Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olduğundan, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. O halde; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalının aylık düzenli olarak elde ettiği gelirin davalıyı yoksulluktan tamamen kurtarmadığı, ancak mali durumunu olumlu yönde değiştirdiği dikkate alındığında nafakada hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken davanın tümden kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması veya Azaltılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddi ile yoksulluk nafakasının azaltılması talebinin kısmen kabulü yönünden; davalı kadın tarafından ise azaltılan yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, Samsun 1....
ödenmesinin çekilemez hal aldığını ileri sürerek yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, iştirak nafakasının makul bir seviyeye indirilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.Mahkemece; davacının en son olarak çalıştığı firmadan aylık 965.95 TL'lik gelir elde elde ettiği belirtilmiş ise de; davacı bu şirkette (Ross ilaç şirketinde) yurt dışı satış ve pazarlama elamanı olduğunu, davacının yaptığı bu iş ile ilgili olarak İstanbul Ticaret Odasının yazı cevabına göre emsal işlerde görev yapan bir elamanın aylık brüt 5000 TL alabileceğinin bildirildiğini, davalı kadının babasından 500 TL aylık gelir eldde ettiğini bu gelirin yoksulluktan kurtarmayacağını, hali hazırda yoksulluk nafakasının önceki anlaşmalı boşanma ilamı gereği 1623,85 TL'ye ulaştığını, iştirak nafakasının da 941 TL'ye ulaştığını, davacının protokol hükümlerine mevcut nafakaları ödemesi gerektiğini, boşanma ilamında berlirtilen yıllık 200 TL artışın ise hakkaniyete uygun olmadığını, yıllık ÜFE artış oranının devam...
Aile Mahkemesinin 13.11.2012 tarihli ve 2012/220 Esas 2012/903 Karar sayılı ilamı ile davalı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının 375,00 TL'ye yükseltildiği, yoksulluk nafakasının artırımı talepli bir sonraki davada ise ... 6. Aile Mahkemesinin 03.03.2016 tarihli ve 2015/975 Esas 2016/178 Karar sayılı ilamı ile yoksulluk nafakası artırım talebinin reddine dair kararın Dairemizin 2016/10343 E., 2017/703 K.sayılı ilamı ile onandığı anlaşılmaktadır. Somut olayda; mahkemece, davacı kadının yoksulluk nafakasının aylık 275,00 TL olduğu gözetilerek hüküm kurulduğu, davanın açıldığı tarihte davacı kadının aldığı yoksulluk nafakasının aylık 375,00 TL olduğu halde, bu hususun taraflarca ileri sürülmediğinden mahkemece yargılama sırasında değerlendirilemediği anlaşılmaktadır....
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, takdir edilen tedbir nafakasının niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve özellikle davacının gelirine göre takdir edilen tedbir nafakasının miktarı hak ve nesafete uygundur. Tedbir nafakasının miktarının tayin edilmesinde davacının geliri ve tarafların birlikte yaşadıkları sırada sürdükleri yaşam koşulları dikkate alınmalıdır. Davacının iş sözleşmesinin sonlandırılma nedeni, davacının işe iade davası açmış olması, işveren tarafından yapılan toplu ödeme gözönüne alındığında davacının elde ettiği gelire göre ödediği tedbir nafakasının miktarının halen hakkaniyete uygun olduğunun, azaltılması için yasal bir neden bulunmadığının kabulü gerekir....
nın yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine, müşterek çocuk İshak adına iştirak nafakasının artırılması talebinin reddine, aylık 200,00 TL iştirak nafakasının aynen devamına, davacı M. P. adına iştirak nafakasının artırılması talebinin reddine, Sakarya 2. Aile Mahkemesinin 2009/469 Esas 2011/209 Karar sayılı ilamıyla hükmedilen 200,00 TL iştirak nafakasının yardım nafakası olarak devamına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Müşterek çocuk İshak yönünden iştirak nafakasının artırılmasına yönelik temyiz itirazlarına incelendiğinde; Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür....
yoksulluk nafakasının 200,00 TL’ye, iştirak nafakalarının 150,00 TL’ye indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda, boşanma davası ve yoksulluk nafakasının artırımı davası sırasında davacının çalıştığı, davalının ise çalışmadığı, davalının yoksulluk nafakasının artırımı davası sonrasında 26.04.2014-04.08.2014 tarihleri arasında 1.200 TL ücret ile bir özel güvenlik şirketinde çalıştığı, dava tarihi itibariyle herhangi bir işte çalışmadığı anlaşılmaktadır. Davalının dava öncesinde çalışmış olması yoksulluğunu ortadan kaldırmadığı, kaldı ki davalının dava tarihi itibariyle çalışmadığı anlaşılmaktadır. Davacının yoksulluk nafakasının indirilmesi talebinin reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yoksulluk nafakasının indirilmesine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
İlk derece mahkemesince; davacı erkeğin yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine, davacı erkeğin yoksulluk nafakasının indirilmesi talebinin kısmen kabulü ile davalı kadın yararına hükmedilen aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 700,00 TL'ye indirilmesine hükmedilmiştir. Davalı kadın vekili; yoksulluk nafakasının azaltılmasının ve erkeğin reddedilen talebi yönünden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı erkek vekili; kadının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması olmadığı takdirde indirilmesi istemine ilişkindir. 6763 sayılı yasanın 41. maddesi ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/2. maddesi gereğince; miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Parasal sınırların arttırılmasına ilişkin 6763 sayılı Yasanın 44. maddesi ile değişik Ek-1....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada; davacı ve davalının 14.09.2006 tarihli mahkeme kararıyla boşandıkları, 1994 doğumlu müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye bırakıldığı, davacı anne için aylık 200 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için aylık 100 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, 13.03.2009 tarihinde açılan nafaka artırım davası ile iştirak nafakasının 180 TL'ye, yoksulluk nafakasının ise 240 TL ye yükseltildiği, nafakanın ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığı iddia edilerek yoksulluk nafakasının 600 TL'ye iştirak nafakasının ise 400 TL'ye yükseltilmesi talep edilmiştir....