WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HD tarafından onanarak kesinleştirildiği, mahkemenin 01/04/2021 tarihli bu kararı ile çocuğun 15/02/2020 tarihinden bu yana babanın yanında kaldığının ispatlandığı, bu nedenle nafakanın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. Dosya kapsamında tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Tarafların müşterek çocukların velayeti davalı annede bulunur iken İzmir 3....

Karşı dava cevap dilekçesi: Davalı vekili karşı dava cevap dilekçesinde özetle; Çalışmakta olduğu iş yerinden asgari ücret aldığını, ekonomik koşullar nedeni ile nafakanın kaldırılması şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen dosya dava dilekçesi: Davacı vekili birleşen dosya dava dilekçesinde özetle; Aksaray 2.Aile Mahkemesinin 2014/527 Esas sayılı dosyası ile davacı lehine bağlanan aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasının 1.000,00 TL'ye, müşterek çocuk Melisa lehine bağlanan aylık 375,00 TL iştirak nafakasının 6.000,00 TL'ye çıkartılmasını ve nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasını talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Karşı davanın reddine, birleşen davada yoksulluk nafakası artırılması talebinin reddine, birleşen davada müşterek çocuk için nafakanın 600,00 TL'ye çıkartılarak her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir....

    Anılan ihbarnamede; Dosya kapsamına göre, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19/04/2005 tarihli ve 2005/17-7 Esas, 2005/37 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, 5358 sayılı Kanun’la değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 344. maddesinde düzenlenen ve şikâyete tâbi bulunan nafaka hükmüne uymamak suçunun oluşabilmesi için, nafaka ödenmesinin kesinleşmiş bir mahkeme kararına dayanması, aylık nafakanın tahsili için icra takibine başlanılmış ve icra emrinin borçlu-sanığa tebliğ edilmiş olması, borçlunun ilâmda yazılı ödeme koşullarına uymaması, aylık nafakaya hükmedilmesi halinde icra emrinin tebliği ile şikâyet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması, borçlu-sanık tarafından nafakanın kaldırılması veya azaltılması hususunda açılmış bir davanın bulunmaması, dava açılmış ise sonuçlanmış olması ve şikâyet hakkının suçun işlendiğinin öğrenilmesinden itibaren 3 ay ve her halde işlenmesinden itibaren 1 yıl içinde kullanılması gerekmesi karşısında, somut olayda...

      Davalının, çalışmasının geçici nitelikte olduğu göz önüne alındığında, nafakanın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde nafakanın kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili ile davalının ... 5. Aile Mahkemesinde boşandıklarını, bu hükümle müşterek çocukların velayetinin müvekkiline verildiğini, davalı lehine de aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalının çalışmaya başladığını ancak çalıştığı iş yerinde nafakanın kesilmesinden korktuğu için sigortalı göstermediğini, müvekkilinin çocukların bakımı ile ilgilendiğini, maddi sıkıntı yaşadığını, yoksulluk nafakasını ödeyemediğini, bu nedenlerle hükmedilen nafakanın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda; her ne kadar davalı kadının boşanmadan sonra sezonluk işe girerek çalıştığı anlaşılmakta ise de; işinin sürekli olmadığı da anlaşılmaktadır. Davalının, aldığı 150 TL yoksulluk nafakası ile geçimini sürdürmesi ve varlığını idame ettirmesi günümüz koşullarında mümkün olmadığına göre, çalışıp gelir elde etmesi bir zorunluluktur. Çalışarak elde ettiği gelirle, nafaka miktarı toplamının, yukarıda açıklanan yoksulluk kavramını izale etmesi durumunda, mahkemece nafakanın kaldırılmasına karar verilebilir. Aksi takdirde ise; yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin içinde indirme talebinin de olduğu kabul edilip (çoğun içinde azında bulunduğu gözetilerek), yoksulluk nafakasının hakkaniyet ölçüsünde indirilmesi gerekir. Yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde yoksulluk nafakasının tümden kaldırılmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafakanın kaldırılması-düşürülmesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Davada; nafaka alacaklısının yoksulluğunun ortadan kalktığı gerekçesi ile nafakanın kaldırılması, ıslah dilekçesinde ise nafaka miktarının indirilmesi talep edilmiş, mahkemece; babasının ölümü neticesinde davalıya yetim maaşı bağlandığı, kayısı bahçesinin miras kaldığı, mahkeme kararı ile davacı adına olan tapu kaydının iptal edilerek davalı adına tescil edildiği, tüm bu olaylar neticesinde davalının zenginleştiği, yoksulluğunun ortadan kalktığı kanaati ile nafakanın kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması, bu talep kabul görmez ise indirilmesi istemine ilişkindir....

                TMK.176/3.maddesinde yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılacağı, 176/4.maddesinde ise tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irad biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın artırılması ya da azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir. Davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla yoksulluk nafakasının kaldırılması olmadığı takdirde indirilmesini istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir....

                  AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 05/05/2015 NUMARASI : 2014/948-2015/400 flar arasındaki nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde; davalı ile 2000 yılında boşandıklarını, davalı lehine 50 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, nafakanın 2005 yılında 220 TL'ye artırıldığını, davacının 2014 yılında açmış olduğu nafakanın artırımı davasının reddedildiğini, davalının sigortalı olarak çalışmakta olduğunu belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ekonomik durumunun iyi olduğunu, müvekkilinin asgari ücret seviyesindeki gelirinin kendisini yoksulluktan kurtarmayacağını savunarak davanın reddini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu