK.'nun 169.maddesi uyarınca davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken bu konuda olumlu -olumsuz bir karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından davalı tarafın bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulü ile davalı kadına tedbir nafakası takdirine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı tarafın davanın kabulüne, yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat miktarlarına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK.'...