Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(TMK md. 169) niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre tarafların yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden ...'...

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, kadın yararına hükmedilen nafaka yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle hükmedilen 200 TL nafakanın boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar tedbir nafakası (TMK md. 169), hükmün kesinleşmesinden itibaren ise yoksulluk nafakası (TMK md. 175) niteliğinde olduğunun tabii bulunmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak...

      DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı erkeğin, davalı-davacı kadının kabul edilen tedbir nafakası davasına (TMK m.197) yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Hükmolunan nafakanın yıllık miktarı 3.600,00 TL olup, karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırının altında kaldığından, tedbir nafakası davasına (TMK m.197) yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-davalı erkeğin boşanma davasına yönelik itirazlarının incelenmesine gelince; İlk derece mahkemesince davacı-davalı erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiş, davalı-davacı kadın tarafından hükmün tamamına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulması...

        (TMK m.197) Dosya incelendiğinde; davacı kadının 06/02/2020 tarihinde kendisi ve yanında kalan çocuklar için tedbir nafakası talepli eldeki davayı açtığı, bu dava devam ederken 29/07/2020 tarihinde açtığı boşanma davasında ise tarafların anlaşmalı boşanmalarına, velayetin babaya tevdiine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, bu halde davacı kadının boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar şartları var ise TMK'nın 197. maddesi uyarınca tedbir nafakası talep etme hakkı olduğu, ancak eldeki davada ayrı yaşamakta haklılığını kanıtlar herhangi bir delil bildirmediği, ilk derece mahkemesince davacı kadın yönünden davanın bu sebeple reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi hatalı ise de bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Dairemizce gerekçenin değiştirilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm tesisine karar vermek gerekmiştir....

        (TMK md. 197) Yapılan incelemede; Midyat 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 04/02/2016 tarih, 2015/316 Esas ve 2016/32 Karar sayılı kararı ile davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine, davalı kadın lehine cevap dilekçesi tarihi olan 12/10/2015 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 200,00 TL, davalı anne yanında kalan müşterek çocuklar 2012 doğumlu Esra ve 2014 doğumlu Ramazan için 12/10/2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 150,00'şer TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verildiği, verilen kararın 10/01/2020 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 02/04/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Somut olayda, davacı tarafından açılan dava TMK'nın 197. maddesi uyarınca tedbir nafakası istemine ilişkin olup, mahkemece bu husus gözetilmeden ret hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

        Davalı kadın ihtar kararı tebliğine rağmen haklı bir nedenle ortak konuta dönmediğini kanıtlayamadığından tamamen kusurlu olup, kusurlu taraf yararına yoksulluk nafakası takdiri isabetsizdir. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md. 186/1), geçimine (TMK md. 185/3), malların yönetimine (TMK md. 223,242,244,262,263,264,215) ve çocukların bakımı ve korunmasına (TMK md. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır. (TMK md. 169). O halde; TMK'nın 185/3 ve 186/3 maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek, dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiğinden davacının tedbir nafakasına yönelik istinaf başvurusu yerinde bulunmamıştır. Davalının yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....

        (TMK m.197) Dosya incelendiğinde; tarafların 26/11/2015 tarihinde evlendikleri, müşterek 17/06/2017 doğumlu müşterek çocuklarının olduğu, Mahkeme tarafından davalının evi terk ettiği, davacı kadının bu sebeple dava açmakta haklı olduğunun tespiti ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın davalı tarafından istinaf edilmeyerek kararın bu yönüyle kesinleştiği anlaşılmaktadır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü, günün ekonomik koşulları ve hakkaniyet ilkesi (TMK md. 4) birlikte değerlendirildiğinde davacı kadın lehine TMK 197. maddesi gereğince dava tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL, müşterek çocuk için aylık 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Mahkemece, davacı ve müşterek çocuk lehine Türk Medeni Kanunu'nun 197’nci maddesi çerçevesinde tayin edilen nafakanın gelecek yıllarda her yıl için (ÜFE) oranında arttırılmasına da karar verilmiştir....

        Boşanma yüzünden beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları zarar gören, kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu diğer taraftan uygun bir maddi ve manevi tazminat isteyebilir (TMK md.174/1,2). Maddi ve manevi tazminatın miktarı; tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, zarar gören menfaatin kapsamı, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği, paranın alım gücü ile hakkaniyet ilkesi (TMK md.4) dikkate alınmak suretiyle belirlenir. Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaatlerinin zarar göreceği, kocanın kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminatın (TMK md.174/1,2) koşulları oluşmuştur....

        Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169) Boşanma davası açılmakla sabit ve düzenli geliri bulunmayan kadın lehine tedbir nafakası verilmesi (TMK m. 169.) gerektiğinden, tarafların sosyal ve ekonomik durumları da gözetilerek, davalı kadının tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, davalı kadın lehine dava tarihinden itibaren başlamak üzere aylık 400,00 TL tedbir nafakası takdiri ile kararın kesinleşme tarihine kadar devam etmek üzere erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

        O halde, davalı-davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir. 5-Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır (TMK m. 197/2). Davalı-davacı kadının birleşen tedbir nafakası (TMK m. 197) davası, kadının kusurlu olduğu gerekçesiyle reddedilmiş ise de; yukarıda 3. bentte gösterilen tarafların boşanmaya sebep olan kusurlu davranışları dikkate alındığında davalı-davacı kadının ayrı yaşamakta haklılığını ispatladığının kabulü gerekir. Bu itibarla kadının tedbir nafakası davasının kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3., 4....

          UYAP Entegrasyonu