Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK 197.maddesi hükmüne göre eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzurunu ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemler alır. Yani bu durumda davacı ayrı yaşamakta haklı olduğunu kanıtlamak zorundadır. TMK 197.maddesi uyarınca talep edilen tedbir nafakası davacı ile boşanma davasının birlikte görülme zorunluluğu bulunmamaktadır. Yargılama usulleri ve süresi dikkate alındığında ayrı ayrı karar verilebilir....

(TMK m..336) Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır. (TMK m.197/1-son) Somut olayda, davacı kadın tedbir nafakası yanında ortak çocuğun geçici velayetinin de kendisine verilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamından tarafların ayrı yaşadığı sabittir. Gerçekleşen bu durum karşısında; mahkemece velayet düzenlemesi yapılması zorunluyken, davacının geçici velayete ilişkin talebini de kapsayacak şekilde ret hükmü kurulması bozmayı gerektirmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı kadın tarafından tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarları ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....

      (TMK md. 197) Yapılan incelemede; tarafların 26/11/1981 tarihinde evlendikleri, evliliklerinden müşterek çocuklarının bulunmadığı, tarafların bir süredir fiilen ayrı yaşadıkları anlaşılmaktadır. Dinlenen davacı tanık beyanları ile; davalının, davacı kadının ihtiyaçlarını karşılamadığı, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, bu suretle birlik görevlerini yerine getirmediği, TMK'nın 197. maddesi gereğince tedbir nafakası koşullarının oluştuğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü, günün ekonomik koşulları ve hakkaniyet ilkesi (TMK md. 4) birlikte değerlendirildiğinde davacı kadın için aylık 1000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan sebeplerle; davalının davacı kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

      DAVA TÜRÜ :Nafaka - Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm; davacı-davalı tarafından; tedbir nafakasının miktarı ve başlangıç tarihi yönünden; davalı-davacı tarafından ise her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kocanın tüm, davacı-davalı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı kadın yararına, kadının tedbir nafakasına ilişkin davasının (TMK md.197) açıldığı tarihten itibaren nafakaya hükmedilmesi gerekirken, kararın kesinleşme tarihinden geçerli olmak üzere hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK md.438/7)....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/09/2020 NUMARASI : 2018/1000 ESAS-2020/412 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma - Tedbir Nafakası (TMK md. 197) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı/davalı erkek vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı olarak boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

        Davalı erkek vekili; kusur tespitine, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile velayet düzenlemesine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuşturç Dava; zina (TMK md. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenlerine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir. Davacı kadın vekilinin; kadının reddedilen tedbir nafakası talebine yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m.186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169). Tedbir nafakasının miktarı belirlenirken tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi gözetilir....

        ın karar tarihinden sonra 15.02.2017 tarihinde ergin olduğunun anlaşılmasına göre davacı-davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Ayrı yaşamada haklı olan davacı-davalı kadının bağımsız tedbir nafakası davasının kabulü ile kadına boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakası (TMK m. 169) ile mükerrer olmayacak şekilde uygun miktarda tedbir nafakası takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir (TMK m. 197) 3-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK m.175) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir....

          Yerel mahkeme kararında, “Bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılamada bozma ilamı doğrultusunda maddi hata giderilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur" denilerek, davacının bağımsız tedbir nafakası davasının (TMK m. 197) kısmen kabul edildiğini, birleşen evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı (TMK m. 166/1) boşanma davasında ise dava kabul edilerek tarafların boşanması yönünde hüküm kurulmuşsa da, her iki davada verilen kararlar yönünden hiçbir gerekçeye yer verilmemiştir. Boşanma ve bağımsız tedbir nafakası (TMK m. 197) davalarının kabulüne dayanak "Vakıalar" ve taraflara yüklenen kusurlar ayrı ayrı gerekçede gösterilmemiştir. Yerel mahkemenin hangi delillerle sonuca ulaştığını değil, dayanılan delillerde yer alan hangi vakıanın kabul edildiğini Yargıtay denetimine elverişli şekilde gerekçeli olarak açıklaması zorunludur. Bu nedenle, gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan, bozmayı gerektirmiştir....

            Aynı yasanın 197. maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ancak, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmak zorundadır. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4)....

              UYAP Entegrasyonu