Somut olayda, davalı baba, kişisel ilişki kurulması sırasında çocuğu süresinde teslim etmeyerek yükümlülüklerini yerine getirmekte ihmali davranışlar sergilemişse de bu davranışlarının çocukla baba arasındaki kişisel ilişkinin tamamen kaldırılmasını gerektirecek ağırlıkta olmadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple çocukla baba arasındaki kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması çocuğun yüksek yararına uygun olmamıştır. Mahkemece, babanın ihmali davranışları da dikkate alınarak çocukla baba arasında daha önce kurulan kişisel ilişkinin makul şekilde sınırlandırılması suretiyle yeniden kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken, çocukla baba arasındaki bağın tamamen koparılması ve çocuğun babasına yabancılaşması sonucunu doğuracak şekilde kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir....
Üçüncü kişilerin koşulları gerçekleştiği taktirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez. Ancak kişisel ilişki süresi aile bağlarını güçlendirmek ve geliştirmeye elverişli olacak yeterlilikte olmalıdır. Davacı amca ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulması, her ne kadar babanın ölümünden sonra anne ile amca arasında babadan miras kalan taşınmazlarla ilgili sorun yaşandığı belirtilse de, kişisel ilişkiye dair ilamların maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmadığı, kişisel ilişki nedeniyle çocuğun huzurunun tehlikeye girmesi veya davacının bu hakkı amacına aykırı şekilde kullanması durumunda kişisel ilişkinin kaldırılması veya koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesinin her zaman istenebileceği hususları dikkate alındığında ve de uyuşmazlığın çocuğun sağlığını, ahlaki ve bedensel gelişimini tehlikeye düşüreceğine ilişkin bir delil dosyada bulunmadığından doğrudur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Müşterek çocuk ... 09.09.2009 doğumlu olup baba ile çocuk arasında kurulan kişisel ilişki babalık duygularını tatmine elverişli değildir. Çocukla ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak, amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır....
Çocukla davalı baba arasında babalık duygularını tatmine elverişli olacak yeterlilikte, müşterek çocuğun hafta sonları yatılı kalacağı, bayram ve tatillerde de davalının müşterek çocukla kişisel ilişkisini sağlayacak nitelikte kişisel ilişki kurulması yönünde karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2.. 3., 4. ve 5. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.06.06.2016 (Pzt.)...
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, 2017 doğumlu ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verildiğini, baba ile kişisel ilişki tesis edildiğini, davalının kişisel ilişki günlerinde gözetim ve bakım yükümlülüğünü ihmal ettiğini, çocuğun fiziksel, psikolojik ve sosyal gereksinimlerini karşılayamadığını, her kişisel ilişki sonrası çocuğun pişik olmuş halde eve geldiğini, bir erkek arkadaşı ile kızı da olduğu halde aynı otel odasında kaldığını, 1-31 Temmuz tarihleri arasında kurulan kişisel ilişki sırasında davalının, ortak çocuk annesi ile görüşmek istemesine rağmen buna engel olduğunu, telefonla dahi görüştürmediğini, kurulan kişisel ilişkinin uzun olduğunu, takdir edilen nafakanın yetersiz olduğunu belirterek davalı baba ile çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasına, aksi kanaat halinde her yıl 1-7 Temmuz ve dini bayramlardan yalnızca ramazan bayramında olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına, iştirak nafakasının artırılmasını talep ve dava etmiştir...
bulunan epilesi durumunu tetikleyeceğini, mevcut şahsi münasebet tesisinin, çocuğun bedensel, ruhsal ve fikirsel gelişimini olumsuz yönde etkileyeceği gibi çocuğun eğitim ve sağlığının takibini de kesintiye uğratacağını, bu nedenle davalının çocukla kişisel ilişki hakkının kaldırılması için çocukla davalının ilişkisinin tamamen kopmuş olması ve yine müşterek çocuğun üstün yararı, sağlığı, anneye bağımlılığının artmış olması sebebiyle adli yardım talaplerinin kabulü ile, davalının çocuk ile şahsi ilişki hakkının kaldırılmasına, mahkeme farklı karardaysa yeniden düzenlenerek müşterek çocuğun ihtiyaç ve üstün yararının dikkate alınarak sadece günü birlik olarak sınırlandırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Başka bir anlatım ile, çocukla, ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi, çocuk ile ana veya baba için bir hak olduğu gibi kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Somut olayda;Boşanma kararı verilir iken müşterek çocuk ile baba arasında her ayın son cumartesi günü saat 09:00 ile Pazar günü saat 17:00 arası, dini bayramların ikinci günü saat 09:00 ile üçüncü günü saat 17:00 arası kişisel ilişki tesis edilmiştir. Müşterek çocuk 2012 doğumlu olup boşanma kararı 08.07.2015 tarihinde kesinleşmiştir. Mahkemece görüşüne başvurulan uzman 15.10.2018 tarihli raporunda görüşme gün ve saatlerinin aynı kalmasının uygun olacağını belirtmiştir....
Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde; ortak çocuk sekiz aylık olunca davalının, icra marifetiyle, 3 kez yaklaşık 30-60 dakika sürelerle kişisel ilişki gerçekleştirdiğini, davalının bahsettiğimiz bu kişisel ilişki talebinin de müvekkille evliliği yeniden tesis etmeye dönük gaye taşıdığı, asıl amacının çocukla görüşmek olmadığını, davalının çocukla en son kişisel ilişki kurduğu tarihten itibaren yaklaşık 3 yıl boyunca arayıp sormadığını, müvekkilin ortak çocukla görüşmesi için bir çok kez davalıyı aramasının neticeyi değiştirmediğini, davalının ortak çocuğu uzun yıllar arayıp sormadığından dolayı, ortak çocuğun davalı babayı tanımadığını, iddialarını ispatladığını, raporlara itibar edilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek reddedilen davası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1....
ilişkinin kaldırılmasını dava etmiş, davalı karşı davacı baba ise iddiaların asılsız olduğunu, annenin bir yıldır çocukla kişisel ilişkiyi engellediğini belirterek, çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini istemiş, mahkemece; babanın çocuğa küfür ettiği ve tokat attığı gerekçesiyle kişisel ilişkinin kaldırılması davasının reddine, baba ile çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin sınırlandırılması ile her ayın 1. haftası Cumartesi günü saat 09.00 dan akşam saat: 17:00 a , dini bayramların 2. günü saat: 09:00 dan akşam saat: 17.00' e kadar kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Torunla Kişisel İlişki Kurulması-Yardım Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı tarafından; davalı-davacının kabul edilen nafaka davası ve kişisel ilişkinin süresi yönünden, davalı-davacı tarafından ise; davacı-davalıların kabul edilen torunla kişisel ilişki davası ve nafakanın miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacının temyiz itirazları yersizdir. 2- Davacı-davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a)Üçüncü kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez....