Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, daha önce hükmedilen yoksulluk nafakasının yetersiz kaldığı belirtilerek 400 TL'ye yükseltilmesi istenilmiştir.Mahkemece, 2006/335-40 sayılı kararla hükmedilen 180 TL nafakanın dava tarihi olan 15.02.2011 tarihinden itibaren 350 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında takdir edilen miktar fazla olup, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun değildir.Mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar ve TMK. 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak nafakanın uygun...

    Kural olarak, nafaka artırımı davalarında; mahkemece hükmedilen nafakanın geçerlilik tarihi daima dava tarihidir. Bu husus, 28.11.1956 gün 15 E., 15 K. sayılı Y.İ.B.K.'da "nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder" şeklinde belirtilmiştir. Yine, belirlenen nafakanın aylık ödeneceği hususu da kanun hükmüdür. Buna göre, dava tarihinden geçerli olacak şekilde nafakaya hükmedilmesi gerekirken; kararda nafakaların geçerlik tarihinin gösterilmemesi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Ancak bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 1. fıkrasındaki "davanın kabulüne" sözcüklerinden sonra "dava tarihinden itibaren" kelimeleri yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 23.50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 27.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      Bunun yanında, davacının dava dilekçesinde nafakanın azaltılması talebi yanında, önceki nafakanın artırılması davasında verilen kararda belirlenen nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılması yerine memur maaş zammına göre yeniden artış oranın düzenlenmesini istediği, mahkemece bu talep hakkında olumlu / olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmışsa da, bu konuda istinaf başvurusu bulunmadığından eleştiri yapılması ile yetinilmiştir. Tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; KDZ....

        İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; boşanma kararında her ne kadar hüküm kısmında nafakanın %15 oranında artırılması hususu sehven unutulsa da protokolün aynen onaylandığı ve hüküm eki sayıldığı, buna göre nafakanın her yıl %15 oranında arttırılması gerektiği, buna ilişkin alınan bilirkişi raporunda yasal faizi ile birlikte 240.043,79TL eksik ödemenin hesaplandığı, rapor doğrultusunda ıslah dilekçesi sunulduğu gerekçeleri ile davanın kabulü ile 240.043,79TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. VI. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ile hükme bağlanacak nafakanın her yıl belirli bir oranda arttırılmasını istediklerini, mahkemenin bu konuda olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurmadığını, hükme bağlanan nafaka miktarının yetersiz olduğunu beyanla, ilk derece mahkemesi kararının lehlerine olacak şekilde kaldırılarak, talepleri doğrultusunda karar verilmesi ve nafakanın her yıl mahkemenin belirleyeceği artış oranında arttırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

          Sayılı ilamı ile aylık 450,00 TL' ye düşürüldüğünü , 2014 yılından itibaren aynı nafakanın ödendiğini, müvekklinin köyde ailesi ile yaşadığını, 6 yıldan beri aynı nafakanın ödendiğini, bu durumun hakkaniyete aykırı olduğunu beyan ile aylık nafakanın 2.000,00 TL 'ye yükseltilmesini talep etmiştir. Davalı, cevap dilekçesinde özetle ; açılan davayı usul ve esas yönünden kabul etmediğini beyan ve talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ; İlk derece mahkemesi'' Davanın reddine '' dair karar vermiştir. TARAFLARCA İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEEPLERİ ; Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; davacı müvekkilinin 2014 yılında boşandığını, boşandığı tarihten dava tarihine kadar aynı nafakayı aldığını, müvekkilinin köyde ikamet ettiğini, her hangi bir gelirinin bulunmadığını, davalının gelirinde artış olduğunu, 6 yıldır aynı nafakanın ödenmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, mahkemenin gerekçesinin yerinde olmadığını beyan ile ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmiştir....

          Mahkemece, davacının talebi doğrultusunda hükmedilen nafakanın gelecek yıllar için de Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına göre ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesi gerekirken, bu yönde bir karar verilmemiş olması doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmedğinden bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasına "hükmedilen nafakanın gelecek yıllarda ÜFE oranında artırılmasına" ifadesinin eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 07.12.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Davalı nafakanın kaldırılması davasında dava edilmeyen bir konuda nafaka alacağının bulunmadığını da beyan etmiştir. Bu beyanı da "ikrar" mahiyetindedir. O nedenle nafakanın kaldırılması davasından önce doğmuş nafaka borcunun bulunmadığı da ikrar ile sabittir. Davanın yukarıdaki nedenlerle kabulüne karar verilmesi gerekir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.12.2011 gün ve 2010/634 Esas ve 2011/959 sayılı Kararı ile boşandıkları ve davalı lehine 500 TL tedbir nafakasına ve bu nafakanın kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren de yoksulluk nafakası olarak devamına karar verildiği ve bu kararın henüz temyiz aşamasında olup, henüz kesinleşmediği dosya içeriği ile anlaşılmaktadır.Yoksulluk nafakasının başlangıcı boşanma davası içinde boşanma kararının kesinleştiği tarihtir.Bu nedenle boşanma ilamı kesinleşmeden takdir edilen bu nafakanın kaldırılması ayrı bir dava konusu yapılamaz. Her dava açıldığı tarihteki koşula göre incelenir....

                Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacı kadın için 400,00 TL olan yoksulluk nafakasının 500,00 TL'ye çıkartılmasına, müşterek çocuk için 250,00 TL olarak takdir edilen nafakanın 350,00 TL olarak artırılmasına karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak ve yoksulluk nafakalarının artırılmasına ilişkindir. 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, nafakanın artırılması, kaldırılması veya nafakaya hükmedilmesine dair istemlerin kabulünde, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar verilmesi gerekir. Buna göre, mahkemece dava konusu talebin kısmen kabulüne karar verilirken, nafakanın artırılmasına dava tarihten itibaren hükmetmek gerekirken; nafakanın hangi tarihten itibaren artırıldığının hükümde gösterilmemiş olması doğru görülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu