Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları,davacı-karşı davalı kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafakanın miktarında, Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır(TMK.md.169, 186/2) amir hükümleri uyarınca, boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar müşterek çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları müşterek çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafakanın miktarında, TMK'nın 182/2. maddesi gereğince velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılma zorunluluğu bulunduğundan...

Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir....

    Tarafların 05/09/2016 tarihinde kesinleşen kararla TMK'nın 166/3 maddesi uyarınca anlaşmalı olarak boşandıkları ve müşterek çocuk lehine aylık 1000 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, nafakanın gelecek yıllarda yıllık % 10 artırımına karar verildiği, davalı babanın 19/01/2017 tarihinde Gölbaşı 2.Asliye (Aile) Mahkeme sinde açtığı nafakanın azaltılması davasında, söz konusu davada davalı olan annenin kabulü ile iştirak nafakasının aylık 350 TL'ye indirildiği ve nafakanın gelecek yıllarda üfe oranınında artırımına karar verildiği, söz konusu kararın 08/09/2017 tarihinde kesinleştiği eldeki davanın ise 06/08/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Tarafların tespit edilen ve gerçekleşen ekonomik sosyal durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, giderleri, nafaka yükümlüsü nün geliri, davacının da çocuğun bakım ve eğitim masraflarına katılma yükümlü lüğünün bulunduğu gözetildiğinde takdir edilen nafaka miktarı çoktur....

    TMK'nun 176/son maddesine göre; Hakim, istem halinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir. Davacı, dava dilekçesinde; gelecek yıllara yönelik, nafakanın artırılmasına ilişkin bir talepte bulunmamış ise de; 29.05.2009 tarihli ıslah dilekçesinde, nafaka artırımının her yıl TÜFE oranında artırılmasını talep etmiştir....

      ya da aynen iadesi mümkün değilse bedelin yasal faizi ile birlikte talep ettiği, müvekkil için aylık 1.750,00 TL, yaşı küçük müşterek çocuk lehine aylık 1.000,00 TL nafakanın davalıdan alınarak tarafına verilmesini, davacı lehine 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatı ödemeye mahkum edilmesi, ayrıca müşterek çocuk Eslem Zümra'nın velayetinin kendisine verilmesini arz ve talep ettiği görülmüştür....

      Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği müşterek çoçuğun yaşı ihtiyaçları ve eğitim durumu davalının belirlenen gelir durumu nazara alındığında hükmolunan (artırılan) iştirak nafakası miktarı az olup, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır. Ayrıca TMK'nun 176/son, 330/son,365/5.maddesinde hükmolunan nafakanın gelecek yıllarda da artırımına ilişkin olarak getirilen bu madde gerekçelerinde de bahsedildiği gibi ekonomik yönden güçsüz olan nafaka alacaklıların her yıl dava açmak suretiyle emek ve masraf saflarının önüne geçilmek için getirilmiş bir hak olup, bu hak sadece nafaka alacaklılarına tanınmıştır. nafaka borçlularının böyle bir talep hakkı yoktur. Buna görede davacı taraf (nafaka alacaklısı) somut olayda nafakanın gelecek yıllarda artırım talebinde bulunmamıştır. Sadece davalı nafaka borçlusu bu talepte bulunmuştur....

        İçtihadı Birleştirme Kararına göre nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder. Buna göre, nafakanın indirilmesine dava tarihten itibaren hükmetmek gerekirken; nafakanın hangi tarihten itibaren indirilmeye başlayacağının belirtilmemiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Ne var ki; bu eksikliğin düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve "hakimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından hükmün HUMK 438/..., C2 hükmü ve 6100 sayılı HMK 370/... ek .../... maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. Hükmün ....fıkrasında yer alan "...nafakanın aylık 400.00.-TL ye indirilmesine ..." ifadelerinin çıkarılarak yerine " ...dava tarihinden itibaren nafakanın aylık 400.00....

          Hükmü temyiz eden davacı; nafakanın indirilmesini talep etmesine rağmen mahkemece talebinin nafakanın kaldırılması olarak değerlendirildiğini, eksik inceleme ile talebinin yersiz reddedildiğini iddia ederek hükmün bozulmasını talep etmiştir. Dava; protokol ile belirlenen yoksulluk nafakasının indirilmesi talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 176/... hükmü uyarınca; tarafların mali durumunun değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde yoksulluk nafakasının artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından, tazminatların miktarı ve tedbir nafakası ile tedbir nafakasının iadesi yönünden; davalı tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatlar ve iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının tüm, davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz talepleri yersizdir. 2-Mahkemenin 21.05.2010 tarihli ara kararıyla davacı lehine takdir edilen tedbir nafakasının iadesine ilişkin davalının bir talebi (davası) bulunmadığı ve mahkemece bu nafakanın kaldırılmasıyla yetinilmesi gerekirken; ayrıca iadesine karar verilmesi doğru değildir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakası arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile Safranbolu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/396 E, 2006/324 K sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma ile müşterek çocuğun velayetinin tarafına verildiğini, daha sonra açılan 2007/11 Esas sayılı dava ile müşterek çocuk için aylık 125,00 TL nafakaya hükmedildiğini ve nafakanın her yıl TEFE oranında artırılmasına karar verildiğini, nafakanın şu an 223,00 TL olduğunu, ilk nafaka kararından sonra müşterek çocuğun büyüdüğünü ve ihtiyaçlarının arttığını, nafakanın yetersiz kaldığını belirterek nafakanın aylık 750,00 TL'ye yükseltilmesini, her yıl TEFE oranında artırılmasını talep...

                UYAP Entegrasyonu