Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebileceğinden tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, çocuğu yaşı itibariyle ihtiyaçları nazara alındığında, ilk derece mahkemesince iştirak nafakasının kısmen indirilmesi ve belirlenen nafakanın takip eden yıllık memur maaş zammı oranından az olmamak kaydıyla ÜFE oranında arttırılmasına ilişkin kararının TMK'nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Her ne kadar davalı vekili istinaf itirazlarında, davacı tarafından açılan ve reddedilen İzmir 4....

Boşanma ve nafaka ilamının 26/03/2018 tarihinde kesinleştiği dikkate alındığında, ilamdaki ÜFE artışının yerleşik Yargıtay uygulamaları uyarınca kesinleşme tarihinden bir yıl sonra uygulanacağı, buna göre; 26/03/2019 tarihinde başlayan ÜFE artışı dikkate alındığında, eldeki davanın açıldığı 21/01/2021 tarihine kadar nafakanın ulaştığı miktar gözetildiğinde, davacının bu nafakanın dava tarihinde 900 TL'ye indirilmesi talebine göre arada kalan miktar davanın konusunu oluşturduğu, indirilmesi talep edilen aylık nafakanın bir yıllık tutarı dikkate alındığında nafakanın azaltılması talebi yönünden verilen red kararının karar tarihi itibariyle, HMK'nun 341/2. maddesinde belirtilen parasal sınırın altında ve kesin nitelikte olduğu, bu durumda, davacının kesin nitelikteki bir karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK'nun 341/2, 346/1, 352/1- b maddeleri gereğince, nafaka miktarı konusundaki davacının istinaf dilekçesinin miktar itibariyle usulden reddi yönünde karar...

nafakanın ergin olduğu tarih olan 28.05.2015 tarihinden itibaren kaldırılmasına, boşanma kararında belirtilen eğitim masrafları, aidat, doğalgaz, su, elektrik, Digitürk, telefon, ADSL gibi ödemelerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    hükmedilen nafakanın reşit olduğu tarih olan 28/05/2015 tarihinden itibaren kaldırılmasına, boşanma kararında belirtilen eğitim masrafları, aidat, doğalgaz, su, elektrik, Digitürk, telefon, ADSL gibi ödemelerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    GEREKÇE: Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması/ indirilmesi istemine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzeni yönünden sınırlı olmak üzere yapılan istinaf incelemesinde; Mahkemece;"davacı tarafın yukarıda bahsi geçen şirkette şirket yarı hissedarı ticaretle uğraşmaya devam ettiği, kaldı ki istinaf kaldırma kararından önce dinlenen tanık anlatımlarında da davacının şirketle bağının kopmadığının dile getirildiği, bu itibarla her ne kadar yoksulluk nafakasının indirilmesi ya da nafakanın indirilmesi istemiyle bu dava açılmış ise de, davacının ekonomik ve sosyal durumunda boşandıktan sonra ve halihazırda olağanüstü bir değişiklik meydana geldiği konusunda mahkememizde kanaat edinilememiş olup, davalının ise asgari düzeyde gelir elde etmesinin yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmediğine yönelik yerleşmiş içtihatlar gözetildiğinde davalı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin...

    , aksi halde boşanma tarihine göre davalının mal varlığının artması nedeniyle yoksulluğun azaldığı ve “çoğun içinde az da vardır ” ilkesi gereğince “nafakanın kaldırılması” talebinin “nafakanın indirilmesi” talebini de içerdiği gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      iadesiyle, nafakanın kaldırılmasını, bu talep yerinde görülmezse nafakanın aylık 5.000,00 TL'ye indirilmesini talep etmiştir....

        ilişkin talebin reddiyle ilgili verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakta olup, davacı vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazlarının reddi ile artırıma ilişkin verilen hükmün ONANMASINA, 2) Birleştirilen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;Tarafların gelir durumları, çocukların yaşları, eğitim durumları ve genel ihtiyaçları doğrultusunda, ödenen iştirak nafakasının indirilmesi hakkaniyete uygun bulunmamış, davanın iştirak nafakasının indirilmesi yönünden kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....

          Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması/indirilmesi talebine ilişkindir. TMK'nın 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir. Yasanın bu hükmü gözetildiğinde; nafaka miktarının değiştirilmesi yada kaldırılması istekle rinin, gelişip değişen şartlar ve hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. Davacı, yukarıdaki yasa hükmü gereğince davalının çalışmaya başladığı ve yoksulluğu nun son bulduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını,mümkün olmadığı takdirde indirilmesi talebinde bulunmuştur. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir....

          Hal böyle olunca mahkemece; öncelikle nafaka yükümlüsü davacının ekonomik ve sosyal durumu etraflıca araştırılarak, davacının ekonomik durumuna ilişkin sosyal ekonomik durum araştırma sonuçları ile tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmesi, ardından davalının asgari ücret düzeyinde gelirinin olmasının yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmeyeceği göz önünde bulundurularak, davacının nafakanın kaldırılmasına yönelik talebinin reddine karar verilmesi, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı (çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince) nazara alınarak, nafakanın indirilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı tartışılarak, gerekli görülür ise nafakada makul oranda bir indirime gidilmesi gerekirken; eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı gerekçeyle yoksulluk nafakasının tümden kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir....

            UYAP Entegrasyonu